insanların üstündeki en taze baskı unsurlarından biridir.
düşünün ki, insanlar düzenli olarak çalışıyorlar ve çalışma vakitlerinden dolayı kendileri için bir şeyler yapma fırsatı bulamıyorlar. yaşları da yirmiden yukarıda olduğu için cinsel arzuları katlanıyor, ve cinsel arzularını bastırmak için evlenmek önşart olarak sunuluyor.
evlenebilmek içinse, daha çok çalışmaları, eve eşya almaları, borç alıp borç ödemeleri kendilerine olmazsa olmaz olarak sunuluyor. daha çok çalışmaları isteniyor.
zaten çok çalışmakta olan insan, bu durumu reddediyor, evlilik sınırlarını yıkmaya başlıyor. kendileri için vakit ayıramazlarken, başkasının sorumluluğunu üstlenmek daha da zor oluyor.
üstelik evlenmesi durumunda çocuk bakmak zorunda kalmak, zaten fazla olan yüklere daha da fazlasının binmesi, insanları evlilikten soğutuyor.
bu durumdaysa, hali hazırda orada beklemekte olan kurtuluş yolu ise, sevişmenin çocuk yapmanın ve çocuk büyütmenin evlilik denen kurumdan ayrılmasına bağlı.
kişilerin arasındaki sevgiye göre
kişilerin birbirine olan saygısına göre
kişilerin birbirlerine hitap edişine göre
kişilerin birbirlerine davranışlarına göre
kişilerin birbirlerinin gözlerinin içine bakışına göre
çevredeki insanların sözlerinin kişileri nasıl etkilediğine göre
kısacası herşeye göre
ya cennettir, ya da cehennemdir.
unutulmaması gereken her şeyin kişilerin elinde olduğudur.
tek taraflı bir şey değildir. her iki tarafında çabasını gerektirir.
Evlilik aşağıdaki şiire benzer birşeydir. Bekarlığın sondemleridir. Dönülmez akşamın ufkudur vakitte artık çok geçtir.
beyin sarhoştur gönül hükmeder gözlüğüm tozpemde der,
ben nicelerini gördüm bu kervan böyle gelmiş böyle gider,
sanarki bulutların üstünde uçar,başında kavak yelleri eser,
uyanınca aylardan cicim biter başlamıştır sicim bıçak gibi keser.
Evlilikte herkes zanneder kendini melek kimse demez götüm kara,
Sicim ayları başlar bir kavga sen misin ben mi lan horoz burada,
Der ki nereden de evlendim sanki,kaçıracak keçi de kalmadı ahırda,
Kalırsan bekar hala ,sadece kendine hesap verirsin bu dünyada.
Aşık Tolga der ki beynim değerlidir peynir ekmekle yemeye gelmez,
Bekarlık sultanlıktır Şirin bacım kralı da gelse beni enterese etmez,
Çok aşıkmış seviyormuş hadi ordan,bir bardak su iç üstünede pekmez,
Ferhat abiciğim sen evlenmişsin artık anlamayzsın bunları beynin yetmez.
Yeryüzüne birlikte geldiniz ve sonusuza dek birlikte yaşayacaksınız.
Ölümün ak kanatları günlerinizi bölene dek birlikte olacaksınız.
Tanrı'nın suskun anıları katına eriştiğinizde bile birlikte olacaksınız.
AMA bırakında bunca beraberliğin yanında biraz da boşluklar olsun.
Ve Tanrısal alemin rüzgarları esip dolabilsin aranızda.
Birbirinizi sevin, ama sevginin üzerine bağlayıcı anlaşmalar koymayın.
Bırak yüreklerinizin sahilleri arasında gelgit çalkalanan bir deniz olsun segvi.
Birbirinizin kadehini onunla doldurun, ama aynı kadehe eğilip içmeyin.
Ekmeğinizi bölüşün, ama aynı lokmayı dişlemeye kalkmayın.
Şarkı söyleyin, oynayın, eğlenin birlikte ,
Ama ikinizinde birer YAlnIZ olduğunu unutmayın,
Çünkü lavtadan dağılan müzik aynı, ama nağmeleri çıkaran teller ayrıdır.
Hep yanyana olun, ama birbirinize asla sokulmayın;
Çünkü tapınağı taşıyan sütunlar da birbirinden ayrıdır.
Çünkü selvi ile meşe birbirinin gölgesinde yetişmez.
genç insanlara saçma değil de daha ziyade korkutucu gelen durumdur.
