ev almak

entry64 galeri1
    26.
  1. Türkiye de orta gelirliler için yapılacak en iyi yatırımdır. Yüksek enflasyon sayesinde krediler her ne kadar yüksek olsa da ödemeler bir iki sene içinde tutar olarak sabit kalsa da değer olarak çerez parasına dönüşmekte. Elilaha hamd olsun geçen sene faizler yükselmeden hemen önce aldım. Ve bir sene de bile aylık borç yüküm gözle görülür ölçüde rahatladı.
    1 ...
  2. 27.
  3. kur farkı nedeniyle şu sıralar girişildiğinde zarar ettirecek eylemdir.
    2 ...
  4. 28.
  5. türkiyede evler fiyatını yansıtmıyor. ev fiyatları aslında normal ama neye göre normal? eğer evlerin yalıtımı tam olarak yapılıysa ve gerçekten 1. kalite malzeme kullanılırsa normal gelgelelim yurdum müteahhitlerinin bir kısmı ses yalıtımı ve ısı yalıtımı malzemelerinin başka malzemeler olduğunu bile bilmiyor. daha kötüsü, aynı malzemeyi kullanıp ballandıra ballandıra reklam yapıp işten anlamayan kerizlere o daireyi 700.000'e okutuyor.
    2 ...
  6. 29.
  7. komşu almanızı tavsiye ederim..
    2 ...
  8. 30.
  9. bi kaç seneye gidip sakaryadan alacağım ansna. hendekte yaşayacağım.

    sabah uyanıp odunlara sarılıcam, balkabağı besleyeceğim.
    2 ...
  10. 31.
  11. Aşık olmaktan çok daha mantıklı bir eylem. (bkz: yatırım yapmak)
    4 ...
  12. 32.
  13. önce götümüze don almamız gerekir, sonra 300 sene çalışsak yine alamayız çünkü cücük kadar maaştan asla bir bok kalmaz.
    1 ...
  14. 31.
  15. gerek yoktur.
    iyi bildiğin bi işe yatır o parayı iyi bir sermayen olur.
    en az 400 000 tl.
    işlek bi yerde şahane bi iş kurulur.
    oradan bin tane ev alırsın.
    0 ...
  16. 34.
  17. her şeyden önce ev almak demek orospu çocuklarıyla dans etmek demek. çünkü müteahhit ayrı emlakçı ayrı, banka ayrı düzenbaz. hepsini atlatabilir ve sürekli size akıl veren eşi-dostu da bir kenara koyabilirseniz ev sahibi olabilirsiniz. ancak '' ev almak için ne gerekli ? '' diye bir soru varsa aklınızda, ev almak için, para gerekli. '' nasıl ev sahibi olabilirim? '' diye soran arkadaşınıza sigaranızdan bir fırt çekerek '' parayla '' diye cevap verebilirsiniz. hiç öyle '' kira öder gibi ev sahibi olun '' gibi tırt laflara kanmayın. paranız yoksa kucaktan kucağa geziyorsunuz.

    bazı temel finans meseleri var örneğin; 60 ay vadenin üzerinde konut kredisi çekerek girişilmemesi gereken bir eylem ev almak. bankaların kucağına oturuyorsunuz. malum faiz zevk olsun diye haram değil. insanı siken bir mesele olduğu için kötü. evi 200.000 tl fiyata alacaksanız 100.000 tl peşin vermeniz gerekir. hadi bu sikik ülkede kaldıraçlar balon yapmış oynak vaziyette en azından 75.000 tl civarında bir peşinat çıkarın yoksa o ev size zindan olabilir. bankanın dediği gibi yüzde 25 peşinat verin gerisini çekebilirsiniz mantığı yanlış.

    işin diğer kısmı emlakçı meselesi. oturduğunuz gibi size imzalatılan kağıt sayesinde o evi alırsanız ( siz veya yakın bir akrabanız da olur ) o emlakçıya yüzde 3 komisyon ödersiniz. bundan kaçış yok. hatta emlakçıyı aradan çıkartıp mal sahibinden evi alırsanız ve bunu emlakçı öğrenirse ( ki öğrenir ) o zaman yüzde 5 ceza da ödersiniz. sike sike alırlar sizden bunun. o yüzden ya emlakçıya hiç bulaşmayacaksınız bulaştıysanız da paşa paşa emlakçıyla pazarlık yaparak onun '' hakkını '' vereceksiniz.

