Zordur... Ben evden ayrılalı 8 sene oldu hala özlüyorum. Hala derken, sanki yeni ayrılmışım gibi özlüyorum. Aslında alışığım uzak kalmalara, vedalara ama insanın evi, ailesi de bir başka oluyor be. Allah hiçbirimize yokluklarını göstermesin.
Dünyanın en kötü hislerindendir hele bir de isteseniz de evinize gidemiyorsanız daha da kötüdür. Evimiz kentsel dönüşüme girip yıkıldığından beri yüzüm gülmedi. Üzerimde hem büyüdüğüm evin yıkılmasının üzüntüsü hem de kiracı olmanın boktan hissi var. Evde fazla nefes alsam ev sahibi gelip bunu yapamazsın diye uyarıcakmış gibi geliyor, evde sanki başka birinin evinde kaçak göcek dolaşıyormuş gibi hissediyorum.
Sanırım yaşadığım özlemler arasında en acısıdır.
Evimdeydim güzel evimde. Benim yatağım, benim yastığım vardı. Karşımda çalışma masam pencerenin önünde benim koltuğum vardı. Sonra gözümü açtım önce nerde olduğumu çözemedim ve tek tek gelmeye başladı anılar meğer rüyaymış evim hala yok. Şimdi kalkıp aileme anlatsam hepsi üzülecek en iyisi geldim buraya döktüm içimi. Çok özledim sözlük herbir ayrıntısını çok özledim. Külleri bile kalmadı artık.
Asla evden ayrılmak kadar kötü değildir. Pazar günü ani bir kararla bilet aldım, geldim eve. Günler o kadar çabuk geçti ki yarın gidiyorum. Yani son gece bunalımındayım şu an. Keşke ışınlanma neyin olsaydı da bu beklemekten doğan sıkıntıyı çekmeseydim.
Bu soğuk ve küçük şehirde daha çok hissediyorum bu özlemi. Annemi bu kadar özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Gerçekten eve gitsem, yine kardeşlerim ve annemle o güzel zamanlara dönsek.
eskiden paramız yoktu ama mutluyduk. Şimdi çalışıyorum, param var ama mutsuzum.
Evi özlemek, o evdeki eski neşeyi özlemektir. Zile bastığınız an şarkılar söyleyerek kapıya yaklaşan anneyi özlemektir. Saat 7 de yükselen haber seslerini özlemektir. Kocaman bir kızken bile, babanın yanaklarınızı öperken 'yanaklarına bal mı sürdün?' Deyip sizinle uğraşmasını özlemektir.
Yani evden ziyade, o evin içindekileri ve tatlı tatsız her anı özlemek desek daha doğru olur.
Evet çok özlediğim doğrudur.
evden uzaklarda her noktası, kapısı, penceresi özlenendir. hiçbir yatak kendi yatağın gibi rahat, hiçbir koltuk kendi koltuğun gibi ferah ya da hiçbir çay evde içtiğin gibi demli ve lezzetli değildir. ev daima özlenir.
ev aslında bi simge. ama özlemek bildiğin bir duygu. öyle hoş, umutla kaplı da değil. acı, acıyla dolu. her şeyin her şey olmadan önceki halinin olduğu yer ev. derdi tasa etmekten uzak. ah biraz daha kalabilseydim diyebileceğin bir yer.
bazen yüreğin ağırlaşır, düştüğünü hissedersin ya hani. eve dönmek istersin, ama dönemezsin. sanki zincirlenmiş gibi kalıverirsin gözünde yaşla olduğun yere. gözünde yaş dediğime de bakma. ağlayamazsın çünkü. ağlasan doluşurlar belki etrafına ama yardım için değil, rahatsız oldukları için. duygudan yoksunlar biliyorum. azıcık kalmış bir vicdanla belki bir anlığına üzülebilirler ama o kadar. dahası evden başka bir yerde olmaz çünkü.
Bodrum' da ailemin yanındayım. Bir haftadır da izmir' de gezip duruyorum. Yine de;
Hani o her odasında sigara içtiğim evimi, Kokumun sindiği yatağımı, o gürültü ile çalışan ısıtıcı niyetine kullandığım laptopumu özledim...
Evim daha tatilin ilk haftasında burnumda tütüyorsun!