çünkü evlenmek herşeyden önce gençliğin yavaş yavaş insanı terketme noktasına gelmesi demektir.
sadece yaşında değil, daha erken evlenenler için de böyledir.
çünkü evlenince peşisıra önemli sorumluluklar ortaya çıkacaktır.
hayatlar değişecektir. çocuklarla süslenecektir yeni hayat. ve de daha yorucu olacaktır. daha zor olacaktır. ve ölüme her geçen gün biraz daha yakın olacaktır. yaşlanma daha hızlı olacaktır.
evlilik genellikle gençler ve öğrenciler tarafından küçümsenir. insana evlilik saçma gelir çünkü bu yaşlarda insan sadece tüketmeyi öğrenmiştir. ailesinin kendisine harcadıklarını tüketir sadece. bu nedenle bir insana emek vermek henüz ilgi alanında değildir. bir sürü farklı insanı tüketmek varken neden bir insana emek veresin. ama sonra vakit geçer ve insan soyunu devam ettirmek, bu dünyada kendisinden bir parça bırakmak ister. evet bir çocuk yapmak ister. sadece cinsel açlığını gidermek değil, sürekli destek olacağı ve göreceği kalıcı bir insan görmek ister yanında. hayatında istemediği kadar kadın ile birlikte olabilecek dünyaca ünlü yıldızların bile evlenmesinin nedeni budur. en basit neden. mutluluk, doyumlu bir hayat yaşamak.
modern psikolojinin ortaya çıkardığı bir gerçek de annesi ya da babası tarafından terk edilen çocuğun ileride büyük psikolojik sorunlar yaşayacağıdır. batı toplumlarında suç oranının en çok olduğu kesim, babaları tarafından bebek iken terk edilmiş insanlardır. evlilik bir çocuğun hayatta en başından güçlü olması için önemlidir. ama genç bir insanın bunu anlaması çok zordur. henüz tüketme aşamasındadır. ama yaşı otuzlara yaklaştıkça herkes gibi anlayacaktır.
yaş 20'leri geçtikten sonra masaya hayatını koyarak zar atmaya evlilik diyorlarmış, diyorsun. flört dönemi, uyumlu bir çiftiz, beraberliğimiz nereye varacak, evlenme teklifi, evet yanıtı, işte bu evetle başlıyor işin cafcaflı pembe olan rüya kısmı ailelerin tanışması heyecanı, müstakbel kayınvalide-kaynata, el öpmeler, iyi gelin görünmeler, göze girmek için dönen katakulliler '' çay koyayım, siz oturun ben bulaşığı yıkarım lütfen nedime teyzecim'' aa yavrum pek hamarat kız afferim oğlum dendiğini duyana kadar sonu gelmez maharetler, kale içi de tamama erince çeyiz eksiklerini tamamla, beyaz eşyası, eş adayınla mağaza mağaza dolaş eller de bırakılmaz asla bu gezintilerde kızın istediği oturma odaları, yatak odaları, biblo, buzdolabı süsü ıvır zıvır erkek bu adımdan sonra başına buyruk yaşamını, özgürlüğünü arka sayfalara gömmüş olur. ip boğazına geçmiştir. isteme, bohçalar, kına, nişan , gelinlik modeli seçme en ballı zaman dilimleri, düğün salonu, ilk dans, misket, halay, roman havası, hoptek eğlen çal, vur, oyna dibine kadar akrabaları eğlendir ve paraya kıyılması gerekir köpeğin önüne atılacak tatta pasta koymadıysan kocan cimri değil şanslısın erkeğin iyi olup olmadığı ilişkinin akıbeti düğün pastasından belli olur, ne sandın ya. öpüşmeler, takı merasimi, fotolar ve nihayetinde elinde evlilik cüzdanı zevkine bütçene göre döşediğin evde sen ve o yaşanacak kocaa bir ömür, ondan başkası olmayacak en yakının karın/kocan * ip erkeğin boynundan çıkıp kadının boyununa çıkmamacasına geçirilir. balayına gidenlerin sayısı az onca borç varken zor, yahu en geç bir hafta sonra iş başı yapacaksın. ilk günler mıç mıçç haller ruh eşimler, karıcım kocacımlar, yatakta kahvaltılar, peki, olur, hayatım, annene gidelim, gezelim, para yiyelim, dışarda yiyelim, eve gidelim yiyişelim oo pek şahane bu evlilik işe geri döndünüz akşam gelirken ne getireyim can suyum? birşey