ne olursa olsun kendini dinletmeyi başaran adamdır kendisi.maraton programı show tv de yayınlanırken tüm türkiye yi kendine kilitleme gibi bir huyu vardı.aslen eğlenceli bir üslubu olmasına rağmen zaman zaman kırıp döktüğü de olmaktadır.
dün akşamki beşiktaş fenerbahçe maçındaki kazım'ın topu elle oynaması pozisyonu için ilginç yorumlar yapan eski hakem.
diyor ki hazret; "Kazım elini topa kasıtlı olarak götürüyor ama topa temas yok... Doğru karar devam kararı... Dalga geçer gibi davranıyor Kazım... Topu elleyecekmiş gibi uzatıyor... Ama yanabilirdi de burada. Riskli hareket..."
bak bakalım bir erman toroğlu. bu pozisyonda kazım topu kafasıyla oynamadı kesinlikle bu televizyon görüntülerinde de mevcut. kazım'ın ya hiç oynamaması gerekiyor eliyle, o zaman top kafasından veya göğsünden geri dönecek böyle bir şey yok, peki hangi fizik kuralında, kazım topla hiç temas etmediği halde, karşıdan gelşen pozisyonda batuhan'ın da temas etmediğini gördüğümüze göre top öne doğru açılır?
desen ki, kazım topu görmedi o yüzden penalt değil hani bir yere kadar "yorum" derim. ulan hem "kazım elini topa kasıtlı götürüyor" diyorsun hem de hiç utanmadan "temas yok" diyorsun.
erman toroğlu, hani "hıyar" dahil her şeyden anlıyorsun ya, bunu "fitbol" oyun kuralları içinde, fizik kurallarını da dahil ederek, "kazım elini topa kasıtlı olarak götürüyor ama topa temas yok" cümleni bir açıkla bakalım.
yıllar önce tüm sezon "bunlar fitbolun içinde var şansal" deyip, sezon sonu beşiktaş şampiyonluğu yitirince delikanlılığın tutup, "bu sezon beşiktaş'ın 7-8 puanı hakemlerce gasp edildi" demeyi biliyorsun.
geçen hafta cumartesi günü kazımın pozisyonda penaltıyla alakası olmadığını söyleyip pazar günü kıvırarak ahmet çakarın kendisi hakkında söylediklerini doğrulayan şahsiyettir.
nasıl yorumculuk yapmasına izin verildiğini anlayamadğım bir tür futbol yorumcusu kendisi ki elindeki o 60 mm havan topu mermisine benzeyen dolma kalemi bile kendisinden daha iyi yorum yapabilmektedir. trabzonspor'u taçtan gol yedi diye amatör takım ilan etmiş ki kendisi 2002 şampiyonlar ligi finalinde bayer leverkusen'in de roberto carlos'un 40 metrelik tacı sonucunda raul'dan gol yediğini pek çabuk unutmuştur. ona göre galatasaray adam değil canım zaten, rakip "amatör" olmasa gol de atamayacak gariplerim vah vah... anca amatör bir takımı yenebilirlerdi zaten...
galatasaray belki de aylar sonra hakkaten son derece dinamik, pozitif ve bol gol pozisyonlu bir maç oynuyor ama adam onu da beğenmiyor yahu, bu 1-0'lık skora galibiyet demezmiş kendisi. umut'un pozisyonuna göz göre göre ofsayt değil diyor, gol nizami diyor, galatasaray'a gene hakemler kıyak yaptı diyor ve bu sayede taraftarlar birbirleriyle kanlı bıçaklı kavgalara tutuşuyor.
hayır galatasaray'da değilim beni her takıma veya hakeme alakasız verip veriştiriyor, yalandan pozisyon yorumluyor, hakemliği sırasında katlettiği maçların haddi hesabı yok ama her türlü hakeme laf sokmayı biliyor. gözümde ekrana polemik yaratsın da reyting toplatsın diye konulmuş bir adam kısacası.
