yüzeyinde su ihtiva ettiği iddia edilen jüpiter uydusu. burayı keşif için 1989' da yollanan (ve ismini europa' yı keşfeden kaşiften alan) galileo uydusunun çektiği görüntülere göre gezegenin yüzeyinde göller, hatta okyanuslar bulunması ihtimali epey kuvvetli (imiş). suyun varlığını yaşamı da akla getireceğinden eğer bu doğruysa europa dünya dışı yaşamın bulunduğu en yakın merkez olabilir. europa' da su ve yaşam olma ihtimali daha önce de zibilyon kere belirtilmişti; ama bu ihtimal artık ortaya atılan bir iddia kadar basit değil. europa yapısal olarak demir bir çekirdekten ve onu kaplayan silikat kayalardan meydana geliyor, üzeri ise büyük oranda buzla kaplı. asıl iddiaysa bu buzların altında sıvı halde okyanus ve göllerin olduğu ve buralarda yaşamın olduğu yönünde. elbette güneşten bu derece uzakta sıvı halde su bulunması ihtimali fazla iyimser olabilir, çünkü suyu sıvı halde tutmak enerji gerektirir. bu enerjinin de ışık yerine gelgitlerden sağlandığını öne süren bir hipotez mevcut. sonuç olarak, yaşam bir yana, europa' da sıvı su bulunması ihtimali hiç de az değil. bunlar boş keşifler değil, su içeren bütün gezegen ve uydular, ileride teknolojimiz elverdiğinde insanların kolonileşmesi için uygun olacak olan gökcisimleri, çünkü dünyaya sığmıyor olduğumuz ortada, kaynakları bizi beslemeye yetmiyor. nasıl ki beş yüz sene önce europa' dan çıkıp amerika' ya gittiyse insanoğlu belki yarın dünya' dan ayrılan bir grup da europa' ya gidebilir. (buna da ironi deniyor sanırım)
bu uydu jupiterin etrafında dönerken öyle bir ezilip büzülür ki buzla kaplı yüzeyinin alt kısmı bu ezilip büzülmeden dolayı ısınıp suya dönüşür. yani bu uydunun çatlaklarla dolu yüzeyinin altında kocaman bir okyanus yatıyor olma ihtimali oldukça yüksektir. bundan dolayıdır ki güneş sistemimiz içerisinde canlı oluşumuna dünya dışında en müsait yerlerden birisi olarak görülmektedir.
1978 santana şarkısı. her dinleyişte bi hoş oluruz, hem sevişiyormuş gibi, hem sevgiliden yeni ayrılmış gibi, hem bi zafer yanii her ruha giden solodur. ayrıca her dinlediğimde gitar çalma isteği uyandırır bende.
Zeus un baştan çıkarıp çiftleştiği ve Kirid kralı Minosu doğuran kadın.ayrıca bu çiftleşmenin yapıldığı yere gölge sağğladığı için o günden beri çınar ağacı yapraklarını hiç dökmez diye bir mit vardır
koca bir kıtaya (küçük bi kıta aslında ama kocaman toprak parçası sonuçta) adını vermiş kadın.
onun öyküsü gördüğü düş ile başlar. iki kıta europa için kavga etmektedirler. asya europa'yı kendisinin doğurduğunu ileri sürmekte ve bu yüzden kızı kendisine istemektedir. avrupa ise hayır der, zeus onu bana verdi o benim hakkımdır.
neyse kızcağız uyanır ve arkadaşlarıyla kıra gider. düşünü anlatır ama kimse yorumlayamaz. o sırada zeus onu görür ve aşık olur. o sırada hera uzakta bir yerdedir ama yine de tedbiri elden bırakmamak adına bir boğa kılığına girer ve kızların yanına gider. herkes bu yakışıklı boğayı çok beğenir. üzerine binmek ve gezmek isterler. zeus bir şekilde önce europa'nın binmesini sağlar ve kız biner binmez denize dalarak onu şimşek hızıyla girit'e götürür. burada sevişirler.
europa'nın çok çocuğu vardır. en önemli ikisi minos ve rhadamanthys ölüler diyarı tartaros'ta yargıç olarak atanmışlardır.