    kredi meselesine gelince, her bankayı gezip faiz oranı hakkında indirim istemekte fayda var. 1.09 olan faizi 0.87 civarına kadar düşürüyorlar. daha da düşerler. iş bankasına girip '' akbank 0.89 diyor hacı sen ne diyorsun '' demekte fayda var. ancak burada masrafları da hesaba katın. malum '' banka '' dediğimiz kurumun tek amacı : '' kapıdan gireni nasıl sikeriz. nasıl daha iyi sahtekarlık yaparız? '' olduğu için. '' masraflar nelerdir ? '' sorunuza '' 1.200 tl '' diye cevap verip sonradan '' tabi eksper ücreti de var o zaten standart, bi de sigorta var o da standart '' gibi abuk cümlelerle son dakika golü yiyebilirsiniz. sonuç olarak banka banka gezip toplam maliyeti çıkarmak faydalı olabilir.

    gelelim işin ev kısmına. evin tapusunu belediyede, kaymakamlıkta bir tanıdığa göstermek faydalı olabilir. deprem v.b meseleler için bir tespit yapılabilir. yine emlakçı tanıdığınız varsa onun aracılığıyla başka emlakçılara gitmekte de fayda bulunabilir. bulunmayadabilir. çünkü emlakçı her yerde emlakçı, çakal her yerde çakaldır. parası olmayanı da parası olan siker.

    bütün bu pislikten geçtikten sonra, kirada oturduğunuzun evin 10 da 1 kalitesinde bir yerde 5 sene yaşayarak ev sahibi olabilir, kredileri ödeyebilir sonunda da o evi satarak tekrar ilk kiraya çıktığınız ev standartlarında ev alabilirsiniz. demek ki mesele neymiş. paraymış.

    bunlar parası olmayanlar için ev almanın yollarıydı. ev almanın ikinci yolu, çalışıp para kazanmaktan ve o parayla gidip ev almaktan geçiyor. onu zaten anlatmaya gerek yok, tapu dairesinde başlayıp orada biten bir süreç. 2 saatinizi alıyor.

    peki bunlar olanlar, olması gereken nedir? 60 yaşına kadar çalışıp, yiyip, kirada paşa paşa yaşamalı sonra da göçüp gitmeli bu hayattan. betona yatırılan parayı da artık bosna'da, katmandu semalarında veya bira içerek harcayabilirsiniz. evet tekin bir hayat değil. ama daha zevkli. bu mesele bir tarz meselesi. doğrusu yanlışı yok. kimisi ev bark sahibi olur, kimisi bir sikim sahibi olamaz. kimisiyle oturduğunuzda size saatlerce eve yeni aldığı mutfak dolabını anlatır kimisi de geçen gün gittiği konseri. siz neyi dinlemek istiyorsanız ona göre yaşayın.

    '' ikisi de olamaz mı? '' der gibisiniz. '' olamaz '' ya bankanın kapısından içeri girmişsindir ya da girmemişsindir. hem orada hem burada yok.

    not: '' kredili ev almak '' modern kölelik sistemine giriş için ilk yoldur. 10 yıl ayda 3.000 tl krediniz varsa, patronun daşşağını yalamak, şefe yalakalık yapmak zorudasınızdır. 1 ay işsiz kalırsanız o evden sizi dakikasından atarlar. adalet kurumunda haciz meselesinin ne kadar hızlı işlediğine tanık olsanız şaşarsınız. yani baba şimdi sen bazen gece yatarken terliyorsun da stresten sonra diyorsun ya kendi kendine '' ulan en olmadı herşeyi bırakır gider şunu yaparım '' ha işte o iş artık öyle olmayacak bilesin. sike sike o para kazanılacak.

    son olarak ; "bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü tamamen allah'a aittir. size de allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır! " bakara / 107
    4 ...
  18. 35.
  19. Günümüz dünyasında mantıklı değildir.

    Evi boş verin, gezip tozmak daha mantıklı.
    1 ...
  20. 36.
  21. Yazarın yazdığını kısaca özetliyorum ve ben de katılıyorum. Nakit paranız varsa ev alın. Yoksa kredi vs. Girmeyin o işlere diyor. Ayağınızı da yorganımıza göre uzatın .yalan dünya cok da sey etmeyin.
    2 ...
  22. 37.
  23. şu sıralar emlak piyasasındaki keskin düşüş nedeniyle makul gelen durumdur ama acaba daha da düşer mi diye düşünmemek elde değil.
    0 ...
  24. 38.
  25. mecburen daha da düşecektir. bir süre sonra ciddi ciddi almaya niyetlendiğinizde peşin ölücü fiyatı verilebilir. alayında para yok, üste bir miktar para alma ihtimali olması bile yeterli, takas falan yapıyorlar.
    0 ...
  26. 39.
  27. Ağlak müteahhitlerin fiyatları şişirmesiyle yine mümkün olmayan durum.

    Bir de beyler çekilecek kredi tutarını da belirliyorlar artık. Neymiş vergi çok çıkıyormuş.