Yaşasın okulumuz kampanyası. Erman da bu ekranda millete bağış yapmasını söyleyenlerden. Canlı yayına Ali Kırca bağlanıyor:
-Tv tarihinde bir ilk yaşanıyor. Erman Toroğlu bana ilk defa Sayın Kırca dedi. Zira daha önce kendisini ana haberde ağırladım bana tam dört kez "Sevgili Şansal" diye hitap etmişti.
konuştukça batan adam. işi gücü çarşı olmuş, çarşı'nın üzerinden prim yapmaya çalışıyor.
arkadaş saçmalarsın ama bu kadarına pes.
kendisi şöyle bir yorum yaptı; beşiktaş deplasmanda 37 puan topladı. inönü'de manisa'yı yenerse, 36 puan toplamış olacak. iç sahada taraftar oyunculara çok baskı yapıyor.
bunun üzerine şansal ile arasındaki diyalog:
Şansal: Peki hocam Oftaş'a neden yenildiler?
Erman: Nasıl? Ordada gerginler, orda da gerginler..
Şansal: Seyirci yok hocam, bir tane seyirci yok.
Erman: Bir tanemi yok? Ben kapalı tribünde 2-3 kişi gördüm alakasız.
çocukken bir laf söylerdik "bir de konuşabilse" diye. biraz çocukça olacak ama kendisine en uygun laf bu olsa gerek...
"vazelin kullanılır ama kulakta değil, başka yerde hocam!.." sözü ile maraton programına gelen yasağın baş kahramanı olmuş kişi.
(bkz: maraton a kapatma cezası)
yaptığı yorumlarla çalıştığı tv kanalını bir hayli zor durumlara düşüren, bilim adamları tarafından ne olduğu hala çözülemeyen spor yorumcusu, yazar kişi. (bkz: ecayip hayvanlara benziyirsen)
ilk profesyonel futbolculuk maçını 1967-68 sezonunda samsunspor-güneşspor * maçında oynamış ve maçı 1-1 bitiren golü samsun ağlarına yollamıştır. daha sonra defansa geçmiş ve kırıcı oyunundan dolayı ayı erman olarak tanınmıştır. daha sonra siyaseti denemiş ve 1991'de dyp'den içel milletvekili adayı olmuş, shp adayı aydın güven gürkan'a az farkla kaybetmiştir. en büyük hakemlik hatasını, 1992-93 sezonunda bursaspor'un cezası nedeniyle ankara'da oynanan ve turgut özal'ın vefatı nedeniyle 2 mayıs'a ertelenen maçta yapmıştı. şampiyonluk mücadelesi veren Beşiktaş galibiyet peşindeydi. maç golsüz giderken bir bursa kontratağı gelişti. yeşil-beyazlıların hızlı forveti vedat vatansever, bir ara pasıyla orta sahanın gerisinden çıkıp kendini bomboş rakip yarı alanda buldu. yardımcı hakemin kaldırdığı ofsayt bayrağını erman toroğlu haklı olarak kabul etmedi ve oyunu devam ettirdi. Yaklaşık 40 metre topu süren Vedat, kaleci Jaroslaw Bako'yu geçerken düşürüldü. Toroğlu'nun Bako'ya kırmızı kart vermesi ve penaltı noktasını göstermesi beklenirken ofsayt kararına geri döndü. maçı daha sonra maçı 3-0 Beşiktaş aldı.
--spoiler--
Bu Sırplar enteresan tipler. Basın tribününde 10 kadar gazeteci var. Partizan frikikten golü atınca ayağa kalkıp sevindiler ama bağırarak dönüp sol taraftaki Fenerbahçe tribünlerine orta parmaklarını gösterince ortalık karıştı. Onlar Türkiye'yi herhalde ingiltere ve Almanya ile karıştırıyorlar. Türkiye'den iki tane ingiliz'in ölüsünün gittiğini herhalde onlara kimse söylememiş olsa gerek..
--spoiler--
erman toroğlu fenerbahçe - partizan maçını yorumluyor. **
