Paradox Entertainment'ın çıkartığı hali hazırda en iyi strateji oyunlarından biri. yaklaşık 8-9 ay önce çıkmasına rağmen sözlükte kendine yer bulamayışı ilginçtir. önceki versiyonu olan europa universalis 2 ile arada çıkan aşırı gerçekçiliği ile oynanmaz olan hearts of iron 2 'nin muhteşem bir birleşmesidir. ayrıntı, gerçekçilik ve eğlence bir aradadır. en basit örnek olarak oyunda enflasyon bile vardır. ama derseniz ki bu kadar detayla uğraşmak istemiyorum, oyunu sağa solu fazla kurcalamadan oynadığınızda küçük detaylar ilginiz dışında kalabilir, ama daha iyi bir oyuncu olmak için herşeyi kurcalamak şart. örneğin bence civilization serisinin en büyük eksiği olan borç para verme oyunda var ve çok etkili. faizle borç para veriyorsunuz ve rakip devletlere ekonomik baskı uygulayabiliyorsunuz.
tabii ki tüm detay ve özellikleri burada saymak mümkün değil ama oyunun en ilginç ve öh dedirten özelliği; casus belli
eski oyunlarda, ülke ve şehir isimleri uydurarak veriyorum; an an kafkasları ele geçirerek üzerime gelen rusya'ya karşı yapacak birşey yoktu, tiflis'i aldığı gibi sınır sınıra dayanırdık ve önce biz saldırınca suçlu duruma düşeceğimiz için ilk saldırıyı beklemek zorundaydık. ama artık casus belli sayesinde bu tarih oluyor. rus ordusu ilerleyerek tiflis'e dayanınca hemen bir nota veriyoruz ve rus ordusu tiflis'e girerse bunu casus belli sayarız diyoruz. böylece ruslar tiflis'e girdiği anda onlar savaş açmış oluyor ve suç onlara kalıyor.
her tarih ve strateji severin oynamak zorunda olduğu bir oyundur.
osmanli devletinde "isa öküz" adlı bir general çıkararak beni komaya sokan oyun. ayrıca oyunda şans faktörü çok önemlidir. yine aynı firmanın elinden çıkan hearts of iron'a oldukça benzer.
oyunda kesinlikle savaşmayacaksın. iki günde bana bunu anlatan oyundur kendileri. savaşmayınca ekonominiz ve itibarınız kat kat artacaktır emin olun, sabırlı olmak ve doğru zamanı beklemek en iyi yoldur şu kısa tecrübeme göre. bu firma yeter ki böle oyunlar yapsın *
strateji oyunlarını sevenlerin kesinlikle denemeleri gereken bir oyun . oyun iyi bir ingilizce gerektiriyor .oyun 1453 yılından itibaren dünya üzerinde ki küçük büyük bütün devletlerle oynanabiliyor . tw oyuncuları bu oyuna alışmakta güçlük çekebilirler . total war daki gibi savaşları sizin kontrol edebilme tercihiniz yok . basit grafikler ile uyduruk bir dünya haritası var . ordularınız uzaydan bakınca bayrak şeklinde görülüyor . ama bu hevesinizi kırmasın . herşey çok ince ayrıntısına kadar işlenmiş . total war daki bir boka yaramayan diplomasi yok bu oyunda . öyle bin kişilik bir orduyla 4-5 yıldızlı bir komutanla hurra savaş açıp yardırmak yok . açamazsınız da zaten , göçersiniz . total war da toplasan dünyada ki şehir sayısı 50 civarı . ama bu oyunda 3-4 katı . bir ülkeye savaş açmak için belli bir nedeniniz olmalı * , yoksa prestijiniz de dengeniz de alt üst oluyor . dünya da sizi kimse sallamıyor . en güçlü ülke siz olun farketmiyor . total war da bir ülkeyle müttefik olduğunuz zaman 20-30 turn sonra ihanet ediyor . bu oyunda ihanetin bedeli ağır . kısacası bu oyun gerçekciliği seven , tarihi ve tarihin akışını değiştirmek isteyenlerin seveceği türden bir oyun . diplomasi herşey . ekonomi çok ayrıntılı . savaşa girmek kolay ama çıkmak oldukça zor . ben osmanlıyla 1453 yılında başladım 1500 ü göremedim . bunun haricinde her türden bir sürü mod bulunuyor . ayrıca oyunun forumlarında gerçek bir tarih dersi gibi anlatılan playerlerin kendi oyunlarını oynayıp yazdığı hikayeler var http://www.paradoxfan.com/forum/index.php?board=14.0 ben tw forumlarında gezinirken rastgelmiştim böyle bir hikayeye . o gün bu gündür oynuyorum* . uzun lafın kısası oynayın efendim pişman olmayacaksınız .
