yazdıklarına baktığım zaman, anlattığı hayat gerçekliğe oldukça benziyor. birçok yazarın anlattığı hayat gerçeğinden başka ve zaten o diğer birçok yazar bu yüzden güzel ve okunası. gerçekliğe paralel değerli bir alternatif sundukları için. hemingway ise, gerçekliğe oldukça yakın, bildiğimiz hayatı anlatıyor. benim algıma göre anlattıkları sadece kendisinin gördüğü hayat değil, hepimizin içinde olduğu hayat.
işte bu adamın bu hayatı bırakıp, az bir yaşlanınca intihar ederek ölmesi hayat için gerçekten berbat bir referans. bu hayat kendinden utanmalı. hemingway ona tahammül edemediyse, çok büyük yanlışları olmalı. tabii ki, onun yolunu adım adım takip etmek gibi bir derdim olamaz. ama bu berbat referansın gölgesi kolay kolay kalkmaz.
kendisini eleştiren bir gazeteciye tekme yumruk girmiş özgürlük savunucusu. hemingway bile bunu yapıyorsa diğerleri ne yapmaz ki düşündürmüştür. en güzel eseri çanlar kimin çalıyordur. üslubu çok içtendir ve iyi bir gözlemcidir.
midnight in paris'teki adamın, inanılmaz derecede sıradan görünüp ama yeşil gözleriyle de inanılmaz yakışıklı biri tarafından canlandırıldığı amerikalı yazar.
--spoiler--
all men fear death. it's a natural fear that consumes us all. we fear death because we feel that we haven't loved well enough or loved at all, which ultimately are one and the same. however, when you make love with a truly great woman, one that deserves the utmost respect in this world and one that makes you feel truly powerful, that fear of death completely disappears. because when you are sharing your body and heart with a great woman the world fades away. you two are the only ones in the entire universe. you conquer what most lesser men have never conquered before, you have conquered a great woman's heart, the most vulnerable thing she can offer to another. death no longer lingers in the mind. fear no longer clouds your heart. only passion for living, and for loving, become your sole reality. this is no easy task for it takes insurmountable courage. but remember this, for that moment when you are making love with a woman of true greatness you will feel immortal.
--spoiler--
'çanlar kimin için çalıyor' gibi müthiş bir romanı yazmış nobel ödüllü amerikalı yazardır. ispanya iç savaşı'nı anlatan bu kadar güzel bir roman henüz yazılmamıştır. ailesinde bir çok kişinin intihar ederek öldüğü söylenenler arasındadır.
ernest miller hemingway 21 temmuz 1899 doğmuş amerikalı yazardır. kısa ve gösterişsiz yazı tarzıyla bilinir.
ilk makalelerini lise yıllarında okul gazetesinde yayınlandı. liseyi bitirdiğinde ailesinin isteğinin tersine üniversiteye gitmek yerine kansas city star adlı gazetede muhabir olarak göreve başladı. gazetede kaldığı kısa süre içinde yazarlık üzerine birçok şey öğrendi ve bu deneyimlerini hiçbir zaman unutmadığını yazarlık kariyeri boyunca dile getirmekten çekinmedi.
1925-1929 yılları arasında en iyi örneklerini verdi. bu yıllarda bilinmeyen bir yazarken bu yapıtlarıyla dünyanın en önemli yazarları arasına girdi. ilk romanı " güneş de doğar " bu yıllarda basıldı. 1929 yılında "silahlara veda " adlı eseri ile çok büyük yol kat etti. 1931 de avrupa anılarından olan ispanya yıllarına dair " öğleden sonra ölüm " adlı kitabını yazdı. 1940 yılında ise en başarılı eserlerinden biri olan " çanlar kimin için çalıyor " u yazdı ve mesleğinde zirveye ulaştı. 1950 de diğer kitaplarına oranla çok da başarılı olmayan " ırmaktan öteye ağaçların içine " adlı eserini yazdı. 1952 de gerçek başyapıtı olan " ihtiyar adam ve deniz " adlı eserini yazdı. bu kitapta insanın nasıl yaşama bağlanması gerektiğine ve aslında insan yaşamında her şeyin boş olduğuna dair fikirlerini belirtti. 1953 te bu eseri ile pulitzer ödülü nü aldı ve 1954 te nobel ödülü ne layık görüldü.
hemingway 1961 yılında kendini av tüfeği ile vurarak yaşamına son verdi.
silahlara veda, çanlar kimin için çalıyor gibi romanları bulunan amerikalı roman yazarıdır.çanlar kimin için çalıyor adlı eseriyle nobel edebiyat ödülünü kazanmıştır.
hikayelerinde sembolik bir dil kullanır bu nedenle ingiliz dili ve edebiyatı dersi hocalarının banko soruları hemingway'den gelir. nesnelere ve çevreye anlamlar yükler. (bkz: hills like white elephants) (bkz: cat in the rain) özellikle kısa öykülerinde,okuyucuya cevaplanmamış ve cevabı kestirilemeyen birçok soru armağan eder. durumu sorgulamaz,okuyucuyu yönlendirmez ama insanın içini acıtır bazen...
1876 senesinde real madrid'de dünyaya geldi. küba göçmeni, cihan pehlivanımız. annesi kübalı bir tütün tarlası işçisi, babası ise türk bir köle tüccarıydı. 45, 112 ve 97 kilolarda tüm rakiplerini sadece dilinin ucunu kullanarak tuş etti. koparma ve silkmede de 7 ayrı rekor kırmasına rağmen sadece 2 altın madalyaya layık görüldü. onu dünya spor camiası anlayamadı. bir süre daha fırıncılıkla uğraştıktan sonra silahlara veda etti ve kendini alkole verdi. şuan hala kayseri, milano arası feribot seferlerinde leventlik yapmaktadır, gemileri çekmektedir.
ispanya' nın dağlarını, nehirlerini, yeşilini, göğünü, insanını, yabancısını kalemiyle örmüş amerikalı usta. hayattan tat almanın başlıca yolu, ona göre yazmaktı. düşünceleri kaleminden kağıda akmadıkça hayat anlamsızdı. bir gün, düşüncelerinin kalemiyle küstüğünü ve uyuşmadığını farkederek, hayatına nokta koydu. eserleriyse ölümsüzdür. betimleme sanatının en güzel örneklerini okuyucuya sunar.
"ben ölünceye kadar çırak kalacağım.aptallar usta olduğumu söylüyorlar.fakat kimse bu işin ustası olamamıştır.ve her yazarın sanatında ilerlemesi olasıdır."
çanlar kimin için çalıyor da şimdinin değerini çok güzel anlatmıştır yazar.
şimdi,şimdi,yalnız şimdi
çünkü şimdiden başka şimdi yok
şimdi senin peygamberindir
gel şimdi şimdi
