bugün

(bkz: aparthan)
(bkz: apartment)
fransızcadaki apartement kelimesinden gelir. esasen onlar bizim daire dediğimiz şeye apartman derler. tek bir daireye yani, biz farklı kullanıyoruzdur.
garip şeydir apartman... üstüste konmuş hayatların beton yansımasında köyden kente göç ün izlerini taşır. tektipleştirilmiş bir toplumda içine biraz da komunizm katılmış, benzerlik, aynılık kavramlarında ziyade az yerde çok insan barındırmak , winzip mantığıyla sıkıştırılmış, kalabalıklar içinde yalnız insan hayatlarını malzemeden çalarak resetler. koloni halinde olanlarına site adı verilir ve bu siteler statü sembolüdür genelde. bir de bahçe dedikleri komik, yapay çevre düzenlemeleri vardır, sırf aidatı şişirmek için yapılan... apartman çocuğuyla müstakil ev çocuğu arasındaki 7 farkı bulmaksa, ilkokul öğretmenlerine düşer genelde, yaptıkları resimlerdeki dere çağıltısı ya da animasyon kahramanlardan, tenefüste oynadıkları "yağ satarım" ya da atari oyunlarına kadar...
(bkz: apartıman) *
sabahattin ali'nin dokunaklı, çarpıcı, kısacık bir öyküsü.
Birkaç kat üzerinde bir kaç odalı daireye ya da bu gibi dairelere bölünmüş olan binalara verilen ad.

Bu çeşit yapılar, dar bir alana çok sayıda nüfusun yerleştirilmesi zorunluluğunun belirdiği büyük şehirlerde başlamıştır. Bu şekilde yanılar, uzun asırlar boyunca, tek tek ailelerin oturmakta olduğu geniş ve bahçeli evlerin verini almağa başlamıştır.

Bugün, modern ülkelerde ve büyük şehirlerde, içlerinde yüzlerce, binlerce kişiyi barındıracak şekilde büyük ve çok katlı apartmanlar yakılmaktadır.
şehir içinde ufak köyleri andıran yapılardır. herbirinin nüfusu köy olmaya yeter. yalnız bu köyde kimse kimseyi tanımaz yanlış olmasın.
Zemin giriş kapılarının kilitleri sorunlu yapılardır. Açması zordur, anahtarı soktuktan sonra kapıyı kuvvetlice ittirmek ya da kendine doğru çekmek gerekir. Bundan başka anahtarı sağa mı yoksa sola mı çevirmek gerekir, yoksa deliğe değdirmek mi yeterlidir kapısını açmak için apartman sakinliği yirmi yıla ermeden bilinemez. mütemadiyen anahtar yutan apartman zemin giriş kapıları, çoğunlukla hangi anahtardı diye şaşırıp daire demir kapılarının anahtarlarını dış kapılar üzerinde deneyen sarhoşlardan müzdariptirler. Apartmanın en kullanışsız şeyidirler.
birden fazla yasam birimi iceren yapi.
2004 yılı yapımı, yönetmeni ve yapımcısı seyfi teoman olan, yaklaşık 23 dakikalık bir kısa filmdir, bu kısa filmde 6 oyuncu ve 3 dış ses vardır. konusu ise yalnızlıktan kurtulmaya çalışmak ama yinede yalnız kalmaktır.
oturulmaması gereken bir yerleşim birimi, yapı, her neysedir. amınakoyim, haziran ayı başladı, tüm bina tadilat yapmaya başladı. aralık ayı geldi yok binanın dışı kaplanacaktı, yok efendim falanca mutfağını değiştiriyor diye, her sabah ya çekiç ya matkap sesiyle uyanmaktan bıktım ulan bıktım! sokucam tadilatınıza ya! gecekondu daha huzurlu şerefsizim!
eskiden, apartmanda otuturken en sevdigim sey, apartman yikandigi zaman o toprak kokusuydu. dunya uzerindeki en guzel koku bile olabilir.
apartman dairesinde oturacağıma, gecekondu müstakil evde oturmayı tercih ederim.