    Umarım daha beter olursunuz.
    1 ...
  28. 40.
  29. istanbulda 250 liraya ev mi?

    ev olduğundan emin misin kardeş kümes filan olmasın.
    3 ...
  30. 41.
  31. tokiye yazildim arabam var diye elendim.
    pesin yerine taksitle sifir ev almak daha mantikli gelmisti.
    arabayi devredip tekrar deneyecegim.
    0 ...
  32. 42.
  33. oturma evi dışında türkiye'de ev almak çok mantıklı değildir. zira diğer ülkelerde evler kendisini 15-20 yılda amorti ederken bu süre türkiye'de 35-40 ki bu ortalama süre. 60 olan bile var.
    0 ...
  34. 43.
  35. nakit parayla almak mantıklı geliyor şu devirde ama yinede sözlük emlakçılarına danışmak gerek.
    0 ...
  36. 44.
  37. Türkiye'de ev almak gayet mantıklıdır. Hatta en mantıklı eylemdir. Türkiye'de altının dahi değeri düşer teneke olur, ama betonun değeri asla düşmez. Bu gün sarılmayı bekleyen milyonlarca ev var ama fiyatlarda dişe dokunur en ufak bir düşüş dahi yok. Türkiye'de en garantili emtia betondur yani ev özellikle kredisiz peşin paraya alınan bir ev al sat yaparak güzel para bırakır. Ben daha ev alıp da zarar eden bir insan evladıyla karşılaşmadım bu yaşıma kadar. Türkiye'de emlaktan zarar etmek için mahallenize çöplük vs yapılması gerekir ancak o şeklide zarar edebilirsiniz.
    2 ...
  38. 45.
  39. ev almak iskencedir. sirf su yasli ana babamiz rahat etsin diye giristik bir ise, hic ihtiyaciniz olmadiginda kopek gibi kredi vermek isteyen bankalar, siz kredi isteyince imza sirkusu bile talep ediyor. bitmedi!!! ev asla ama asla saticiyla anlastiginiz fiyata mal olmuyor, yakin bile degil. kredinin faizi, harc parasi, rayic, emlak vergisi. anasinin amini sikeyim boyle isin. bu devirde ev alan adamin ben aklina sasarim, hele ikinci evini alanin aklina sokarim. kal kiraci biriktir parani, butun evler senin kiraciyken.

    not: yatirimini hisselere, faize ve altina bolusturmus biriyim bu arada. Kesinlikle ev alip yatirim yapmak mantiksiz bir is. Bir kere mulkun varsa derdin var kardesim ya. Kiraya versen ayri dert, otursan ayri dert.
    2 ...
  40. 46.
  41. Bir ev aldık. Balkonu akar imiş. Üst katta oturan, kiracı. Söyledik, oralı olmadı. Bir gün misafirimiz var. Balkonda ki sese, uyanır. Sarkar bakar, üst kattaki. Hemen yıkar balkonu.
    Eskiler ev alma komşu al demişler. Nede doğru söylemişler.
    5 ...
  42. 47.
  43. geçen ay sayesinde almıştım evimi. allah olmayanlara da nasip etsin. ayrıca bana şu zamanda çok güzel işleyen bir sistemle ev aldırdıkları için teşekkür ediyorum. arkadaşlar sizlerde bir göz atın bu firmaya pişman olmazsınız.
    0 ...
  44. 48.
  45. Para peşin kırmızı meşinse okey. Krediyle olursa da ev sahibini sevmeyi öğrenirsin.
    0 ...
  46. 49.
  47. ortadoğu toplumlarında bolca görülen "başımı sokacak bir yerim olsun" kafasının bir tezahürü olarak bunun aşırı mantıksız şekillde karşımıza çıktığını görebilirsiniz.

    en basit finansal değerleme hesaplarında dahi, özellikle türkiye gibi emlak sektörünün görece "balon" haline geldiği ülkelerde (ki aslında sadece türkiye'ye özgü bir durum sayılmaz, oecd raporlarına bakarak özellikle gelişmekte olan ülkelerde plansız büyümeden kaynaklı olarak metropol bölgelerinde biriken köyden kente göçenlerin oluşturduğu bu talep fazlası kaynaklı şişirilmiş ev fiyatlarını görebilirsiniz) ev almanın diğer finansal kararlara göre çok daha mantıksız ve "feasible" olmadığını görebilirsiniz.

