hareketli, * sözlerinde mantık aranmayan, hande yener , demet akalın benzeri şarkılar dinleyip; ** sürekli eller havada modunda dolaşmaktır. diğer türlü en uyduruk şarkı bile; ağıt gibi gelir insana.
eğer varsa böyle bir durum; sana yaptığı tüm kötülükleri düşünmek ve kendini ondan tamamen soğutmak, tiksiniyor hale getirmek ve yalnızken hayatın ne kadar rahat ve hoş olduğunu düşünmek...
her ne kadar yarayı dağlamak insanın canını daha çok acıtsa da yaranın iyileşmesini hızlandırır. o yüzden mümkün olduğunca yüksek dozda acı alıp akabinde gırtlak parçalarcasına hışkıra hıçkıra ağlayabilmek için sağlam şekilde içmek en iyisi olacaktır.
okul bahçesinden çalınmış limonun kabukları ile ince kesilmiş 5 parça salamı, nane , biber salçası, yağ ve kekik eşliğinde pişirip balkondan aşağıya at.
odanın dört bir tarafındaki resimlerinizi kaldırmak
sende kalan kıyafetleri daha fazla koklayıp ağlamamak için imha etmek
bilgisayardan resimleri silmek
telefondaki mesajları silmek
ortak arkadaşlarınızla bir süre görüşmemek
hüzünlü şarkılar dinlememek
alkol almamak
sizin için özel olan yerlere gitmemek.
yalnız sakın bunları sevgiliden ayrılır ayrılmaz yapmayın hiçbir yardımı olmaz, eğer onu gerçekten çok sevdiyseniz, onu unutmak için önce acınızı doya doya yaşamaya hakkınız vardır, sevginizi doya doya yaşayamadığınız için. 1 ay en iyi zaman dilimidir bu söylediklerimin tam tersini yapmak için. resminize bakın ağlayın, koklayın ağlayın, size attığı aşk dolu mesajları okuyun ağlayın, için ağlayın, sarhoş olun sızana kadar ağlayın, sizin için özel yerlere tek gidip ağlayın 1 ay içinde dolu dolu üzülün bir müddet sonra bu durumu yaşamaktan sıkıldığınızı anlayınca başta yazanları uygulama zamanı gelmiştir. yeter artık doya doya sevdin yaşadın, doya doya da üzüldün ağladın, artık unutmanın zamanı geldi çok zor uygulamak tabiki ama hayat devam ediyor...etrafına bakmanın zamanı geldi gülmek için çok sebep var bu hayatta bir kişiden ibaret değil hayat...
ilk yapılacak şey şudur;
önce unutmaya karar vereceksin ve bunun için 3 ay süreyi gözden çıkaracaksın, bu 3 aylık sürede sen aşşağılıksın, sen körsün, ve her şey senin yüzünden olmuştur sen hayatta ki en aşşağılık insansın dostum.
çünkü ne yaparsan yap vicdanın seni sorumlu tutacak ama, sakın öyle zannetme dedim ya
3 ay için böylesin bilemedin 5 ay.
o'na dair bütün herşeyii yok edeceksin aldığı hediyeyi, lifini, memleketinden sana getirdiği pekmezi, hatta çok pahalı bir miktara aldığı satranç setini bile gözünü kırpmadan yakacaksın-atacaksın.(pekmezi yakmayı deneme soba sönüyor ben yanlışlıkla denedimdi)
sonra bu süreç sana acı çekmenin nasıl olduğunu anlatıyor düşünüyorsun, ya onun elini biri tutmuşsa, ya başkasıyla sevişiyorsa vs. vs.
bu süreçten sonra anlarsın ki bütün izmir o kızın üzreinden geçse sana ne getirisi vardır nede götürüsü, ağlamaların çektiğin acıların komik gelir sana artık bu sınavı geçmişsindir zaten geçemeyenler boğaz köprüsüne doğru yol almaya başlar ki bunlar zayıf kişilerdir.
aklınıza mukayyet olursanız zamanın en büyük dostunuz olduğu gerçeğinin değişmemiş olduğunu göreceksiniz.
başka insanların sevgilisine sarkmamak. sevgilinden uzakta kalmış olabilirsin, ayrılmış olabilirsin ama birinin; sevgilim, aşkım, dediği bir insana da sarkmak, çok büyük şerefsizliktir.
