birden fazla olması gereken şey. bu durumda bizim içinde yaşadığımız şeyin ismi "evrenimiz" oluyor. diğer evrenlerin varlığı kanıtlandığında bizimki de dahil herbirine özel bir isim koyulacak elbet.
öncelikle dünyaya ilişkin teorimi açıklayayım. dünya bence bir tv şovu. tanrılar insanları izliyorlar ve önemli anlar canlı yayınla gösteriliyor. örneğin geçen gün bir teknenin batmasıyla 400 insan birden öldü. tanrıların çoğu bu felaketi üzülerek izledi.
evren devasa boyutlarda ve içinde milyarlarca yıldızla milyarlarca gezegen var. bunun sebebi tanrıların izlediği başka gezegenlerin de olması, ancak biz akıllı canlıların olduğu diğer gezegenlere kesinlikle ulaşamayacağız. sebebini ise şöyle açıklayayım;
eğer tanışırsak ve bizden daha gelişmişlerse, örneğin teknolojileri çok üstünse, gezegende komünizm varsa, ülkeler ve mülkiyet yoksa, herkes ateistse dünyayı da kendi gezegenleri gibi yaparlar. böylece iki tv şovu birleşip tek bir tv şovu olmuş olur. senarist tanrılar bunu istemezler çünkü iki ayrı tv şovunun daha çok izleyicisi olur, daha fazla rating alırlar. dolayısıyla diğer akıllı canlılarla biz kesinlikle tanışamayacağız. bizim en ileri teknolojimizle ulaşabileceğimiz noktadan daha uzakta yaşıyorlar.
Herşeyin başlangıcı, varoluş'un hikayesi. Evrenin nasıl oluştuğuna değinelim; tahminlere göre büyük patlama yani, big bang oluştuktan sonra oradan ayrılan bir toz bulutunun milyarlarca yıl yerçekimiyle yoğurulması ve soğumasıyla meydana geldi. Evrenden önce dışarısı diye bir kavram yoktu herşey küçücük bir noktadaydı. Sadece içerisi vardı. Evrenin 14 milyar yaşında olduğu tahmin ediliyor ve her geçen gün evren dahada genişliyor.
Her olayın arkasında yerçekimi kuramı bulunuyor.
Gezegenlerin oluşumuna gelecek olursak; ilk önce yıldızlar oluştu, sonra daha küçük yıldızlar, bu yıldızlar galaksileri oluşturdu. Galaksiler oluştuktan sonra yıldızlarda bulunan hidrojen miktarının artması ile birlikte bu yıldızlar patladı ve gezegenler oluştu. Bu patlamanın adı; süpernova ölen bir yıldızdan başka gezegenlerin hayat bulması. Yıldızın patlaması ile saçılan tanecikler yerçekiminin etkisiyle milyarlarca yıl şekil alıyor. bunun sonucunda her şey meydana geliyor.
Bizim galaksimiz belkide en kusursuz olan galaksi, ayrıca en eski galaksilerden birisi olduğu tahmin ediliyor 13 milyar yıl yaşında buna rağmen dünya henüz 4.5 milyar yıl yaşında, ve ömrünün yarısını doldurduğu tahmin ediliyor. Aynı şekilde güneş'te öyle. Güneş milyarlarca yıl sonra iyice büyüyecek ve yakıtı tükenecek, en son süreçte çok yüksek sıcaklıklara ulaşacak ve bize hayat veren güneş dünyayı tanınmaz hale getirecek, ve en sonunda o da diğer yıldızlar gibi içine çekilecek ve patlayacak. Bunun sonucunda güneş bir karadelik oluşturacak çünkü güneşin yeni bir gezegen oluşturacak kadar enerjisi bulunmuyor.
Herşeyin sonu var elbette ama evrenin bir sonu olup olmadığı henüz bilinmiyor. Evrende bulunan karanlık madde hakkında daha fazla bilgiye sahip olduğumuzda bunları öğrenebileceğiz belkide. Fakat herşeyin tersine döneceği tahmin ediliyor. yani evren oluşmadan önceki aşamaya dönecek yine bir hiç haline. Tabiki bunlara şahit olamayacağız. Bunlar sadece teori, hala uzay hakkında gerçekleri bilemiyoruz.
Sadece kendi galaksimize hakimiz o bile henüz tamamı ile değil, başka bir galaksiye göç etmek istesek bile şu anda yapılmış olan en hızlı araç ile (saatte 18bin km) 20 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegene 300 yılda gidebiliyoruz. Yeni araçlar geliştirebiliriz elbette ama bu süre en az 73 yıla çekilebiliyor. (20 ışık yılı) Bu da bir insan ömrünün neredeyse tamamı. insan ömrü uzamadıkça galaksiler arası yolculuk mümkün olmayacak en azından önümüzdeki 1000 sene. Evrene asla tamamen hakim olamayacağız. En kötüsü budur belkide.
Evrende düzenli diye bir şey yoktur. Her şey düzensizdir. Eğer düzenli olsaydı, evren oluşamazdı. Herşey dağınık vaziyette ve karmaşalarla dolu.
içerisinde bir nokta kadar küçük olduğumuzdur.diğer gezegenler,güneş sistemleri , yıldızlar ... o kadar fazla şeye sahipken yalnız olmadığımız hissini verendir.bizim sadece duyularımızla algılayabildiğimiz şeylerin gerçekliğini ne derece biliyoruz orası da ayrı bir muamma .çok karışık bu işler sözlük çok.
Evren Sınırsız bir döngü içerisindedir. Tekillik, big-bang ve bu sebeple başlayan evren genişlemesi, kütleçekim sebebiyle yavaş yavaş genişleme hızının azalması, durma ve içe doğru çökmenin başlaması, gittikçe daha hızlı çökme ve en sonunda tekrar tekillik.
Bu sonsuz döngü adı üstünde sonsuz olduğu için sonsuz sayıda evren olmuş ve olacaktır.
"Evrenimizi büyük bir yapboz olarak düşünün. Bu yapbozda her canlının doldurabileceği eşsiz bir yer var, sadece o insanın doldurabileceği bir parça. Bu koca evrende, sadece o özel kişinin doldurabileceği küçücük bir parça! Mucize şu ki, siz o yapbozdaki yerinizi bulduğunuz zaman, benim de kendi yerimi bulmam için gereken parçayı yerine koyuyorsunuz." (Alan cohen)