    bu noktada şirketler doğası gereği hanehalkına göre biraz daha mantıklı olduğu için kiralama yolunu daha fazla tercih ediyor ama insanımız için ev almak basit bir a mı yoksa b'mi seçeneğinin ötesine geçiyor ve en kötü ihtimalle "evladıma kalır" diye düşünerek varını yoğunu satıp ev alıyor. tabi işler pek planladığı gibi gitmiyor çünkü ne kadar varsıl olursa olsun "varınızın yoğunuzun" toplamı genellikle hemen bir ev alabileceğiniz fiyatlara yetişemiyor. hal böyle olunca da ömrünü ipotek eden kredi tuzağına düşüyor üstelik satın alma kararınızı bilen satıcılar da pozisyonlarını buna göre alarak normalde satmaya razı oldukları fiyatların üzerine çıkıyor ve doğal olarak ve maalesef bu fiyatlarda da alıcı bulmaya devam edebiliyorlar. aşırı "predictable" bir alıcı olarak kendinizi şişirilmiş fiyatların ortasında buluyorsunuz ve yetmiyor, bunu kodlarınız gereği bir "challenge" unsuru alarak satın alma kararınızda ısrar etmeye başlıyorsunuz. (normal şartlarda düzenleyici olarak devlet otoritesinin buraya müdahil olup tavan fiyat uyguamasını getirmesini beklemek de yine "oyunun kurallarına" henüz alışmakta olan gelişmekte olan ülkeler için genelde tercih edilmiyor bu da kontrolsüz fiyat artışının devamı demek oluyor. otoritenin müdahil olup olmaması gerektiği ise burada değinilemeyecek kadar uzun ve tartışmalı bir konu. neyse..)

    bu kredi tuzağı düşündüğünüz gibi basitçe kreditöre gidip finansman ihtiyacınızı karşılayıp belli bir faiz oranı üzerinden belli vadelerde anlaşılarak halledilmiş bir seçenekten biraz öteye gidip problemlere de yol açıyor. kredilerini ödeyebilmek için en basit hayat standartlarından "feragat" etmeye zorlanan bireyler düşünün ve bunlardan binlerce, milyonlarca olduğunu düşünün.

    ülkemize gelen turistlerle ufak bir konuşma yaparsanız ne o kadar da zengin olduklarını ne de evlerinin olduğunu işitirsiniz. tercihlerini ev almaktan yana değil kendilerini mutlu ettiklerini, hayat standartlarını yükselttiğini düşündükleri diğer seçeneği alıp evlerinden binlerce km uzaktaki bir ülkeye tatile gelip kaliteli zaman geçirebiliyorlar. eğer dünyayı gezme fikri kendilerini pek açmıyorsa kendi ülkelerinde kendilerini mutlu ettiğini veya değer kattığını düşündüğü şeylerle iştigal olmaya devam ediyorlar.

    ev almak her şeye rağmen karmaşık bir karar alma süreci. nihayetinde ev almanın da bütün bunları bir kenara bıraksak dahi avantajları yok değil. örneğin ev alan bir insan en basitinden kendilerinin aylık masraf chart'ında en yüksek kalemi tutması muhtemel barınma giderinden kurtarmış oluyorlar. tabi bu giderle kredi ödemiyorlarsa ya da ikinci bir ev daha almak için kullanmayı düşünmüyorlarsa.

    işlerin karmaşıklaştığı ve anlamsızlaştığı yer tam olarak burada başlıyor, çünkü fazla fonlarını bilindik borsa, hisse senedi, kambiyo işlemleri ve hatta kripto markette değerlendirmek yerine daha fazla ev alarak bunun bir değer kapısı, daha doğrusu gelir kapısı olarak görülmesi biraz sıkıntılı bir durum. çünkü bu fazla kaynaklar kapitalist bir düzende bu bozuk sistemi feed'lemek yerine yeni iş alanlarında değerlendirilmesi, istihdama katkıda bulunması ya da en azından o ülke için makro düzeyde finansal piyasalara akışkanlık kazandırması açısından oralarda değerlendirilmesi gerekir. bu elinizdeki fazla fonla bulduğunuz ilk çiğ köfte franchasing'ine atlamaktan çok hisse senedi satın alarak iş alanlarının gelişimine katkıda bulunup teşvik etmekle alakalı bir durum aslında.

    batı bu konuda daha akıllı ve mantıklı kurum ve anlayışa sahip olduğu için de bugün devletlerden daha güçlü şirketlerin varlığına şahit oluyor. sizin sadece üç beş wall street delikanlısının ya da "drop-out" college nerd'lerinin bir garajda kurduğunu düşündüğünüz yazılım şirketlerinin arkasında bu fonları buralarda kullanmak isteyen ve zaman zaman başlangıç yatırım düzeyinin bile (angel investment) 1 milyon doları bulabildiği durum yatmaktadır.
    4 ...
  48. 50.
  49. Krediyle ev almak mı? 10 sene boyunca bir çok şeyden vazgeçip hayatından ödün verip kazandığın parayı eve değilde bankaya yatıran ölmezsen 10 sene sonunda sana 4 duvar veren sistem? E kirada oturursan tüm evler senin. Neden 4 duvar sahibi olmak için 10 seneni yok edesin ki?
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük