her erkeğin hayalinde yer alan sağlam hanım efendiler. efendilik kısmı ağıra kaçmadan, hem ince belli hem de sağlam iradeli olanlarıdır hayalleri süsleyen. yoksa tuhaf erkeksilikler mide bulandırır. aman.
bu hatunların en mübahı kendi evlerine erkekleri atanlardır. arkadaşlarının evlerine atanlar konusunda cesaret ve tekillik sorgularına girilebilir. tekillik sorgusuna girmeden önce bir aidiyet ve teslimiyet sorgusuna da girmek gerekir.
gördüğünüz gibi çok sayıda sorgu var bu işlemde. gerek yok halbuki. sevişmek yeter.
genelde badak diye tabir edilen iş bilmeyen erkeklerin fantezilerini süsleyen hatunlardır.
çünkü;
bu tip erkekler genellikle içlerine kapanık olurlar ve kızlara sevişme teklifi yapmaya utanırlar, ya da kendilerini açma cesareti gösteremezler. bu yüzden de böyle bir kızın çıkmasını ve onların içindeki ışığı görüp de onları eve atmalarını dilerler, arzularlar.
kendine güveni olmayan erkektir bir nevi. bu arzularından dolayı da bir feminenlik taşıdıkları düşünülebilir. halbuki erkek adam (misal ben) sevişme arzusunu taşıdığı birisini eve nasıl davet eder, veya onun evine nasıl damlar bilir, erkek gibi yapar yapacağını.
evinde kombisi yanmayan erkeğin hayallerini süsleyen hatundur. üşümemek ve üşütmemektir amacı.
"erkek adam ısıtır" demek de yersizdir. hava çok soğuksa açıkta kalan yer üşür. imkanı yok üşümemesinin. yorganlara battaniyelere sarılmayı sevmiyorsa.
elim bir trafik kazasında, anne-babasını diğer tarafa uğurladıktan sonra, kazma ötesi kankası tarafından, 'üzülme olm, artık eve rahatça erkek atabilirsin' şeklinde teselli edilip, bu teselliyi bikaç ay sonra tecelli ettiren hatun.
çok tehlikeli hatunlardır. bir hatun azgınken bir erkekten daha tehlikeli ve sert olur. erkek dediğin zaten 7/24 azgın olduğu için erkeğin azgınlığının yanında bir hiçtir. aman dikkat gençler.
"iceri gelip bir icki alir misin?" sorusuna olumlu yanıt almış kadındır.
reddedilmesi zor bir kadın olmasına gerek yoktur. olay sadece reddetmeyi sevmeyen erkeklerin çokluğuyla ilgilidir.
neyse sigara almışım eve dönüyorum. bir baktım, apartman kapısının önünde 3 tane eleman. konuşuyorlar falan. içlerinden biri ' ara hadi ara' diyor, diğeri kapının ziline basıyor. ben de anahtarımı anahtarın deliğine yerleştirip tam kapıyı açmışken, kapı yukarıdan açılıyor. o zaman ben kapıyı niye açmakla uğraştım, diye düşünüverirken içeri giriyorum. hayvan gibi de parfüm sürmüşler metroseksüellerimiz.
ben hızla merdivenleri arşınlarken, acaba bu erkekler hangi daireye geldi sorusunu kendime soruyorum. üst kattakiler mi alt kattakiler mi?
üst kattaki kızlardan biri bir sefer one night yapmıştı. gecenin üçüne kadar tepişmişlerdi, sonra alelacele üst kattaki dairenin kapısı açılmıştı. bir erkeğe ait olduğu belli olan sert adımlarla biri inmişti. ardından bu kızın ev arkadaşları gelmişti eve. senaryolar kafamdaydı. kızın zaten erkek arkadaşı var, sevgilisini aldattı işte, diğerlerinin haberi olmasın diye de çocuğu postaladı. ya da rahat rahat sevişebilmek için arkadaşlarını kovdu evden, kızlar da geri döneceğiz diye diretince çocuğu kovdu.
