evin ekonomik durumunu kılı kırk yararcasına düşünürken, "zaten dışarıda satılan hiçbir şey sağlıklı değil ki." diyerek kendi ürününün reklamını yapan anne modelidir.
dışardan patlamış mısır sokulmaz diyen sinema yetkilisinle de cayır cayır tartışan ve galip gelip poşetten çıkardığı patlamış mısırı filmi izlerken çocuklarına sunan annedir.
candır kandır.
edit: başlık sahibi entry silince başlık bana kalmıştır.
yokluk görmüştür zamanında. tutumlu olmak, kanında tavan yapmıştır. dışarıdan birşey alıp yemek, giymek, ayıpmış bir zamanlar. kadın öyle görmüş ne yapsın? sinemaya gelmek zaten masraf, bir de mısıra deli dünya para vermeye ne gerek var?
birde bakkaldan aldığı kuruyemiş kese kağıdının içine koyan annedir, candır. küçükken bunu yaptığı için gözlerim dolu dolu olmuştu, şimdi ona çok hak veriyorum. çocuğum olursa bende aynısını yapıcam, hem sağlıklı hem daha lezzetli. brükselde öğrencilerin çaylarını boynuna astıkları termosta evden getirdiklerini, okula evde yapılan sandviç tarzı şeyler getirdiklerini görünce türklerin ne kadar kasıntı olduğunu anlıyor insan. çünkü bü ülkede işyerine veya okula evden yemek götürmek yoksulluk falan sanılıyor. gerek yok böyle şeylere rahat olalım, mısırı patlatalım çocuğumuzu sinemaya götürelim. *
"aman bey cola sinemada 3 buçuk lira gel migrostan alalım ben çantamın dibinde saklarım gaRi" MANTALiTESiYLE BiREBiRDiR. aslına bakarsan mantıklı, ama sinema be abi piknik mi bu allasen..