Benim büyük konuşmayayım.
Evciliklerimde bile bekardım.
Param yok, evlenmek lüks bir şey, herkesi sevemem, sevmediğimin yanına yatamam kahvaltı hazırlayamam, sevdiğimin de kesin imkanı yoktur beni sevmiyor başkasını seviyordur yaşı büyüktür ya da küçüktür illaki bir bahtsızlığım tutar. Bu yüzden beklentilerim yok hiç sanmıyorum.
çok yorulmuştur.. anlaşılmak için kendini yormak istemeyen biridir. bir de verilen sözlerin en güvendiği insandan gerçekleşmediyse artık herkese yabancı kalır.
insan yalnız doğar yalnız ölür. Evli de olsanız, ailenizle de yaşasanız birey olarak insan tektir. Bazen de hakkı kötektir. Neyse, bahsi geçen yalnızlık evlilikle geçen yalnızlıksa, bağımlılık kapsamına girer.
insanlar evli olmadan da sosyal olabilir, insanlarla vakit geçirebilir. ikinci paragrafa girecek kadar dolu geldim, yazmadan gidiyorum.
Evliliğin pranga gibi algılanıp yaşandığı toplumlarda sıklıkla görülmeye başlayan insan tipidir.
Birbirinin değerlerine, kişiliğine hunharca tecavüz edip, kendi kalıbına sokmaya çalışmanın adı evlilik olduğu sürece, bu zihniyetteki insanların sayısı gittikçe artacaktır.
zaman zaman bunu düşünerek aralarına dahil olduğum insanlardır. tamam maddi anlamda zorluk cart curt vesaire de var ama... asıl sorun kimseye güvenemeyişim, kimsenin beni seveceğine inanamayışım. çalıkuşu feride gibiyim onun izinden gideceğim sanırım atandığım bir köy okulunda kendimi yalnızca çocuklarıma adayacağım.
Kimi insanların yapısı gerçekten buna uygun olmuyor veya başka sebeplerden dolayı karşısında olan insanı düşünüp evlenmeyi düşünmeyen insanlar var. insanları yargılamamak lazım, kendi içinde geçerli sebepleri olan insandır.
Evlilik olgusunun bende hiç bir olumlu çağrışımı yok. Bir tane bile. Niçin bunca insanın da adeta bir zorunluluk haline dönüştürdüğünü ve evlendikten sonra pişman oluşlarını da anlayamıyorum. Kendilerini mi tanımıyorlardı da yanlış evlilik yaptılar yoksa hiç evlilik onlara göre değildi de bunun mu farkına varamamışlardı bilemiyorum ama evli olup da ‘iyi ki’ diyen kimseye rastlamadım. Kesin olarak bildiğim tek şey kimse evli olmaktan mutlu değil. Ama evli birine bunu söylediğimde hemen ‘aaa olur mu canım? Bak evim oldu, çocuğum oldu. Yok yok güzel şey evlilik’ diyor ve o gün içinde bir daha asla ama asla bana evliliğinden şikayet etmiyor. Gerçekten komik bir durum çünkü kadın ya da erkek herkes evliliğinden şikayetçi ama evlilik olmadan nasıl yaşayacakları ya da niye evlendikleri konusunda iki tarafında fikri sıfır. Sanki doğdukları anda evlenmiş gibi davranıyorlar.
Genelde de şikayetler aynı; Kadınlar erkeklerin fazla dağınık, umursamaz ve pis olmasından, erkeklerse kadınların fazla takıntılı, kıskanç ve her şeye müdahil olmasından şikayet ediyor. Şimdiye dek de Hepsinden aynı cümleyi duydum ‘.... olmasaydı boşanırdım.’ Boşluğa çocuklar, borçlar, gelecek kaygısı, işsizlik, aile evi baskısı gibi pek çok şey getirilebilir.
Edit: benim niye bu kadar kesin konuştuğuma ve ‘asla’ dememe gelince, ne kadar kalabalık bir ev ya da aile içinde yaşıyor olursanız olun insanın her zaman yalnız olduğuna inanıyorum. Bir evi, odayı ya da yatağı paylaşıyor olmak yalnızlığı kırabilen bir şey değil bence. Ne şekilde yaşıyor olursak olalım yalnız ölmeye mahkumuz. insan her yerde yalnız olacaksa evlenmenin ne mantığı var?
Gereksiz toplum alışkanlıkları yüzünden Bir ton gereksiz masrafla evlenirim, büyük ihtimal aldatırım. boşanırız ve ev bark ne varsa ortak olur. Üste bir de nafaka yetiştirmek için uğraşır dururum.
Aldatma sen de demeyin. Yay erkeği diyorlar bize, gözün biri hep dışarıda.