hatunların eve erkek atma konusundaki istekleri zamanla gelişir. arkadaşlarımdan birinin sevgilisi kız arkadaşının evine binbir zorlukla gitmişti. kız çok stresliydi, kızın stres yapması çocuğu da paniğe sürüklüyordu. kız, komşular görür diye endişeleniyordu, gibi şeyler, bilirsiniz. ya da bilmezsiniz. ergenliğin bir heyecanıdır bu. bahar vakti bir lise sabahında sevişmek bu ergenlerimizin işidir, bu işin üstadları ergenlerdir.
yirmilere gelince geceleri sevişirsiniz. otuzlara gelince çalışmaktan dolayı zaman bulamazsınız. daha da yaşlanınca istemezsiniz. bir erkek için senaryo bu. kızlarda baştan isteksizdir. 50 lerine gelince şehvet taşına dönüşürler. bazı kızlar erken yaşlarda da çok isteklidirler, fakat bu kızlar çevrelerinin etkisiyle bu arzularını saklarlar, bir kısmıysa çevresindeki baskıya rağmen sevişir adı kaşara çıkar. kaşar kızlar otuzlarına gelince sevişmek istemezler de, erken yaşlarında sevişmeyen kızlar yaşlandıkça deli gibi sevişmek isterler. yani derim ki, evlilikte aldatılmak istemiyorsanız, ergenliğinde bol sevişen bir kız bulun. bu tavsiyeye uyup da 10-15 yıl sonra benden hesap sormaya gelmeyin. sayfanın en altına bak ne diyor, burada söylenen her şey yalandır. nemfomanyakları hesaba katmıyorum.
daha sonra bu kız, eski sevgilisi olan çocuğun yakın bir arkadaşını evine atmıştı. diyorum ya, kızlar zamanla böyle konularda rahatlarlar. çıktıkça sevişirler, seviştikçe sevişmeyi öğrenirler, sevişmeyi öğrendikçe orgazm olmayı öğrenirler.
bir de ne bileyim, kızlarla erkeklerin eve atma faaliyetlerinin heyecanı başkadır. kız umursamaz, anlatmaz, şunu yapmaz, bunu yapmaz. erkek bir sevişir bin anlatır. bu da değişik bir şey.
alt kattaki kızlar da yeni taşındılar. onlardan önce evli bir çift vardı o daire de. bir yıl kadar önce, evlerinden bağırış ve kavga sesleri yükselmeye başladı. bir iki hafta içinde de evden çıktılar. ev bir kaç ay boş kaldı, yeniden dizayn edildi, daha sonra bu kızlar taşındı.
karşı komşum olan kadınla beraber bir gün kapımı çaldılar. abi neden çaldınız kapımı, zaten bir şeylere sinirliyim sizin burada işiniz ne? tamam kibarlık diye bir şey var böyle sormadım. ne deseler beğenirsiniz? internetinizi paylaşabilir miyiiiz, biz daha bağlatmadık eve, cart curt. download dedim cart dedim curt dedim kapattım kapıyı. evdekiler de download manyakları, her ikisi de; interneti alt kattakilerle paylaşırsam bana bir şey kalmayacak. bak adamın sesini duyuyorum, abi paylaşsaydın ya belki çakardın kızlara. de git yürü. sizin gibi abazanlar yüzünden karı-kız muhabbeti yapmıyorum ben.
neyse merdivenlerden çıkıyorum, adımlarım haşin ve seksi, bildiğin çakıcı erkek adımları. tok tok tok tok, apartman inliyor vallahi. elimde ekmek ve su, cebimde öğrenci sigarası winston, ayakkabım kanvırs, kısa pantolon giymişim, ceketimsi ince bir palto. öyle de iğrenç bir giyimim kuşamım var. ulan ben daha geçen sene her cumartesi parfümler sürünüp, ortamdaki en şık insan olurdum. ne oldu ne bitti, ne zaman ev pandasına dönüştüm asosyal bir şekilde internette bir şeyler yazıyorum? hem de cumartesi akşamı. daha yirmimdeyken içki içmek sıkıcı bir davranış haline gelmiş. yaşıtlarım hala nasıl da kustukları hakkında konuşuyorlar. benim düşüncelerim marx ne yazmış, kapitalizm nasıl gelişmiş, güney amerika daki devrimci hareketten ne haber, anglo-sakson dünyası neler yapıyor, para kazanmak için neler yapılır, ekonomi dedğin şey nasıl işler, milli güvenlik stratejimizde iyi değil.