lazım mı bebeğim? dışardamısın peki karıcıkım. hep gözünün önünde duran insan bıktırmaz mı adamı? ne saat beklemesi kaldı, ne özlemi, kavga da edemezsin rahat rahat, beraber yaşamanın büyüsü kayboldu bile, her şey tek düze, ne zaman ki çiftler ben senden mi çekinecem senin yanında aaa demeye başlarlarsa orada ipin ucu kaçıyor yatağa girdiniz uyuyacaksınız koynuna doğru iliştin uyumaya adam zortt yelleniyor ooo , kirli çamaşırlar, ter kokusu, atlet don gezinmesi göbek kaşımaya koyulması, çorapları fırlatması, kocasının gelişini dört gözle bekleyen ışıl ışıl kadın o da kayıp gitmiş bu zincirde toz bulutu bir evde saçı baş darmaduman koşusan, sabah giydiği pijamayı değiştirmeye gerek duymamış varsın kalsın üstümde deyiveren, aldatılma ihtimallerini körüklemeye başlamış bile. kendine adamın karnını doyurmaktan, kirli çamaşırından, yıkanmışlarının ütüsünden, ev temizliğinden, kaynana-kaynata-görümce-baldız uzak ve yakın akrabalarla mecbruri yahut samimi ilişkilerden öte uğraşı kalmamış. kalçaların genişlemiş, giyimin kuşamın değişmiş, ben bilmem beyim bilirlerden oluvermişsin. yalnızlık nedir? unutmaya başlamışsın bir başına seyahat edememek, kendi bütçen olmaması, alışverişleri biraz abarttığında neden sorusuna maruz kalmak, kaprisini, iyi kötü huyunu suyunu mecburi çekmek, aileni ikinci plana atmak, ehhey eheyyy evlilik kadının erkeğe hizmeti, erkeğin kadına eziyeti ile ömrün isteğe bağlı törpülenmesiymiş. ***
Adam anlatıyormuş:
-"Evlenene kadar mutluluğun ne olduğunu bilmezdi, sonra da geç oldu."
1.Yeni evlenmiş bir adam mutlu ise nedenini hemen anlarız.On yıllık bir adam mutlu ise nedenini merak ederiz!
2.Evliliğin ilk yılında adam konuşur kadın dinler,ikinci yılında kadın konuşur adam dinler,üçüncü yılında her ikisi de konuşur,komşular dinler.
3.Bir kavgadan sonra kadın kocasına bağırır:
-"Seninle evlendiğimde tam bir aptalmışım."
Adam cevap verir:
-"Evet çok aşıktım fark edemedim."
4.Bir adam gazeteye ilan vermiş:
-"Eş arıyorum"
Ertesi gün yüzlerce mektup almış.
Hepsi aynı şeyi söylüyormuş
-"Benimkini alabilirsin."
5.Bir adam karısına arabasının kapısını tutuyorsa emin olabilirsiniz:
Ya arabası yenidir,ya da karısı.
kiraya çıkacak olanların sıkıntıya düştüğü olay. eşya almakta zorlanırlar ev bulmakta zorlanırlar başlamadan pes etmek isteseler fakat edemeyeceklerini gayet iyi bilirler.
allah evlenenin yuvasını kurarmış derler. allah yardım etsin kişileri.
bizde devletten ve aile büyüklerinden sevişme izni almak olarak tanımlanabilir. bir de evlilik kriterleri vardır. bir kere erkeğin de kızın da parası olmalı, her iki tarafında ortak beklentisi budur. bir de erkek için evlenilecek kız ayrımı vardır ki çoğunlukla bunu anneler belirler. kolay kolay kimse gerçekten istediği ve mutlu olduğu insanla evlenemez.
halbuki evlilik hayat arkadaşlığıdır. iki insanın ortak hayatıdır. sağlıklı bireylerin sağlıklı bireyler yetiştirmesini sağlayan bir kurumdur. ancak toplumumuzun evlilik üzerinde kurduğu baskı kurumun çuvallamasına neden olmaktadır. aileler hataı boka çevirir. erkek bir iki sevişir sonra sıkılır, sözüm ona heyecan aramaya başlar, kadın sırtını bir erkeğe dayamış olur, kocasından bulamadığı ilgiyi çocuklarından arar ki artık kadın da dışarda aramaya başlamıştır o ilgiyi.
ne bileyim türkiye'de evlilik zerre romantizm içermeyen çok boktan bir şeydir.
kendi sorunlarını dahi çözemeyen iki kişinin, birleşip daha fazla sorun yaratıp, onları da çözememekten zevk aldıgı için oluşturuldugunu düşündüğüm kurum. seksi legalleştirme çabasıdır kimi için de.