başında "ohşşş süper lan ülkeyi mahveden pis faşikler derdest ediliyor bugün orgazm günüdür" diye geviş getirenlerin bir rektörün,bir parti lidernin ve ülkenin saygın bir gazetesinin genel yayın yönetmeninin birer seri katil gibi sabaha karşı evlerinden alınmasıyla iyice coştukları operasyondur.bu artık 80 yıllık devrime karşı vahşice başkaldırmaya hazırlanan karşı devrimcilerin akan salyalarıyla oluşmuş denizden başkası değildir.biz hala "pis faşikler tiskiniyorum sizdeaaan" diyeduralım kadayıfın altı kızarmış diyorlar ben bi gidip bakıcam.
akp nin yargı üstünde bu kadar nüfusu vardı madem de cumhurbaşkanlığı sürecinde ve kapatma davasında neden müdahele edemiyor abe ergenekon savunucuları zavallı zevat. sevdiğiniz yıllarca destek verdiğiniz adamcıkların böyle bir suçlamayla karşı karşıya kalmış olmaları karşısında verdiğiniz tepki tamamen o adamcıklardan öğrendiklerinizi kusmanızdan ibaret. az sakin olun da neyin ne olduğu ortaya çıksın dimi! hem siz değil miydiniz hukuka saygı yargıya saygı bilmem neye saygı diye nutuk atan ucu size dokununca bunların adı başka bir şey oluyor tabi. de gedin allaaşkına.
bakalım daha ne kadar sürecek kimilerine göre ak partinin bilinçli bir şekilde bazı kesimin üzerine gitmesi olarak yorumlansada esasında derin bir çeteleşme ve illegal bir oluşumdan ibarettir.
devamında tuncay özkan,ümit özdağ gibi şahsiyetlerin de göz altına alınacağını tahmin ediyorum.kuyruk acısından cumhuriyet sahipliği göstermesin.
tüm amerika karşıtlarının gözaltına alınığı operasyondur. kuzey ırak operasyonun'da kullanılan sıcak istihbarat karşılığında amerika'ya hangi sözlerin verildiği yavaş yavaş belli oluyor.
akp nin kapatılması istemiyle dava açıldığı zaman çıkıp bi' oynamadığı kalan insanların kötülediği operasyon
hayır, cumhuriyet savcısı eliyle yürütülen operasyon bu operasyon. bildiğimiz kadarıyla kimlerin gözaltına alınacağı konusunda gerekli talimatı bu cumhuriyet savcısı vermekte, yaptığı sorguyu müteakip lüzumlu görürse tutuklanmaları istemiyle nöbetçi ağır ceza mahkemesine havale etmekte, nöbetçi ağır ceza mahkemesinden tutuklama kararı çıkması halinde bir üst mahkemeye itiraz hakkı her daim bulunmakta.
işinize gelince hukukun üstünlüğü, işinize gelince akp yargıya müdahele etti. iki dakka tutarlı olun len.
bugün gözaltına alınan yeni "aydın" ları da kapsayan operasyon.
kemal alemdaroğlu, doğu perinçek, ilhan selçuk... ilhan selçuk'un da devrim gazetesi yazarı iken yazdıkları dün gibi aklımda. hayır, yaşım o kadar ileri değil fakat kütüphane denen bir mefhum var. arşivcilik falan...kendisini beğenmem fakat sırf bir insan benim gibi düşünmüyor diye onu yargılayamam. fakat onun da kafamda soru işaretleri uyandıran yazıları yok değil. hala kendisi eski devrim gazetesi yıllarında yaşıyor sanırım. dünya değişiyor ilhan bey.
her şeye rağmen ilhan selçuk'u konu dışında bırakıyorum. kendisine yapılan muameleyi tasvip etmiyorum. daha kibar davranılabilirdi.
gelgelelim doğu perinçek ve kemal alemdaroğlu'na...güzel ülkemin aydınları buysa vay bu ülkenin haline!
arkadaş bu sözlükte kemal elamdaroğlu veya doğu perinçek'i savunabilecek adam göremiyorum ben. -doğu perinçek'i savunabilecek militan ip'lilerden başka- ki alemdaroğlu'nu sezer görevden almıştı. adamın hakkında açılan 141 dava var ve hepsinden suçlu bulundu. ve bu davalarda kaybettiği tazminat davalarının meblağlarını üniversite bütçesi ile ödediği iddası var. intihal yaptı. vs vs...
