bekarlık erkek için sultanlık falan değildir. kırk yılın başı birinden hoşlanırsın %99 sevgilisi, yüzüğü çıkar hoşlandığınla kalırsın. o sikik moralle girip başkasına komiklik yapıp eğlendirmek,başkasının kıçında 21. olarak kuyruğa girmek gerekmektdir. o moralle hem kızın çıkardığı bin tane zorlukla, hem de peşindeki itlerle boğuşmak gerekir. kısacası bekar erkek olmak ameleliktir. her ne kadar özgür zamparayı oynasak da taş bi hatun bulsak hiç birimiz hayır demeyiz işin kötüsü doğa erkeğe seçme şansı tanımaz. kim boştaysa ona razı ol fazla da sesini çıkarma der bize doğa. hoşlanmadığımız hatunla evlenmek istemeyiz ama genelde seçeneğimiz yoktur. o yüzden de pek istekli değilizdir.
+: 2 çocuk doğururum, yemek pişiririm, maçları seyretmene karışmam. var mısın, yok musun?
-: çok zor bi karar, teklifi biraz arttırsak.
+: tamam televizyon kumandası da sende dursun.
-: ben kutuma gitmek istiyorum.
+: şerefsizsin.
erkekler için, evlilik kararı o kadar da kolay alınamaz. iki kişilik bile olsa, bir aile sorumluluğu basit değildir. toplumumuz göz önüne alınırsa, ataerkil bir toplumuz ve erkeklerin rahat tavırları bellidir, ortadadır. bu hayatlarını bir kenara atmak da o kadar kolay değildir onlar için. aslında bu konuyu konuşmak yersizdir belki de. her erkeğin kendine göre haklı sebepleri vardır.
önce özgürlüklerinin kısıtlanması. ondan sonra çok sevip evlenmek. evlendiği süre boyunca mutlu olmak, sevdiceği için canını verecek kadar sevmek. ama evlendiğine bu boktan düzen, boktan hayat şartları yüzünden, bin pişman olmak, olmak, olmak.