Duhan suresi 29. ayet Onlara ne gök ağladı, ne de yer. Helâk vakti gelince kendilerine süre de tanınmadı.
bu ayetin muhteşemliği mısır hiyerogriflerinin 1800 e kadar resim sanılıyor olması,
bu hiyerogriflerin birinde tanrı osiris öldüğünde yer de gök de ağlıyordu diye beyitlerin olması.
yani kuran mısır tanrısına yazılan ağıtları hiyerogriflerin çözümlenme tarihinden 1200 sene öncesinden biliyordu.
Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.
Mesela zariyat suresi 49. Ayet.
"Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden erkekli dişili iki eş yarattık" diyor. 'ama baktık ki olmuyo, eşeysiz üremeyi de ekledik ekolojik sisteme' diye devam etmesi gerekiyor sanırım.
ve sen yine denendiğinde, yine kalbin daraldığında, yine bütün kapılar yüzüne kapandığında ve yine ne yapman gerektiğini bilmediğinde uzun uzun düşün ve hatırla, yaradanına ve o'nun kelamına kulak ver. allah kuluna kafi değil mi.
Denizde dağlar gibi akıp giden gemiler de O'nun varlığının delillerindendir. Dilerse rüzgârı durdurur da denizin üstünde, öylece kalakalırlar; şüphe yok ki bunda, iyiden iyiye sabreden ve çok şükreden herkese elbette deliller vardır.
(Şura 32,33)
silinmez ise incil'den örnek vermek isterim:
ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. insanı kirleten de budur.
çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, cinsel ahlaksızlık, hırsızlık, yalan tanıklık ve iftira hep yürekten kaynaklanır.
insanı kirleten bunlardır. yıkanmamış ellerle yemek yemek insanı kirletmez.
matta 15 : 18-20
dipnot:eksileyen arkadaşlara güzel olan her şeye kalplerini açmayı tavsiye ediyor ve sevgilerimi yolluyorum. *
"Böylece şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana Arapça okunan bir Kitap vahyettik. insanların bir takımı cennete, bir takımı da çılgın alevli cehenneme girer."
muhammedin tüm akraba kızlarını kendine has olmak üzere helal kıldığı ayet olabilir.
ahzab 50:
Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet
olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden
amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini
peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -mü'minler için
olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin
malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size
bildirdik). Böylelikle senin için hiç bir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.