evde kalmak yani bayanların belirli bir yaşa gelmelerine rağmen hala evlenmemiş,baba ocağında kalmış olması durumunun erkekler için de geçerli hale gelmesidir.
35 yaşına kadar bekar yaşayıp gününü gün ederken bi anda bütün akranlarının evlendiğini çoluğa çocuğa karıştığını farkeden erkeğin içinde bulundu elim ve bi o kadar vahim durum.
erkek evde kalmaz evde kalmak deyimi kızlara ithaf edilmiştir. erkekler için 40 yaşını geçtikten sonra hala bekarsa tohuma kaçmak deyimi kullanılır. bunun sebebi çoğunlukla yine kızlardır, yine paradır. hususiyetle metropol sehirler diye tabir ettiğimiz şehirlerdeki kadın-erkek ilişkilerini analiz ediyorum;
ortaya çıkan sonuç:
kızların beğendiği erkek tipi: bol paralı güzel bir arabaya sahip, kariyerli ekonomik sorunları olmayan fazla yakısıklı olmayıp az buçuk nezaket sahibi erkek türü.
erkeklerin beğendiği kız tipi: öncelikle çok çalışmalı çok kazanmalıyım, sağlam bir kariyerim olmalı; ne kadar çok param olursa beni begenen kızın güzellik katsayısı da artar mandalitesi sonucunda fazla akıllı olmayan, gündelik olaylardan habersiz dedikodu meraklısı lüks mekan ve marka düşkünü çoğunlukla tiky tabir edilen elinde ne bir iş nede kariyeri olan boş hayaller peşindeki evlilik çağında zengin koca peşinde koşan hatun kızlarımız.
kıssadan hisse sonuç: evde kalmış kızlar, tohuma kaçmış erkekler, gündelik ilişkilerde eforunu sarfetmiş, hayata karşı olumsuz fikirlere sahip, gelecek kaygısından vazgeçmiş, gelecege dair umudu olmayan mutsuz, melankoli, depresif kısılıp kalmış bir toplum.
ya bu kavrama ben o kadar uyuz oluyorum ki. ya böyle diyenlere benim çavuşu ağzılarına vermek geliyo içimden sonra son ovdo koldon cork cork cork desinler amına koyayım. yahu kardeşim insanlar hayata şöyle gözle bakıyorlar: bu dünyaya sadece evlenmeye gelmişiz gibi. soruyorum sadece evlenmeye mi geldik yani? hayattaki tek gayemiz evlenmek mi? bunladım resmen. hele böyle çevrenin baskısı yok mu? o teyzeler,komşular aman aman. arkadaşlar vs vs. yahu sanane kardeşim evlenmek istemiyorum cidden. zorla mı???
öyle yazık acınası diyenlere sesleniyorum. bu zaten insanın kendisinde biter bi kere. mutlu ki onlar sevişemeyeceği anlamına gelmez zaten. niye kafeslesin ki kendini. artık evlilik diye bi kavram yavaş yavaş yok oluyor zaten. bunu insanın kendisi seçebilir. o insanın kendisinde biter.
ya birde zaten erkeklerin çoğu evlenmeyi istemez her gün aynı yemek mi yenir ulan.
erkekler evde kalmaz parası biter.
65 yaşında hapisten çıkıp 25 lik hatun ile evlenenler var.
çünkü kadınların aşk dediği şey, sığınacak sağlam bir kapıdır. Kendisine sunulan imkanlara, alacağı nafakaya, dul maaşına bakar.
yani erkek evde kalmaz. parası yoktur evlenemez. ya da vardır keyiften evlenmez. hergün farklı çiçeğin tadına bakar.
fakat kadın eğer spor falan yapmıyorsa 28 yaşından sonra tehlikeli çanları çalar.
birde çevre baskısı, evde kaldın diye.
para, mal mülk ve erkeğin ünvanı ne kadar güçlüyse o kadar körpe bir hatun bulma hakkı var günümüzde.