Geçen zaman, edinilen deneyimlerden etkilenip eskiden olduğu gibi hissetmemek, davranışların farklılık kazanması.
Peki bu niye kötü algılanıyor. Neden eskiye saplantılı kalıp o zaman dilimindeki halimizi özlüyoruz. Asıl sabit kalmak, yaşantıdan etkilenmemek, gelişmemek, değişmemek kötü değil mi?
Zor zamanlarımız, iyi zamanlarımız oluyor. Kendimizi çaresiz de hissediyoruz, her şeye gücümüz ve inancımız var gibi de. Değiştikçe eskisi gibi olmadıkça bunlara göğüs gerebiliyoruz ve ya tadını çıkarabiliyoruz. Hayatı, arkadaşlığı, aşkı, aileyi, başarıyı algılama biçimimiz değişiyor, güzelleşiyor. Belki eskiden daha az şeyle tasalanıyorduk ama şimdi daha güçlü bir haldeyiz.
Yenilenmek düşündüğünüz kadar can sıkıcı değil yani.
Nerde o eski bayramlar diye geçmişe duyulan özlemin bir ifadesi, genellikle çocukluk dönemi kastediliyor olsa gerek. Belki eskiden elinden kaçan bir şey veya gelmesini beklediğin bir beklenti yoktu, bir nevi cennetteydik, sadece anda yaşıyorduk, zaman kavramı beynimizde tam oturmadığı için anın duygularıyla yaşıyorduk.
işin garip tarafı, türkçede zekanın eş anlamlısının anlak olması, an ile ilgili bir şey olmalı yani algılama yeteneği olarak kabul edebiliriz. Hayvanlar gibi onların acıları vardır ama dertlerinin olduğunu sanmıyorum. Bir şairin dediği gibi, yemeğini yiyen inek mutludur. Bizler ise geçmiş ile gelecek arasına sıkışıp dertleniyoruz, efkarlanıyoruz.
Eskisi gibi olamamak benim için dert değil de olması gerektiği gibi olamamak daha insani bir problemmiş gibi geliyor bana
Ben artık mücadele etmiyorum o konuda. Düşününce insanın zaman geçtikçe bedeni gibi ruhu, beyni bozulmaya başlıyor tıpkı gözlerimiz gibi. Bu yüzden aynı şeyleri görüp aynı mutlulukları hissedemiyoruz.
Bizleri geriye götüren bi kaç detay kalıyo, onlarla karşılaşınca da zamansız hissediyosun. Bu duyguyu şöyle açıklayabilirim;
Kimsenin özlemediği telaş etmediği yâd etmediği bi konuyu sadece senin düşünüyor oluşunun getirmiş olduğu yalnızlık ve dipte olma hissi. Bakın bu eskisi gibi olamama hissinin de üstünde muazzam bi yalnızlık hissi doğuruyo insanın içine.
Eskisi gibi olamayacağız ama yeni olan biz yine biz olacağız eskide olanın biraz daha tecrübeli hali. O yüzden çokta fazla irdelememek lazım bence. Biraz karışık oldu bu kadar deşmeyecektim mevzuyu ondan heralde.
Ne garip bir cümle eskisi gibi olamamak. Kim ister yarın bugunden farklı olmayı. Farklılaşma isteği demek bugün istediğin yerde istediğin şekilde olamamak demektir.Eskisi gibi olmayı beceremeyen insanlar bir zamanların kaybedenleridir ve hiç kimse kaybeden olduğu şekle yeniden dönmeyi istemez.En güzeli kaçmak olur eskisi gibi olamayanlara.
Mutlu günleri özlersin, mutsuz olduğun zamanlarda bile ne kadar çok çalıştığını hatırlarsın, önceki hatalarına gülersin bazı başarılarının ne kadar değersiz olduğunu bazı başarısızlıklarının ne kadar önemsiz olduğunu anlarsın, artık sen sen değilsindir.
isteğimiz dışında gelişen pek çok olayla yüz yüze geliyoruz. ayağımıza değen her taş bizi her seferinde biraz daha yıpratıyor. Dolayısıyla sürekli kendimizden ödün veriyoruz / vermek zorunda kalıyoruz. Bu da bizi olduğumuzdan farklı bir hale getiriyor haliyle.
Bunu demek saçma bir takıntıdır. Eskiden elbet iyi şeyler yaşamışsınızdır. Ama ulaşamayacağınızı biliyorsunuz. Eskiden olduğum kişi, şimdi olduğum kişinin temelidir, şu an olduğum kişiyi oluşturmuştur. Kabul. Ama, kıçımı yırta yırta, pişmanlıktan eriyip gitmektense, eskileri düşünmektense anı yaşamayı tercih ediyorum ben. (bkz: carpe diem)
her şey değişir dünya değişir, fikirler değişir, insan değişir hattası sabit kalan ahmaktır. değişmek doğanın bize sunduğu büyük bir nimettir. değişmekten korkmayın...
eskiler alıp eskiler satmaya gerek yoktur. eskinin düşmanı zamandır, çünkü zaman eskitir. oysa bugün olmayı bekleyen yığınlar halinde yarınlar var. eskisi gibi olamayabilir her şey, ancak; eskilerden iyi olabilir böyle de bir fırsatımız var.
o kadar acı vericidir ki. gözlerinin sana gülmemesi o kadar can yakıcıdır ki. ama güçlü olmak zorundasınızdır,ayakta olmak,olmaya çalışmak. eve gelip kendi kendinize,başınızı yastığa koyup hep keşkeler geçer içinizde, ama nafile,her şey bitmiştir artık. geçmiş olsunlarla başbaşasınızdır.