her bir renk, ayrıntı ve özgünlüğü ile evlere renk ve ışıltı katan eşyaların, yerleştirilme dizaynlarına göre aldığı dekoratif değerleri anlamlandıran, herkesçe bilinmeyen sözcükleri barındıran küçücük lügat.
herhalde en bilinenleri; hol'dür. hol: diğer odalara erişimi sağlayan, sıklıkla dar bir koridor biçimindeki geçiş alanıdır. salon sözcüğü ile eşdeğer görülse de, ebat farklıları nihayetiyle, başka yerlerde kullanılabilmektedir.
bir ikinci terimimiz ise, fransızca tabanlı, dresuar sözcüğüdür. dresuar: sitcomlarda sıklıkla rastlanabilen, eve giriş yapılan kapının yanına, alt çekmeceli olanlarına ayakkabı dahi konabilen, genel olarak anahtar ve kapıt koyulan ayaklara sahip sehpa.
hol kelimesinin, daha marjinal ve fransızca kökenli karşılığı ise antre'dir. apartmandan farklı site tipi evlerde, salon dan daha dar ve diktir. şimdilerin spotçuları, "salon veya hol eşyası" yerine; "antre mobilyası" tamlamasını kullanmakta diretmektedirler.
bunlardan bir diğeri vestiyer sözcüğüne, otellerdeki resepsiyonist kullanımlarından ötürü aşinayız. vestiyerde asım askıları, ekseriyetle vitrinlerle birleştirilir.
kullanılması için, sanki antre sözcüğünün cümle içerisinde kullanılması gerekiyormuş gibi zorunluluk hissedilen, şapka, mont, gocuk gibi bilhassa kışlık giysiler için tasarlanmış yer de, portmanto'dur.
klozetle karıştırılan, dekoratif olduğu kadar; ülke ekonomisine de katkı yapan küçük çplı aygıtımız da, rezervuar'dır. eskilerin termosifon'unun banyoda yaptığı işi, tuvalette tankına aldığı suyu, dolu olduğu sürece kullanıma sunmasıyla tanımlanır. klozet değil, su depolayan tankın adıdır esasında.
daha ziyade, yeni barklanan çiftlerin ergonomik olması hasebiyle tercih ettiği, stüdyotipidaire.. bu da, 2 oda; oturma ve misafir odaları, yatak ve oturma odaları ancak genellikle, mutfak ve oturma odaları birleştirilerek oluşturulmaktadır.
