nasıl böyle bir şey damarlarına dalar ordan beynine gider ve ardından yüreğine , üstad ta aynen böyle , o ses duyulmaya başlandığında insan kendini farklı hissediyor , böyle bir mütevazilik geçiyor sesinden bedenlere , dalıp dalıp uzaklara hele bir de gurbet denen kelimenin anlamı biliniyorsa bir başka güzel o türküler.
insan yeniden düşünür sevmek eylemini , onun sesinden yükselen perdesiz sözcükleri delip geçer ne varsa insanda , gurur , kibir vb şeyler yerini sevgi kelimerine bırakır...
araf programinda turkulerden cok dusuncelerini konusturmus olan ustad. ismail demircioglu ile eski zamanlara gittiler. baslarindan gecen bazi olaylari anlattilar, amerika olayi favorimdir*.
iki ustadan mutevazilik ve yerinde konusma konusunda ders almasi gereken o kadar cok kisi var ki..
yüz metreden kendini belli eder attığı kral sololar...sesinde bir babacanlık bir sakinlik...iki asır sonrasında bile adının anılacağından şüphe etmediğimden filan bahsetmeme gerek yok ama bahsetmiş bulundum; asıl demem şu ki,birçoğunda olmayan birçok şey bu adamda var. duruşunda. konuşuşunda.ve susuşunda. saygı bizden.
perdesiz gitar çalan ama bu gitarla ruhunuzun perdelerini kaldırmayı başaran müzisyendir. size şarkıları farklı yorumlayarak başka bakış açıları ve farklı pencereler açar. bağımlılık yaratabilecek kişidir.
e-bow'un ve perdesiz gitarın mucididir. tam yerini henüz öğrenememekle birlikte saati 100 ytl'ye kopuz ve perdesiz gitar kursu verdiğini duyduğum ustadır. 2 kişi gidilirse 50 ytl oluyormuş ve en fazla 3 kişilik sınıfları kabul ediyormuş. dünya tanıdı daha türkiye'de tanımayan var dediğim müzik adamıdır. ayrıca harput'ludur
bu albümünde farklı bir formatta kulaklarımızın pasını alıyor erkan oğur, ilkin deniz ve turgut alp bekoğlu gibi isimlerle güzel bir jazz keyfi yaşatıyor insana...
insanı berraklaştıran şarkıların yorumcusu. o kadar güzel ki, insandaki tüm bayvani duyguları alıp götürüyor, maddi manevi tüm hırsları siliyor. eşsiz.
gerçek sanatçı. kopuz* nedir, ne değildir öğrenebilmek için ve her şeyden evvel müzik nedir onun keyfine varabilmek için bu muazzam adama her daim uğramak gerekir müzik listesinde bir yerde...
bana kalırsa gerektiği ilgiyi görememiştir hiçbir zaman. günün gençliği daha çok popüler kültürle yoğrulurken bu gibi mühim isimler hep gerilerde bir yerde.
kaldı ki evet, onun müziğinde belki deli gibi kafa sallayamazsınız, hani şu içinizdeki "bir ben vardır benden içerü" kıvamını yansıtamazsınız. rock değildir bu. ama...
sakinleştirir bu adam...
güzelleştirir...
ve şiddetle tavsiye edilir...
hani bilmediğin bir kitabın bir kısmını okursun da "aa, bu sait faik ya!" dersin. veya bilmediğin bir müziği dinleyip "bach bu." diyebilirsin. bunlar normal aslında çünkü o eseri yaratan bizzat bu kişiler. ama erkan oğur, anonim bir türküyü yorumlasa da "erkan oğur çalıyor!" diyebiliyoruz ki hakikaten olağanüstü. ne çalarsa çalsın, çaldığı müziğe imzasını her şekilde atabilen, bir nevi müzikteki nevi şahsına münhasır el yazısı.
"biz dünkü çocucuğuz türkü söyleme manasında ama kısa da olsa bi tecrübemiz var" diyerek, kendisini herkesten üstün gören sanatçılara ders vermiş büyük üstaddır. Var ol erkan abi.