isyancıları sakın görmemezlikten gelmeyin iran la savaşırken anadoluyu balkanları hep rebeller götürüyodu ses etmedim . şimdi iranda feth ettiğim yerlerin yerlileri bile ayaklandı . iran la ufak bir barış antlaşması yapmak zorunda kaldım . orduyu balkanlara götürene kadar sırbistan bulgaristan kuruldu . tam balkanlara vardım yunanistanda bagımsızlıgını ilan etti sap gibi kaldım . ulan dedim şimdi anadoluya gidene kadar kürdistanda kurulur* ben en iyisi uyuyayım . yanicim öyle amına bile korum diyerekten savaş açmayın benim gibi . göçertirler. o kadarda oynamıştım hani nere gitti ? hakkat geç olmuş .
hile yaparak oynandığında tadından yenmeyen oyundur.
bakın beni yanlış tanımanızı istemem.
her daim sportmen olmayı seven, fifa' yı, pes'i hep en zorda oynayan,
yahoo satrançta yendiğim rakibe her zaman ikinci bi şans veren, masayı terketmeyen,
yenip kaçanların arkasından küfür eden,
rakip takıma haksız yere verilmeyen ofsaytları bile eleştiren,
hatalı peanltıyla tuttuğu takımın maç kazanmasını, yenilmekle bir tutan bir insanım.
ancaaaaak! mesele memleket olunca; yemediğim bok, yapmadığım pislik kalmıyo her nedense. yapım bu.
engel olamıyorum kendime.
küçücük netbookuma demosunu kurduğumda zavallı bilgisayara takla attıran oyun. tarihtir dedim, stratejidir dedim bağrıma bastım ama o nankörlük etti. sanki sadece sen mi varsın bu alemde? *
alışana kadar insanı canından bezdiren oyun. bir elimde ingilizce sözlük çat pat çözmeye çalışıyorum. yalnız askerlerimi gemiye bindiremiyorum sinir oldum ya klavyeyi parçaladım resmen. bir kere şans eseri bindirdim götürdüm atlas okyanusuna adamlar kayboldu. gemi ortadan yok oldu. onu da anlamış değilim. acaba gemiye gözcüyü de mi eklemem lazım. kaşif varken gitti güzelim gemi. 1057 günde ürettiydim emeklerim heba oldu be sözlük. hayır oynayan bilen varsa bir mesaj uzağınızdayım gençler adamları gemiye nasıl bindiricem. sağ tıklıyorum olmuyor.
ikinci kez osmanlı devleti'ni seçerek daha mantıklı kararlarla yeniden başladığım oyun. tanım faslını geçtiğimize göre gelgelelim oyunumuza. yazarlardan sadaeke'nin yardımı çok dokundu. sağolsun.
amacım akıllı kararlarla fetih yaparak casus belli yani savaş sebebi olmadan bir ülkeye saldırmamaktı. bunun içinde önce komşum olan karamanoğulları* ve candaroğulları* ile ittifak kurmaya çalıştım. ikisi de yanaşmadı tabi ki.
biraz vakit geçince burnuma savaş kokuları gelmeye başladı. pontus, bizans ve vasilya ile bir olup candaroğulları'na saldırdı. toprağı işgal altında iken ittifaklık önerdim yine kabul etmedi. taki 15 bin kişilik düşman ordusu başkentini kuşatana kadar. hemen ittifaklığı kabul edip yardım istedi. benim için bulunmaz bir fırsattı beklediğim savaş sebebi oluşunca direkt daldım ben bunlara. pontusu geri püskürtüp candarın desteği ile trabzonu işgal ettim. tek şehri düşünce kıvama geldi yumuşadı pontus efendi. ona reddedemeyeceği bir teklif sundum. bizans ve vasilya ile olan anlaşmalarını fesh edecek yıllık gelirinin yarısı benim olacak aynı zamanda vassalığım altında askeri yardımıma koşacaktı. ayrıca hak iddia ettiği topraklardan vazgeçecekti. bu ağır koşulları kabul etti.
pontus'a uyguladığım bu diplomatik zafer sonrası bizans bir barış teklifi sunarak pontus'un vassallığını bitirmemi ayrıca 500 küsur düka tazminat ödememi istedi. tabi ki dötümle güldüm. karşılarında adını güçlü ordusundan alan yıldırım bayezid vardı. ret cevabına karşılık bizans adana'yı işgal edip ramazanoğulları beyliğine son verince büyük tehlike korkusuyla karamanoğulları ve dulkadiroğulları bana yanaştı. askeri birlik sağlayıp bizans'ı önce adana'dan dışarı attık. tabi bu arada adana karamanoğullarına geçiverdi.
ben bizans'la uğraşırken vasilya boş durmamış balkanların en kuzey doğusunda yer alan şehrim silistre'yi işgal etti. bunun üzerine balkanlardaki vassallarım sırbistan ve bosna vasilya'nın şehirleri işgal edip silistre'nin kuşatmasına son verdi. karaman, candar, dulkadir, bosna ve sırbistan'ın desteği ile istanbul düşmüş mora'ya gönderdiğim sultan bayezid bizans'ı devirmişti. pontus'a sunduğum ağır koşulların aynısını bizans ve vasilya'ya da sundum onlara sadece tek bir şehir bıraktım.
