ne demek istediğini anlatamayan politikacı. üslubunu bir türlü olgunlaştıramıyor. siyasetteki gel gitleri de içine katarsak siyasi orjininin de tam olgunlaşmadığını söyleyebiliriz. bugün sen kimsin denildiğinde bir insan kendini tam anlatamıyor ve geçmişinde zig zaglar bulunuyorsa üzgünüm lider kavramına çok uzak noktada bir yörüngede kendi kendinize dönüyorsunuz demektir. üzücü bir durumdur.
1963 yılında Isparta'nın Yalvaç ilçesinde doğdu. Baba adı Süleyman, ana adı Cemile. istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Mumcu, 20 ve 21. dönemde Isparta Milletvekili olarak parlamentoda görev yaptı. Evli ve 2 çocuk babası. ingilizce biliyor.
57. hükümette Turizm Bakanı olarak görev alan Mumcu, ANAP Genel Başkan Yardımcılığı da yaptı.
Mumcu, daha sonra AK Parti'ye katıldı. Erkan Mumcu, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerde Isparta milletvekili olarak yeniden parlamentoya girdi.
58. hükümette Milli Eğitim, 59. Hükümettte Kültür Bakanı oldu.
Erkan Mumcu 15 Şubat 2005 tarihinde AKP'den ve Kültür Bakanlığı görevinden istifa etti.
2 Nisan 2005 tarihinde ANAP Genel Başkanlığına seçildi.
"hükümet o kadar sığ ki her gördüğü çeteyi derin devlet sanıyor" diyerek RTE'nin Hrant dink cinayetini derin devlete yükleme çabalarını eleştiren ANAP başkanı.
Partisinin Ümraniye ilçe Teşkilatının 7. Olağan Kongresinde, Barzani'ye köpek benzetmesinde bulunan siyasetci.
Irak yönetimiyle konuşup konuşmama meselesinde devletin bir karar veremediğini belirten Mumcu'nun sozleri su sekilde idi:
''Müdahale edecekler mi, etmeyecekler mi, bir türlü karar veremedi. Böyle
devlet olur mu? Böyle devlet siyaseti olur mu? Adam Anayasa yapmış. Barzani'den bahsediyorum. Anayasası'nda Sevr'i kendisine kaynak gösteriyor. Yani emperyalistlerin bölgemizi işgal eden güçlerin, işgalci, köleleştirici, sömürgeleştirici iradesini kendi Anayasası'na kaynak koymuş.
Ben bunun nesine saygı duyayım. Ben bu emperyalist uşağının nesiyle
konuşayım.
Kendi tarihine, kendi insanına saygısı yok. Kendi kültürel, ahlaki, dini ve tarihi birliğine sadakati yok. Bu kendisini Anayasası'nda emperyalizmin köpeği olarak ilan etmiş. Ben emperyalizmin köpekleriyle ne konuşayım. Devletimin de, emperyalizm köpekleriyle konuşmasına rızam yok. Bugün konuşanları, yarın bu millet sandıkta al aşağı edecektir. Bu milletin hak ve hukukunu emperyalizme peşkeş çeken, kısa vadeli kendi siyasi menfaati için milli menfaatlerden vazgeçenleri yerle yeksan etmek, benim milletimin elinde.''
AKP'den turizm bakanı iken istediği icraatları gerçekleştirecek yeterli desteği ve hareket alanını bulamadığı için ve de partinin içyüzünü çok iyi anladığı için ayrılan, anap'a yeni bir yüz kazandıran akıllı ve yetenekli siyaset adamı.
liberal adam, eli yüzü düzgün, deneyimli de sayılır artık, yaşına göre epey makam gördü, ağzı da laf yapıyor..... ama bu adamda bişeyler eksik, nedir bilmiyorum ama çok önemli bişeyler eksik....
milattan önceki siyasetçilerden öykünüerek "şunu bunu yapacağıma söz veriyorum, yapmazsam şerefsizim, namerdim" gibi en klişe ve en yapmacık vaatleriyle zaten bir halta benzemeyen siyasi kariyerinin tam ortasına benim nezdimde yapmış adam. cem uzan'ı rakip görüyor kendine sanırsam heralde galiba.
