öncelikle hiç bir detay erkeği kıro yapmaz, erkek eğer içinde bir kıro barındırmıyorsa. kırolar şunları yapar, giyer, eder; kösele ayakkabı, oturunca tepeye çıkan kumaş pantalon paçaları, bozuk şive, gerzek espriler, bayık ve malca bakışlar.
yolda yürürken kaşınmaları, tükürmeleri, araba kullanırken yandaki araçlara aldırmadan burunlarını karıştırmaları, altın saat, serçe parmağa yüzük, beyaz çorap, limonla yapıştırılmış saç, çizgili takım elbise, bileklerine tesbih takıp lahmacun yemeleri, ağızlarında bir şey varken konuşmaları, herkesin içinde kulaklarını beyinlerine ulaşmaya çalışırcasına kaşımaları, bayanlara laf atmaları, korna çalmaları, müziğin sesini başkalarına duyurmak için sonuna kadar açıp arabayla akıllarınca hava attıklarını sanmaları, hız yapmaları, patinaj çekmeleri, koca göbeklerine,kaba saba kelli felli hallerine bakmadan yanlarında manken gibi kızları eksik etmemeleri, garsona" koçum, aslanım" diye hitap etmeleri, servis elemanlarına kaba davranmaları...
- turuncu, turkuaz gibi kızların bile zor giyebileceği renklerde dar gömlekler giymeleri,
- dar paça kotun üstüne pembe v yaka tişört giyip kolye takmaları,
- bir bayanın yanında bacaklarını ayırıp oturmaları,
- küfürlü ve kaba konuşmaları.
Tesbihin taşımanın kesinlikle dahil olmadığı detaylardır. Tesbih taşımak değil, sallamak kıroluk kabul edilebilir belki. Ama tesbih adabınca kullanılırsa, gayet güzeldir.
sivri burun yumurta topuk ayakkabı, beyaz çorap, altın kolye ve künye, diksiyon bozukluğu, çingene pembesi gömlek ve ince beyaz çizgili siyah kumaş pantolon.
kime göre koyulmuş kriterlerdir. kıro nedir? kıronun zıt anlamlısı nedir? hep merak ettiğim sorulardır bunlar.
kıroluk kötü birşey midir? bir kıroya göre kıroluk gayet zevkli bir giyim, delikanlı bir yaşam tarzıdır. kıroluğun tam zıttı bir kavramı ele aldığımızda, bu kavrama mensup insanlara ise kırolar, aynı onların kırolara baktığı gibi bakmaktadır.
bu durumda kıroluk kötü birşey midir? yoksa siyah pantolon üzerine kırmızı bluz yerine, moru beğenip, (bkz: Wolfgang Amadeus Mozart) yerine, (bkz: hakkı bulut) dinlemek midir?
kısacası kıroluk da bir zevk meselesidir. belki de bakıldığı yere göre ince bir zevkin ürünü bile olabilir.
küfür de küfür. küfürsüz iki lafı bir araya getirememek, küfürsüz kendini ifade edememek, güzelliği bile argosuz anlatamamak, agm üçlüsünün çevresinde dönen diyaloglar ve daha neler neler.
liseli kafasının ürettiği bir laf, söylem, uyduruk kaydırık ipe sapa gelmez bir tümce, tamlama...nasıl betimlersen betimle, ama bi halta yaramaz bir söylem.
ahanda kapak gibi şunu yaziim...dünyanın en ağzı bozuk adamları bu dünyaya gelmiş geçmiş en büyük dehalardı. mozart´ın ağzını ahanda bizzat papa´nın karsısında bozduğu bilinir (ne cesaret ama)mektuplarini cocuklara okutmazlar, einstein´ın giyimine kuşamına hiç dikkat etmediği ve genellikle pis koktuğu bilinir, j.s.bach iki kere kodese tıkılmıştır. van gogh o kadar yoksuldur ki restaurantların artmış yemeklerini "dilenmiştir"..
bu adamlar yukarıda söylenen bütün kıro elementlerine sahiptirler. demek ki mozart, einstein, van gogh kırodur...