bu operasyon kapsamında ulusal kanal ve işçi partisi genel merkezinde yapılan aramada 4 adet ruhsatsız silah bulunduğu haberi de verilmiştir üstelik.
o zaman bu ne kin? bu ne nefret?
bu insanların mustafa balbay, emin çölaşan, bekir çoşkun ve bilumum gazeteci ile karşılaştırma isteği niye?
hukukun üstünlüğü değil mi güzel kardeşim? hukuk işte... komitacılığın kökü kazına.
devletin icinde yuvalanmis cetelerin temizlenmesini hedefleyen operasyondur.
ergenekon'un türk tarihine ait bir destan oldugu düsünülse de, esasinda bir mogol destanidir.
düşündüklerinin ve yaptıklarının milyonda birini akp çizgisinde birileri yapsaydı şu ana kadar çoktan defteri dürülürdü diyebileceğimiz; akp'nin değil bir savcının talebi doğrultusunda tutuklamaları yapılan; ilhan selçuk'lar, doğu perinçekler yani militarist cumhuriyetin tosuncukları;yani her biri içinde minik bir rich barındıran; her biri içinde birer hitler taşıyan; ülkenin iç barışının ebesini bellediklerinin farkında olmayan hastalıklı ideolojilerini kemalizm kılıfı ile paketleyip halka zorla itekleyen zevatın göz altına alınması durumudur.
vatanda umurlarında değildir; halk da...
umurlarında olan tek şey kendi hayallerinde yarattıkları vatan'dır... içinde dindarlara; kürtlere; ermeni vatandaşlarımıza; bu coğrafyanın tarihsel birikimine; içinde dünyaya yer olmayan bir sistemin özlemidir çektikleri...
bazı sistemler; yani özünde insan doğası o coğrafyanın doğası ile çelişkiler barındıran sistemler var olabilmek için sürekli düşman üretmek zorundadırlar...
ve sürekli bir şeylerle birileri le mücadele halinde olunduğunda da "ya bu sistem nedir" "iyi midir" "hiç hatalı tarafı yok mudur" şeklinde sorgulamalardan azade olurlar... kimse durup bunları sorgulamaz...
sistemin savunucuları da kendilerini ancak bu tür mücadelelere girdiklerinde varmış gibi, önemli imiş gibi hissederler...
vatansever oluverirler...
oysa varlıkları ve yoklukları kainatın umurunda değildir...
yani;
birleri darbe yapmak istediklerinde bu suç olmayacak; birileri anayasaya aykırı fiilerin odağı oldu diye haklarında dava açılınca bu suç olacak...
ne güzel değil mi...
...
başarırlar başaramazlar...
bilinmez...
ama kendilerine yapılan zalimliklerin çok daha fazlasını başkalarına yapma potansiyeline sahip bir zihniyete sahip oldukları bir gerçektir.
şu aşamada akp li kurmayların bahsi geçen gazetecilerin tutuklanmasını hiç ama hiç istemeyeceklerini anlamak için çok dahi olmaya gerek yoktur... çünkü bu psikolojik bir açıdan tutaklananları mağdur göstereceği için akp yi daha da güç durumda bırakacaktır... yani bu tutuklamaları "ayarlayanlar" ile savcıya akp yi kapatma davasını açtıranlar aynı kişilerdir... ya da aynı "odaktır"... bence ilhan selçuk ve doğu perinçek gibi insanlar bu tutuklamalardan son derece mutludurlar... bu hamle akp zihniyetinin değil onların hamlesidir... ve akp nin kapatılması davasında akp yi zor durumda bırakmaya yönelik bir girişimdir...
derin devlet ile daha derin devlet arasında ki mücadelede yeni bir hamledir...
görünürde mücadele akp ile bazı çevreler arasında oluyor görünse de derin'de bu mücadele başka "iki dünya" arasında cereyan etmektedir...