enstrümantal santana bestesi. ya garip gelecek biliyorum ama; parçanın introsundaki soloda dudaklarıma selami şahin'in seninle başım dertte adlı parçası dolanıyor, onu uyduruyorum şarkıya. deli miyim ne?
pek enteresan bir lars von trier filmidir. yönetmenin daha sonra çektiği filmlerden hem bir hayli farklıdır, hem de enteresan görselliğiyle en azından tuhaflık bakımından benzerdir. filmdeki dış ses alemin en yaratıcı dış sesidir, olaya müdahil olmayan, sanki durum hipnozmuşcasına konuşan bir dış ses. sesteki o soğuk ve kararlı ton sarsarak geçer içinizden. ayrıca film esas itabariyle siyah beyazdır. ancak bahsettiğimiz tuhaf lars von trier görselliği sebebiyle yer yer bazı objeler renklendirilir. yani bütün bir kare değil de, sadece kan, sadece kadının yüzü vs. bayağı uğraştım şahsen acaba ne olunca renklendiriyor, nerelerde siyah beyaz bırakıyor anlayayım diye ama tutarlı bir teori geliştiremedim ne yazık ki.
çok etkileyicidir, çok değişiktir ama yine de yönetmenin en iyi filmi değildir. diğer filmlerde (bkz: dogville) ve (bkz: manderlay) tavan yapmış sembolizm bu filmde o kadar yoktur. daha doğrudan verir mesajları... tavsiye edilir.
denny jiosa gibi üstün caz insanından mükemmel ötesi bir caz yorumu olan şarkıdır. mutlaka dinleyin, dinletin. insanda sevişme isteği uyandıracaktır kesinlikle.
jüpiter'in buzullarla kaplı uydusu. arizona üniversitesi'nden yapılan açıklamada bu buzulların altında bol oksijen içeren devasa bir okyanusun bulunduğunu ve bu sayede küçük cisimli canlılara ait yaşam normlarının olabileceği açıklanmıştır.
lars von trier yolculuğunda uğranılacak önemli duraklardan biri.
lars von trier'i bilmeden daha önce hiç filmini izlemden izleyecek olanlara, yapmamalarını öneriyorum. izlerken tıpkı başrol oyuncusu gibi hipnotize olmaya başladığınızı hissediyorsunuz. renklerin ve kameranın kullanımı inanılmaz güzel.
izleyicinin teslim olması gereken, lars von trier filmlerinden biri daha.
Jüpiter'in doğal uydularından biridir. 1610 yılında Galileo Galilei tarafından bulunan dört büyük uydudan (Galilei uyduları) gezegene yakınlık açısından ikinci sırada bulunanıdır, bu nedenle Jüpiter'in 'II' numaralı uydusu olarak adlandırılmıştır. Europa'da hayat olabileceği konusuda iddialar vardır. 3000 kilometre çaplı gezegenin yüzeyi buzla kaplıdır.
eclipse 3.3.2 versiyonunun kod adı. kod adı ganymede olan 3.4 versiyonundan önceki versiyon. ganymede versiyonuna göre daha hızlıdır, daha az kaynak kullanır, performansı daha yüksektir.
bastaki iki dakika otuz saniyelik kismini dugunumde caldirip dans edecegim asmis santana saheseri. ayni hayale sahip bagyanlar icin geliyor:
(bkz: benimle evlenir misin)*
fransız otomobil üreticisi renault tarafında vakti zamanında üretilmiş ve yine vakti zamanına göre oldukça kaliteli bir imaj vermiş bir otomobil modeli.en dolusunun adı beymenclub tı bi zamanlar.
Sümer dilindeki "erek" kelimesinden türemiştir. Anlamı güneşin battığı yerdir. erek kelimesi atinalılar tarafından europa kelimesine dönüştürülmüştür. çünki yunanistan'a göre güneş avrupa tarafına doğru batmaktadır. Aynı şekilde anatolia'a da güneşin doğduğu yer demektir. Nedeni Anadolu'nun yunanistanın doğusunda kalmasıdır.