1-senin bu kadar mutlu olmana ancak senden birsey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler...
uçurtma avcısı
2-Bütün mutlu aileler birbirine benzer;
her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır." diye devam eden, anna karenina'nın ilk cümlesi.
3-"Hayatım içimden geçen cümleler içinde geçti"
yüksek topuklar-
4-Dünya dört şey sayesinde ayakta durur; bilgenin ilmi, soylunun adaleti, cesurun yiğitliği, haklının duası. ama bunlar hiçbir işe yaramaz, yönetme sanatını bilen bir yönetici olmadıkça.
güçlü duygularin ilk kurbani akildir.çoğu zaman düşündüğümden farkli konuşmam gerekir. buna diplomasi diyorlar.
Dune serisi
5- Bir asalağın 'soysuzluğu' bir ceylanın sekişi kadar kusursuzdur..."
stephen jay gould
6-"Memleket bir kurtlar sofrasına dönmüş ise isyan haktır."Atilla ilhan kurtlar sofrası
7-Cehaletin mutluluk olduğu yerde aklı başında olmak deliliktir.Thomas gray
8-Antalya, dünya üzerinde kendine ait güneşi olan tek kenttir.Malafa
Hakan Günday
9-''sevgi bir etkinliktir, edilgen bir durum değil; bir şeyin içinde olmaktır, o şeye kapılmak değil; öncelikle vermektir, almak değil. sevgi bir kişinin bütünlüğünü ve bireyselliğini yitirmeden diğer bir kişiyle veya şeyle birleşmesidir.
sevmek sanatı-
Erich Fromm
"sevdiğiniz biri öldükten sonra yaşama tekrar devam etmek bisiklet kullanmayı öğrenmeye benziyor. Ama yokuş aşağı giden bir bisiklet oluyor bu. Dengeyi sağlamanın tuhaf coşkusunu kastetmiyorum burada ya da sadece bundan bahsetmiyorum. Kafayı gözü yarmak üzere olmanın korkusundan da bahsediyorum. "
--spoiler--
''kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz.''
böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölüyorsunuz demektir.
silaha gerek yok.
--spoiler--
Böyle olmasını istemezdim ama hep öyle olurdu. Dünyanın bütün kızılderilileri yenilir, Spartacus kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık her filmde ağlardı. O ağladıkça Sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum, üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine...
"toplum daima bizlerin üzerinde doğal olmayan yaptırımları uygular. bütün bunların arasında yolumuzu bulmaya çalışırız. Sonra neyin doğal, neyin doğaya aykırı olduğunun kararını kim veriyor?"
... bencil olmayan var mı? Üstelik en büyük bencilliğimiz de çocuk yapmak değil mi? Yaşamın ne olduğunu bile bilmeyen bir canlıyı zorunlu olarak dünyaya getiriyorsun. Mutlu olacağının garantisini verebiliyor muyuz, ya da hastalıksız, dertsiz, uzun bir ömür sürmesini sağlayabiliyor muyuz? Yoo, ama sonuçlarını düşünmeden çocuk yapmaya devam ediyoruz. Ya da benim gibi bir çocuğum olsa diye hayal kurmayı sürdürüyoruz. **
Sana tüm gerçeği söylemeliyim. Bu çok ağır, kabullenilemez olabilir, fakat artık bunun farkında olmalısın. Eğil biraz! Sevecek kimse yok, sevilecek kimse yok. Üzülecek ya da mutlu olacak hiçbir şey yok, sadece Allah var, gerisi bir rüya , sadece bir düş!..
'' soğuk bir ürperti geliyor milena, üşüyorum senin adını her andığımda.
küfürbaz kafka burada olsaydı herhalde küfrederdi bana.
ama ne yapayım milena sana olan aşkım dinmiyor, dinemiyor çünkü sen başkaydın milena, sen hastaydın !
hasta bir adamı sevebilecek kadar hastaydın...''
Allah kusursuzdur ve o yarattığı her şeyi kusursuzca , özenerek yaratmıştır. O seni yaratırken ruhuna kendi ruhundan üflemiştir. Sen, o'nun tarafından bu kadar özenle yaratılmışken kendine inanmamak ve kendini değersiz görmekle en büyük günahı işliyorsun! Evrende başka sen yok!