insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaki açıdan oluşturan ölçüler bütünüdür.
herhangi bir bilimsel alanda, bir olguya evrensel doğrularda nesnel bakış açısından bakma, değerlendirme anlamındadır. emik teriminin karşıtı olarak düşünülebilir.
1- prescriptivity: insanlara kesin bir şeyleri yapmaları veya yapmamaları konusunda tavsiyeler veya emirler vermektir. genellikle yap veya yapma diye belirtilir. örnekler: öldürme, komşunu sev vb.
2- universalizability: bütün ülkeler tarafından kabul görmüş evrensel ahlak kurallarıdır. aynı durumda olan herkese uygulanabilir. herkes için geçerli kurallardır. (çalmak, öldürmek kötüdür gibi)
3- overridingness: insanın hayatında sorumluluk önceliklerini bilmesidir. bununla ilgili paul gauguin örneği verilir. kendisi ailesini sanat için bırakmış. bu ahlak kuralı bu adamın yaptığının yanlış olduğunu önceliğini ailesine vermesi gerektiğini söylüyor.
4- publicity: bütün herkes tarafından bilinmesi gerektiğidir.
5- practicability: kurallar uygulayanlar için zor olmamalı, pratik olmalı.
ahlak ve ahlak felsefesi kavramlarıyla sıklıkla karıştırılan etik kavramı; ahlaka ilişkin evrensel ve sistematik kodları oluşturma çabasıdır. en basit anlatımıyla ahlak; kişiseldir ve görecedir. etik ise kişisel ve muğlak olan ahlaki eylemleri sistematize etmeye uğraşır.
Etik, bireyler, gruplar ve örgütler arasında doğru ilişkiler kurulması anlayışını kapsayan bir kavramdır. Etik davranış ise ahlak standartlarına uygun, doğru davranışlarının ne şekilde olup olmaması gerektiğine ilişkin bir değerler bütünüdür.
çoğu kez vicdan azabı çekmenizin önüne geçse de, çoğu kez başınızın yanmasını engellese de; bir noktadan sonra sizi egonuzdan mahrum, sıkıcı biri haline de getirebilen göreceli kurallar bütünü...
insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, kuralları doğu-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan araştıran bir felsefe disiplinidir.
bütün etkinlik ve amaçların yerli yerine konulması; neyin yapılacağı ya da yapılmayacağının; neyin isteneceği ya da istenmeyeceğinin bilinmesidir.
8 nisan 2012 manisaspor - galatasaray maçındaki muslera'nın tarihi ayarından sonra tüm türkiyede ağızlara pelesenk olmuş bir değerdir. (bkz: şike, etik kurulu)