tam savaşlar bitti diye sevinirken altın orda devleti* savaş ilan etti. balkanlardaki şehrim silistre aynı zamanda altınorda topraklarıyla komşu olduğundan hemen bir ordu gönderip bu şehri aldım. diplomatik yollarda işgal toprağını isteyemiyorsunuz moğollardan çünkü adamlar göçebe. bu nedenle komşu sınırı olduğu için kolonist gönderip fethedilen toprağı kendi toprağınıza katabiliyorsunuz. moğolları öylesine kızdırdım ki vasilya sırp bosna bizans pontus ve 5 bin kişilik piyade ve süvari karışımı osmanlı askeri ile beraber 15 bin kişilik ordum olası bir saldırıya karşı kolonileştirip anavatana bağladığım bu şehirde beklemeye koyuldu. oynadığım tüm sıra ve harita tabanlı oyunlar içerisinde bana duygu seli yaşatan o sahne işte bu noktada cereyan etti.
35 bin kişilik altın orda ordusu beklenen saldırı yapmış bu direnişe daha fazla dayanamayan tüm vassal devletlerin desteği geri çekilmişken üzerine birde 25 bin kişilik destek gelince 60 bin kişinin karşısında 3 bin kişilik askerimle kalakaldım. başlarında yetenekli bir kumandan vardı ve geri çekilmek yerine askerimin moralleri çok çok yüksekti kanının son damlasına değin savaşıyorlardı. son bir gayretle üsküp'te isyanları bastırması için ürettiğim 4 bin yeniçeri ve bin topçuyu destek amacıyla gönderdim. işte ne olduysa bundan sonra oldu. 8 bin kişilik ordumdan geriye 500 top 3 bin yeniçeri piyade süvari karışımı asker kaldı ve yüksek moralli bu askerlerin canla başla dövüşmesiyle o koca orduyu parça parça satırla böldüm resmen. 30 bin kişi kalınca moralleri çöküp geri çekildiler.
bu millet gerçekten savaşmak ve büyük zaferler kazanmak için yaratılmış ben bunu öğrendim. böylesine şanlı bir milletiz. vallahi duygulandım lan. bu oyunu oynayın oynatın derim.
fransa ile 1700'lü yılların sonunda başlandığında insanın çelikten daha güçlü sinirlere sahip olması gereken harita tabanlı strateji oyunu. 2 sene içerisinde tüm avrupa bununla yetinmeyip cezayir ve fas hatta hindistan dahil 36 ülke savaş açtı. en az 10 yıl süren bu savaşları nasıl başlattığıma gelince amacım sadece avusturya'ya savaş açmaktı. ittifakım olan abd ve ingiltere hemen ittifaklığı bozup tarafsız kaldılar. sanırım avusturya'nın hre yolunda ileryelen bir devlet olması ve papalığı alması bunda en büyük rol oynadı. ülkede sadece 2 toprağım kalmışken küllerinden yeniden doğan bir anka kuşu misali canlarına okudum orası ayrı tabi.
oyun gerçekten güzel ama tatmin edici değil bir eksiklik var ne olduğunu çözemedim. fantazi yapipta bir mayalari yada seminolleri kurtarayim derseniz nafile eninde sonunda portekiz, ingiliz yada diğer sömürgecilerin istilasina uğruyorsunuz. parayla saadet olmuyor. altin zengini mayalar maalesef teknolojik gelişimde gerçeğe uygun olarak yerinde sayiyor. 1650 ye kadar 2 si bonus olmak üzere toplam 5 gelişim kaydedebildim ve nihayetinde kastilyalilara boyun eğdim. velhasil oyun çok iyi ve gerçekten vakit ayirmaniz gereken tipik strateji.
ohoooh ekonomi uçuyor durupda bi gelişeyim dedim ingiltereyle britanyayı feth edip danirmarkayıda alınca. cücük fransızlar zaten gemileri yok ikide bir savaş ilan edip barış istiyorlar derken. ispanya geldi tecavüz etti zar zor kurtardık barışı 300 düka altın verip. bu arada tabi isveç feth etmek istediğim iskandinavyayı yuttu ispanyayla müttefiği kurdu. ben 80 parça gemi filosu kurdum ekonomi çöktü enflasyon uçtu. mal gibi kaldım kimseye dalamıyorum. ihşallah fransayla ispanya birbirine düşerde düşmez ibneler işleri güçleri ben.
sağlam sinirler isteyen ulan şu avrupa hiç mi kendi aralarında savaşmaz hepsi haçlı birliği ingilizlerle fransızlar kardeş olmuş. osmanlıya bana girişiyorlar.
o nu geç 55-60 tane vilayetim var ben 30 bin kişilik orduyu zor beslerken 15-20 vilayetli avusturya nasıl 120 bin kişilik ordu basıyor.
