Şimdi sen;
- ama biz birbirimizi çok iyi tanıyoruz.
- ama biz aynı evi paylaştık, gayet keyifli vakit geçiriyoruz.
Falan diyeceksin, yemezler. imzayı atıp, aile kurumuna mensup olduğun anda yıllar geçse de yeni yeni huylarla karşılaşacaksın. Sende yeni yeni huylar edineceksin. O yüzden evlilikte tavsiye olmaz. Bence zorlama, şansa ve akışa bırak.
insanlara güvenmek çok tehlikeli. Güvenebileceğin, seveceğin ve sevilebileceğin birisini bulduğun zaman evlilik kendiliğinden gelmeli. Çünkü gerçekten birlikte olabileceğin bir ''insan'' bulmak çok zor bu dünyada.
Arkadaşlar, evlenmek istiyorsanız, evlenin. Son zamanlarda şunu görüyorum, 30 yaşlarında olup evlenmemiş ne kadar insan tanıyorsam vücutları acayip tepkiler veriyor. Anne ve baba olma yaşlarının geçtiğini düşünüyorlar sanıyorum, değişiyorlar, korkuyorlar, huzur bulamıyorlar, gerçekten çok yanlış seçimler yapıyorlar. Acele etmeye çalışıyorlar. Özellikle doğurganlığın azalması ciddi sıkıntı demek bazı insanlar için. Ki emin olun normal. 30 yaşındayım, bebek görüyorum ve evleneyim yaaa diyorum. Bunu diyen ben, nikah masasında insan terk edecek karaktere sahibim. Yaş ilerledikçe daha keskin bir istek oluşuyor bebek için. Normal bir durum. Bundan kaçamayız.
Haliyle artık çok didik didik incelemek yerine, eğer evlenmek ve ebeveyn olmak istiyorsanız, kendinize ve evliliğe en uygun adayı belirleyin. Evlenin. Çocuk yapın uygunsa her şey. Aklınızda kalacağına, 40 yaşına gelip keşke diyeceğinize deneyin.
Yoksa evliliğin ne kadar özellikle günümüze uygun olmadığını hepimiz biliyoruz. Ben bıraksalar beni 98 sayfa yazarım. Ki Sanki bunu yazmayayım diye birilerini beni tutmak için görevlendirmişler gibi davranıyorum, onu da biliyorum. Evlilerin boşanmaya ne kadar meraklı olduğunu yine hepimiz biliyoruz. Ancak evlenmemek ve çocuk istiyorsanız ona ulaşamamış olmak sonrasında daha çok acı verir.
Haliyle evlenin istiyorsanız. Burada da sanki izin veriyormuş, sanki benden izin almayı bekliyormuşsunuz gibi konuştum değil mi? Ah Çok zor.
Edit: gençler biz türkiye'de yaşıyoruz ve maddi durumu belli insanlarız. Ebeveyn olmak o çocuğun toplum karşısında nasıl etiketleneceğini düşünme sorumluluğunu getirir. Yoksa herkes biliyor çocuk sahibi olmak için evlenmek gerekmediğini. Seks sonrası olan bir şey. Rica ediyorum..
naçizane bir tavsiye: cinsiyet farketmezsizin kendi ayaklarınız üzerinde duramıyorsanız, az da olsa birikim yapamıyorsanız, hayatınızı idame ettirecek bir meslek veya beceriniz yoksa evlenmeyin.
Yoksa yumurta kıramayan kız da, tornavida tutamayan erkek de aynı yetersizlikte.
Tavsiye olarak kimseye bir şey deme hakkımız yok ama asla asla asla evlenirken aklınızı kullanmayınız.
Bunu neden mi dedim?
Etrafınızda mutsuz olan insanlara (kadın erkek) bakın.
Hepsi "şimdi ki aklım olsaydı" diye ağlıyor.
Bunun için evlenirken gönlünüzü kullanın.
Konuyu daha basit örnekleme ile açıklayıp konunun sağlamasını yapalım (evet, evlilik süreç yaşam olarak zor bir matematik problemi gibidir) evlilik de aklı değil de gönlünüzü dikkate aldığınız zaman olası bir mutsuzluk da daha az acı çekersiniz.
Bunun için "aaah şimdi ki gönlüm olsaydı" diyen insan "aaah şimdi ki aklım olsaydı" diyen insandan daha azdır.
Bir yemek olarak evliliği düşünün.
Sevdiğiniz bir yemeği yemek gibi, az olduğunda karnınız doymasa bile tadı ile buna katlanırsınız.
Sevdiğiniz bir ayakkabıyı veya t-shirt ya da elbise gibi düşünün. 3-4 sene giymeyip 1 sene sonra yırtılsa da renk atsa da fazla giyemezseniz de beğenerek giydiğiniz için bunu tolere edebilirsiniz.
Akıl her zaman yanılabilir hata yapabilir ve yönlendirme yapılabilir etkilenebilir.
Ama gönül öyle değil.
Daha az hata yapar daha az yanılır ve yönlendirme yapılamaz.