türkiye cumhuriyeti derin devleti abdullah gülün cumhurbaşkanı seçilmesinden bir süre önce bir dönüşüm geçirmiştir ve bunun rövanşını almaya yönelik bir operasyonun yüzeydeki ufak detaylarıdır akp nin kapatılması davası, gazetecilerin tutuklanması v.s.
yapılan gözaltı ve araştırmalarda, işçi partisi'nin yayın organı ulusal kanal'da yapılan araştırmada 4 ruhsatsız silah bulununca kurunun yanında yaşın yakılmaya çalışıldığı oldukça şüphelidir.
büdüt: ulusal kanal'da 4 tane ruhsatsız silah bulunmamıştır. fethullahçı polisler, su tabancalarını gerçek silah zannedip haksız işlem yapmıştır.
(bkz: hanım koş film başladı)
beğenerek izlinir ki film izlemeye ne hacet birileri 5 kasımda yazdı. birileri bugün oynuyor. artık bir operasyon mu gösteri mi cüneyt özdemir'in burada bir diyeceği var...
GÖZALTILARIN ADINI KOYALIM; ERGENEKON MU, SiYASi PROVOKASYON MU?
Bunun adı kırılmadır.
En son çete bahanesiyle gözaltına alınan kişiler ile AKP önemli bir dönemece geldi.
Gazeteci meslektaşlarımız ile aramızda gözaltı toto oynuyoruz. Muhalif isimlerde sıra kime geliyor diye. Sırada kim var, kim gözaltına gidecek!
inanılmaz bir siyasi baskı ortamı var.
Artık mesele haklı bir çete operasyonu değil bir yıldırma operasyonudur.
Siz eğer yıllardır değişmeden aynı şeyleri tekrar tekrar yazan ilhan Selçuk’u BUGÜN Ergenekon soruşturması bahanesi ile gözaltına alıyorsanız bunun adı bacağınıza ateş etmektir.
Siz eğer Kemal Alemdaroğlu gibi simge bir ismi durup durup da BUGÜN çetecilerin arasına katmaya çabalıyorsanız, o çete soruşturmasının da için boşaltıyorsunuz demektir.
Doğu Perinçek gibi hemen herkese muhalif bir parti liderini BUGÜN çeteci ilan etmeye kalkışıyorsanız bu insanların güvenilirliliğini sarsmayı hesaplıyorsanız, kaybeden bu isimler değil sizsiniz demektir.
Bunun akla gelen ilk adı dezenformasyondur.
Muhalif isimleri alakalı alakasız konularda gözaltına alarak “itibarsızlaştırmaksa”, sokaktaki rüzgar tam ters yönde esiyor.
Kazanan ise gerçek ERGENEKON ÇETESi.
Bu isimleri Ergenekon çetesi ile ilişkilendirmek Ergenekon çetesinin itibarını yükseltmektir.
Akla ilk gelen dezenformasyon dedim, ama bir adım geri çekilip baktığımda tablo daha da vahim.
Tam da ekonomik kriz kapıdayken, siyasi çözümsüzlük kapıya dayanmışken, AB ile ilişkiler artık yok denecek bir noktaya gelmişken Türkiye’nin pimini çekip birilerinin kucağına koymanın sözlükte tek bir anlamı var.
ne olduğu, amacının ne olduğu, kullandığı yöntemlerin ne olduğu konusunda halkı 1 gram aydınlatacak açıklama yapılmadığı halde, her türlü olayın üzerine yıkıldığı "çete" olduğu iddia edilen oluşuma -oluşum olduğu da iddia- yönelik operasyondur.
demiyoruz ki, dava içindeki her şey ifşa edilsin. ama bir ergenekon çetesi'dir dillerde, nedir kardeşim bu? nette o kadar araştırıyoruz en fazla "devlet içine sızmış çete" lafına ulaşabiliyoruz.
gerçi, milletimiz kurtlar vadisi pusu'da iskender büyük sayesinde takip ediyor bu gündemi, sağlıklı bilgiye ne hacet? polat abimiz anlatıyor ya? yarın bir gün çuval intikamı aldığı gibi, bunu da halleder.
bu bir bir tutuklanan kişiler eğer aklanırsa -aklanacak demiyorum-, bugün bu "oluşum" olduğu iddia edilen unsur konusunda atıp tutanlar ne diyecek?