An itibariyle TV8 de yüksek siyaset programında yaptığı konuşmalarından şu sonuçları çıkardığım siyaset adamı...
1) Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye'nin gereksiz bir 367 krizi yaşamasını engellemek için seçimlere partisiyle oylamaya katılacak ama bos oy atacaklar...
2) DYP ile ANAP'ın birleşmesini çok istiyor ama DYP çatısı altında olmak istemiyor.. Zaten çok parti değiştirdiği için adının döneğe çıkmasından korkuyor. Başka bir partide Agar ve kendisi dışında bir lider bulunursa, birleşmeye çok sıcak bakıyor...
ilerde DYP ile birleşme olacak ve Erdoğan Cumhurbaşkanlığında ben bu birleşmenin AKP'nin salt cogunlugunu engelleyebilecek kadar buyuk bir oy oranıyla ikinci bir parti olacağını öngörüyorum... Bu yüzden, Mumcu'ya, türk siyasi hayatına alternatif ve güçlü bir muhalefet olanağı sunduğu için teşekkür edebiliriz...
Edit: Öngörülerimin hiçbiri tutmadı, helal olsun bana:)
bir siyaset adamının belli bir birikim, entellektüelite, tarih, olay-olgu anlayışının farkındalığının bilincinde olması gerektiğinin canlı örneğidir.
sürekli 'ben size bir şey söyleyeyim mi...' tarzından başlayan yan cümlelerle ne denli akıl,mantık barındırdığını göstermiş siyasetçi kuruntusudur.
Geçmişte sarfettiği sözler ile şu anda devamlı olarak tekrarladıgı replikleri karşılaştırdıgınızda dahi ortaya çıkacak sonuç, Türkiye siyasetinin ve Türk Siyasetçilerinin halka reva gördükleri muameleyi anlatmak için yeterli olacagı Farklılıklarla dolu olan siyasetçidir kendisi...
çoğu anap ve özal sempatizanını hayal kırıklığına uğratan kişi olmuştur bugün. "cumhurbaşkanlığı seçimleri anayasa mahkemesine gitmemeli" dedikten sonra chp ile ortak hareket ederek halkla alay etmiştir. halkın kendisiyle sandıkta alay edip etmeyeceğini zaman gösterecek. seçimlerde chp'liler kurtarır belki kendisini.
düzenlediği basın toplantılarında saatlerce konuşsa bile, kamuoyuna doğru dürüst hiç bir mesaj veremeyen, yani boş boş konuşan, "ne şiş yansın ne kebap" mantalitesinde olan, mevcut anap başkanı..
akp'nin, anap'ın 2 yıldır sunduğu "5'li reform paketi"ni cumhurbaşkanlığı seçimi şartını koyarak kabul edip, geliştirdiği organize atağında, topu klas bir hareketle kapıp, kontra atakla karşı kaleye çok şık bırakmış ve akp'nin ipliğini pazara çıkarmış siyasetçi.
ak partiyi merdiven olarak kullanıp başka bir partinin başına geçmiştir.
merkez sağı oluşturacaz bahanesi ile dyp ile birleşme talebini değerlendirmiştir. ancak asıl sebeb tabiki iki partinin oylarını birleştirip meclise girme şanslarını zorlamaktadır.
koltuk sevdalısı ve parti milliyetçisi insandır.
kendi partisi tabanındaki insanları kaybetmiş, onları akp ye kaptırmış kendisinede bir çabulcu oldusu kalmıştır.
ve siyaset hayatının en büyük hatasını kesinlikle bir sağ parti olarak chp ile aynı koridorda yürüyerek kendince demokrasi askeri olmasıdır. demokrasi korumak ile demokrasinin bukadar ayrı kutuplarda olduğu ikinci bir zaman görmeyecektir bu halk.