eve erkek atan hatundan sosyolojiye nasıl geldim ben? şöyle abi dur anlatayım. şimdi bu hatunlar üremek amacıyla daha güçlü erkeği seçerler ya, parfüm sürüp sevişmeye gelen erkek de tam ürenilecek bir modeldir. ama dur bu şopenauer di. kapitalist dünyada güçlü erkek zengin olan erkektir, zengin erkek sevişilecek erkektir, onu da eve atarsın. bu adamların parfüm kokularını duyduğumda aklımdan geçen buydu, şimşek hızıyla geldi geçti.
tamam kabul ettim bir iç hesaplaşma yaşıyorum.
neyse merdivenlerden çıkıyorum. adımımda erkek adımları. kapıyı açan da hangi kızsa erkek adımları duyup kapıya gelmiş olmalı diye düşünüyorum ama nasıl soluk soluğayım. sigara içmekten dolayı spor yapamaz hale gelmişim. ahanda salak bir kız sırıtışı. tahmin edersin ki alt kattaki kızlarmış. iki kıza üç erkek. belki başka kızlarda gelir. aman allah ım o nasıl bir salak sırıtış öyle. şapşal mı şapşal, beni görünce hafif bozuldu, e tabi, parfüm sürmüş iyi giyimli erkek beklerken üst kattaki iki yılda yirmi kilo almış komşuyu o berduş halle kim görese bozulur. sen de bozulursun.
düşünsene taş gibi bir hatun bekliyorsun, sarışın ya da kızıl uzun saçları, geçtiği yerden bir saat boyunca gitmeyen bir parfüm kokusu, kırmızı uzun tırnaklı ojeleri. evine gelecek doya doya sevişceksiniz. geldim ben demiş kapıyı açmışsın. merdivenlerden de çıkmakta olan bir hatunun ayak sesleri. yaşayacağını düşündüğün şeylerle kendinden geçmişsin, yüzünde garip ifadeler, hafif meşrep bir ereksiyondasın. bir bakıyorsun üst kattaki nuran teyze. seni o salak halinle görüyor. nasıl hissedersin?
abi kızı görünce de aklımdan ne geçti? acaba iyi akşamlar desem mi? demesem mi? kız nasıl hisseder? onu, o salak haliyle basmışım üstüne bir de dalga geçer gibi iyi akşamlar diliyorum. üst kattaki nuran teyze ve senin aranda geçen üst paragrafta yazmış olduğum olayı düşündüm. şimşek hızıyla ama. çok kısa bir sürede. iyi akşamlar dememe kararı aldım. ama satırları yazarken fark ettim ki, iyi akşamlar demeliymişim.
neden nuran yenge? adı neden nuran? kim yükledi bize o ismin çağrıstırdıklarını. nuran neden bir teyzeyi çağrıştırıyor? sabah 8 akşam beş yapan emekliliğine iki yıl kalmış kocası, bir çocuğu henüz evlenmiş, biri üniversitenin ilk senesinde, diğer çocuğunun ne yaptığını bilmiyorsun. abi bu basmakalıp fikir nereden geldi beyinlerimize? nuran teyze belki kırklarını yaşamakta olan yaşlandıkça güzelleşen bir kadın? ya da yirmilik kızıl saçlı bir dilber? nuran teyze. üstelik ben komşularımdan hiç birinin adını bile bilmiyorum.
saçlarını dağınık bir şekilde toplamış, süslenmeme taklidi yaparak hazırlanmış, üstündeki kıyafetlerde gri eşofman, gri seksi bir renk değil, üstelik aptalca sırıtıyor. içimden gülerek, sesli bir şekilde gülmemeye çalışarak eve varıyorum.
adamın sesini duyar gibiyim. abi kızlara interneti verseydin belki bu gece onlara sen çakardın, diyor. yürü git işine. abazan herif.