"dünkü 'baskın', hem gözaltına alınan isimler dolayısıyla, hem alınış biçimleri itibarıyla tam bir darbe havası yarattı.
biliyorsunuz uyuşturucu müptelaları bazen bilinçle, bazen zevk saikiyle 'ayarı kaçırıp' dozu şaşırırlar; 'âlemde' buna 'altın vuruş' denir; ki dönüşü yoktur.
83 yaşındaki bir başyazarın, bir rektörün, bir parti liderinin sabaha karşı evinden derdest edilip sorguya götürülmesi, tam bir 'altın vuruş'tur.
akp, ister 'kalıp direnme'ye ister 'vuruşarak çekilme'ye karar vermiş olsun; dünkü manzaradan ürkmelidir:
çünkü bu gerginlik, içeri alınanları değil, kendilerini vurur.
* * *
yıllardır ergenekon'u izliyoruz, hakkında programlar yapıyor, kitaplar yazıyor, belgeler yayımlıyoruz.
bu karanlık çetenin açığa çıkmasını, sorumluların yakalanıp yargılanmasını istiyoruz.
ama bugün yapılmaya çalışılanın, derin devleti temizlemek değil, bu bahaneyle muhalifleri tasfiye etmek ve -baykal'ın dün isabetle teşhis ettiği gibi- 'kendi derin devletini yaratmak' olduğunu da görüyoruz.
kavga, sanıldığı gibi demokrasi güçleri ile otokrasi güçleri arasında filan değil:
kavga, birbirinden beter iki çetenin devlete hâkim olma kavgası...
birbirlerini batırmaya çalışanların, itişirken tüm gemiyi batırabilecekleri 'derin' bir dalaş bu...
* * *
itiraf edeyim ki gelecek cumadan korkuyorum artık...
puslu havada bulanık sulara doğru sürükleniyor türkiye...
faşizan bir rejim arayanların arayıp bulamayacağı kadar elverişli bir provokasyon ortamı oluştu.
daha da kötüsü; itidal ve sağduyuyu devreye sokacak, şişeden çıkan cinleri bastıracak, hukuku tartışmanın dışına taşıyacak, aklıselim sahibi bir otorite de görünmüyor ortalıkta...
dileriz birileri, ortamı yatıştırmak yerine yangına körükle giden başbakan'a, göremediği sonucu söylüyordur:
hükümet tansiyonu düşürmezse, tansiyon hükümeti düşürecek.
ama düşerken, türkiye'yi de krize sürükleyecek"
beyin takımının ulusalcılar tarafından oluşturulduğu terör grubuna yönelik milli mücadeledir. temizlenecek izlenimi doğmuştur son gözaltılardan sonra ama taassup bir şekilde laikliğe takılmış insanlarımız yüzünden yine hızını kaybedecektir operasyon. ama olsundur kararlılık niyetini görmüşüzdür dolayısıyla gerisi teferruattır. başarıyla bitecektir.
olanlara inanmak imkansız gibi, tamam kardeşim bi kaos yaratacaksınız belli ama buna bu kadar alet olan devlet erkanını kınıyorum resmen. artık durum değişti canı sıkılan birilerini alıp sorgulayacak, hayatımız dizi gibi oldu, dizi mi gerçek biz mi anlamadım. heralde bundan sonra gundemi kurtlar vadisi pusudan izleyeceğiz.
herkes çeteci çıkıyor, temiz eller mi üzerimizde kirli eller mi?
ama şunu unutmayalım ki bir milletin kaderiyle bu kadar oynanmaz !
Operasyon yada kapışma arasında bir yerde duran durumdur.Cumhuriyet okurları ilhan Selçuk'un sabaha karşı alınışına tepkililer.Bu durum, kapışma ve tehdidin göstergesidir zaten.Aman çimenlere bişey olmasın.Filler sorunlarını bi şekilde çözerler.
menfaatler uğruna ideolojilerin nasılda bir kenara itildiğini gözler önüne seren operasyondur zira konu ile alakalı hertürlü yaklaşımında faşist çete yada derin devlet yakıştırması yapan cumhuriyet gazetesi ilhan selçuk'un gözaltına alınması ile bakalım bu operasyonla alakaklı nasıl bir tavır takınacak.