kırmızı rujuyla dikkat çeken kadının reklamında oynadığı bisküvi.
vurucu cümlesi şu idi: ''gerçek kakao ve kremanın eşsiz uyumundan oluşmuş çok özel bir bisküvi''
şöyle ki; beyazlar içerisinde bir hatun tamamen beyaz bir fonda ürünü tanıtmaktadır. en son cümle çok çarpıcı olmakla beraber maksadı ortaya koymaktadır. siyaha anlam katan beyaz.
dünyanın en güzel bisküvisi olmasının yanında, eti tarafından eti negro mini adı altında yeni ürünü piyasa sürülmüştür. minicik minicik yemeye doyamıyor insan hem kalori derdi de yok. albeninin miniklerinden sonra en sevdiğim abur cubur olacak. bir paketi yetmeyebiliyor.
alanya'da discoya gidilmiştir.*
bara içki almaya giden dostumuz ingilizceye hayatta kalacak kadar hakimdir fakat negronun ne anlama geldiğinden bir haberdir.
yanına yaklaşan iri yarı bir zencinin kendisine yöneltilen "do you like negro?" sorusuna aklına eti negro geldiği için evet temalı ingilizce bir cevap vermiş, bütün gece kendisine kaş göz yapan bir zencinin olmasıyla ortamı kahkahalara boğmuştur.
nigger ile negro aynı şey değildir. negro gayet masum bir sözcükken ondan devşirme olan amerikancanigger aşağılamaya dönüşmüştür. kaldı ki türkçe'de negro'nun bir anlamı yok. tıpkı arapça zenci ve farsçasiyahın olmadığı gibi. ama politically correct olmak ile kafayı bozanlar "zenci demeyeceksin, siyah diyeceksin" gibi abuk subuk iddialarla gelmektedirler.