tanım : alakasız sikimsonik insanların birbirlerine katlanmak zorunda olduğu konut yapısı.
mahallenin en eski apartmanlarından birinde oturuyorum. denize 2 km. şimdi gözükmüyor ama eskiden görünüyormuş deniz, öyle diyorlar. denizden gelen yel, şarkı söylermiş bacayla. önüne bir apartman dikmişler önce. kafa tutmuş ama geçememiş. sonra bir apartman da arka tarafa dikilmiş. bizim apartman yorgun, eğmiş başını. sonra han derken iyice gömülmüş bizimki. denizden yel de gelmez olmuş artık. yaşlanmış, kamburlaşmış. devlet istimlak etmiş bahçesini; incir ağacını, üzüm sarmaşıklarını kesmişler. yol yapmışlar. üstüne bir de deprem sarsmış. ağlar gibi dökülmüş uğur taşları. kırılmış kiremitleri; teker, teker. çatlamış her bir yanı. ama belli etmemiş. öyle mağrurmuş. içindeki ailelerin çilesiyle beraber, taşımaya devam etmiş, onca yükü sırtında.
ama biraz buruk, denize… ve rüzgara…

not: hiç mi esmez arkadaş
(bkz: apartıman).
seyfi teoman'ın 2004 yılında çektiği kısa filmdir. konusu:

--spoiler--
Genç bir kadın, yeni bir apartman dairesine taşınır. Geçmişini geride bırakıp yeni aşklara ve mutluluklara yelken açmayı düşünür. Daha doğrusu başka bir adama aşık olmuştur ve var olan ilişkisini bitirir. Ama ilişki bitmiş midir? Geçmiş biz istediğimiz zaman kolayca yakamızı bırakır mı? Bizi sevenler de, sevdiklerimiz de geçmişle olan hesaplaşmamızdan payına düşeni alacaktır.
--spoiler--
birçok daireden oluşan çok katlı bina. Birçok ailenin aynı çatı altında yaşamasını sağlayan bu binaların ortak yönetimi Kat Mülkiyeti Yasası’na bağlıdır. Kural olarak apartmanların genel gider­leri kat sahiplerince arsa payları oranında ödenir. Yöneticiyi kat sa­hipleri kurulu üçte iki çoğunlukla seçer. Çoğunluk sağlanamazsa yö­netici Sulh Mahkemesi’nce atanır.

Kaynak: http://www.yeniansikloped...m/apartman/#ixzz2OPdQThJn
allahın cezasıdır. doğadan kopmaktır, istenmeyen insanlarla iç içe olmaktır ve bokların aynı gideri kullanmasıdır. adı üstünde binadır üst üste dilim dilim konumlanır, müzik açmak yok, o yok, bu yok, hülasa, başkasının sorunu senin sorunundur.... ormana duyulan özlemdir.

bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamayı istettirendir.
yaşadığım apartmanın bütün kapılarını çalıp, "merhaba, ben apartmanınızın en alt katında oturan komş unuzum. beni seviyor musunuz" diye soruyorum. kapıyı evin beyi açmışsa "bekle geliyom arkadaşım" deyip, elinde nar sopayla iki dakika sonra geliyor. "derdin ne senin arkadaşım" diye başlayıp, güzel küfürler eşliğinde bir şenlik havası yaratıyor, elleri dert görmeyesice! evin hanımı açmışsa kapıyı, nazikçe "beyim akşam geliyor o zaman gelin" diyor, ama; arkamdan da "kızım babanı ara apartmanda sapık var" diye fısıldıyor.

ayda bir apartman değiştirmek inanın beni çok yoruyor, sanırım insanlar beni hep yanlış anlıyor.
görsel
BiR ZAMANLAR APARTMANDA OTURMAK, ÖYLE ÖZLENEN VE ARZULANAN BiR ŞEYDi Ki...
iŞTE SiZE O ÖZLEMiN KANITI...
Yıl 1952...
Dönemin en ünlü dergisi RESiMLi HAYAT'ın Kasım 1952, 7'inci sayısı...
Yine dönemin ünlü gazetecilerinden Sadun Tanju, BAKIN APARTMANLAR VE APARTMANLARDA OTURANLAR iÇiN neler yazmış:
http://galeri.uludagsozluk.com/r/apartman-749619/

Halbuki bendeniz, "ahşap bir eski zaman evinde" doğdum. Tuvaletimiz evin içinde değil, bahçemizdeydi. Evde banyo yoktu; banyo dolabı vardı. Sıcak su, kazanlarda ısıtılıp, banyo dolabına getirilirdi. Hatırlıyorum da, apartmana geçtik diye annem ne kadar da sevinmişti. Banyo, canavar gibi ısınıyor. Tuvalet, misler gibi. Annemin sevincine ortak olmuştuk... Sonra sonra apartmanların ne kadar insaniyet dışı mekanlar olduğunu anladım. Üst üste kibrit kutularına doldurulmuş, yığın haline getirilmiş insanlar... O müstakil evler mi "insaniydi", bu apartmanlar mı? Ben, "yanılan" kuşaktanım...
ev olarak yapılan ve genellikle çok katlı olan, her katında bir ya da bir kaç daire bulunan bina.
Modern hayat başlangıcıdır. kim ne derse desin.
Kalabalık Şehir hayatının en zorunlu yapı biçimi.