Tek başına edilen kahvaltının tadı. Eğlenirdim genelde, kendi kafama göre bir şeyler hazırlar, istediğim filmi-diziyi açar yine on dakika da yemeğimi yiyip bir bucukta saat otururdum öyle. Böyle başlayan günler harikaydı ya da harika hissettiriyordu.
Şimdi aynı olayı aklımdan geçirince bile boynuma çatalı saplayasım geliyor.
Rüyalarım. Eskiden rüyalarım aksiyon dolu olurdu. Heyecanlı olurdu ve devamını görmek isterdim şimdiyse monoton rüyalar görüyorum.
içilen çay. Eski çayların tadını bulamıyorum. insanın içesi bile gelmiyor yarısını döküyorum.
Kış. Eskiden Eskişehir'de lapa lapa kar yağardı. Her yer beyaz örtüyle kaplanırdı. Birkaç yıldır kışın tadını çıkaramıyoruz efendim. Nerede o eski kışlar..
Saçlarım. Eskiden oldukça gürdü. Şimdiyse yavaş yavaş yanlar açılıyor.
hani erken inerdi karanlık
hani yağmur yağardı inceden
hani okuldan, işten dönerken
ışıklar yanardı evlerde
hani ay herkese gülümserken
mevsimler kimseyi dinlemezken
hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken.
hani herkes arkadaş
hani oyunlar sürerken
hani çerçeveler boş
hani körkütük sarhoş gençliğimizden
hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken
eskidendi, eskidendi, çok eskiden..