yıllar sonra saçmasapan bir anda karşınızda bitiveren eski sevgilinizin adını anın heyecanıyla unutup yüzüne bakamadığınız, kelimeleri bir araya getiremediğiniz, dahası başınızdan aşağı dökülen kaynar suların etkisiyle kıpkırmızı kesildiğiniz o zaman dilimini her hatırlayışınızda tüyleriniz diken diken olur, irkilirsiniz. ve ben o anı hatırlattığım için bin kat daha eşeğim şimdi!
laf ola bir beraberlik yaşanmıştır büyük ihtimalle. yoksa gerçekten sevdiğin, bir şeyler paylaştığın, sevgilim dediğin kişinin adını hatırlayamamak gibi bir ihtimal düşünülemez.
heyecandan filan değil, hakkikatten unuttuğunuz da olur. ya da ben çok gerizekalıyım da ondan unutuyorum... saman alevi gibi parlayıp sönüyorum filan ondan da oluyor olabilir.
p.s. öyle olduğumu sanmıyorum. gerçekten unutulabiliniyor.
gerçekten eskidiğine delalettir. isabet olur; hatırlamamak, hatırlamaya çalışmaktan daha az acı verir. belli ki kırıntıları bile kalmamıştır. hatırlansa da pak fazla bir hüküm ifade etmez hafızası tekleyen bünyeye...
pek mümkün olmayan durum. mümkünse de sevilmemiş sevgilidir kendisi heralde.
soyadı unutulabilir, annesinin babasının adı vs. unutulabilir ama eski sevgilinin isminin unutulması biraz zor. *
aslında hiç sevgili olunmamış anlamına gelir. bir insan sevdiyse ve o insanla sevgili olduysa mutlaka hatırlar. demek ki neymiş? aşık olmadığın, sevmediğin biriyle zorla beraber olmayacakmışsın. mutlaka hatırlarsın. kaç defa aşık oluyosunuz lan siz? diye gaza gelinebilir.
onemli olan hatirlayamamak degil hatirladiginda hissetmemektir aslinda.
durduk yere niye dusunulur ki unutunuzdur zaten hatirlasaniz da hissetmeyinizdir. lutfendir.