doğru düzgün kanıtların bulunmadığı söylendiği iddianamedir. bugün mahkeme kabul etti ama nasıl bu kadar çabuk kabul etti çözemedim. Sanıkların avukatları bile neyi savunacaklarını bulamadığı bi iddianamedir.
aylardır, dağ fare doğurmak üzere, doğurdu, doğuracak, ha doğurdu ha doğuracak diye diye kafa ütüleyen deniz baykal'a mutlak suretle bir kopyasının gönderilmesi gereken iddianamedir.
savcının okulda iken ödevleri olduğundan çok gösterme konusunda uzmanlaşmış olduğunu gösteren iddianame. şöyle bir göz gezdirdim, pek çok alakasız telefon konuşmaları, yazışma vb. materyal içermekte.
"Ergenekon gibi soruşturmaların ucu birilerine değdiğinde bazıları şiddetli eleştiriler yapar. Fakat bir zaman sonra bu çevrelerden bazılarının da şüpheliler arasında olduğunu anlarsınız."
"Hedef aldığınız kesim öyle bir kulis yapar ki savcı olarak bizim yaptığımız çalışmaların yasa dışı olduğu bile ima edilir. Ta ki soruşturma evresi tam olarak gelişinceye kadar bu böyle gider"
"Ergenekon Terör Örgütünün, gizli bir yapılanması olduğu, legal ve illegal alanlarda örgütlendiği, deşifre olan örgüt üyesinin öldürülmesi derecesinde katı hiyerarşik kurallarının bulunduğu, askeri birimler dahil her türlü kamu kurumunun örgütün faaliyet alanında olduğu, bütün kamu kurumlannm kontrollerinin ele geçirilmesini amaçladığı, siyasal amaçlan doğrultusunda da sözde devlet ve millet yaratına olduğu kabulü ve hemen herkesçe itiraz edilmeyecek milli değerlerin istisman propagandası ile kasten öldürme dahil yasalarda suç olarak tanımlanan her türlü eylemin gerçekleştirilebiceği anlayışına sahip olduğu ve bu kapsamda birçok eylemi de gerçekleştirdiği anlaşılmıştır. Örgütün yakın amacının ülkede yönetim zafiyeti oluşturacak derecede eylemler yapıp kamu düzenini bozacak kargaşa ortamı meydana getirmek, nihai amacının da oluşacak kargaşa ortamı ile yönetime karşı yapılacak hukuk dışı bir müdahalenin kamuoyunda kabulü ve haklılığını temin edip, hukuk dışı bir müdahale ile yönetimi ele geçirmek olduğu tespit edilmiştir.
iddianame, soruşturmanın kronolojik gelişimine uygun şekilde, gelişen olaylann, elde edilen delillerin ve delillerden şüphelilere ulaşılması aşamasının, örgüt dokümanlannm, örgütün yapısı ve bağlantılannm, örgütün gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmeyi tasarladığı eylemlerin açıklanması sistematiğinde düzenlenmiştir."
Şüpheli Fikret EMEK'in ikamet ettiği annesine ait Eskişehir ili Hayriye Mahallesi
Dumruloğlu Sokak No: 124/5 Kat:3 sayılı evde yapılan aramada; aşağıda nitelikleri belirtilen
uzun namlulu silahlar, el bombalan, patlayıcı maddeler, bomba düzenekleri ile birçok askeri
mühimmat ve malzemenin ele geçirilmiştir:
(1) adet kalashnikov marka otomatik silah,
(1) adet kanas marka silah ve dürbünü,
(1) adet 7,65 mm çapında Lama marka tabanca ve susturucusu,
(I) adet el yapımı kesik eski tüfek, Çeşitli çap ve markalarda bol miktarda fişek,
(12) adet savunma ve taarruz tipi el bombası,
(II) kg orijinal kutusunda C-3 (27,5 libre) kutu üzerinde DEMOLiTiON BLOOK
M3 COMPOSiTiON C-3 PLASTiK PATLAYICI,
(210) gram ağırlığında (12) adet TNT kağıdına sanlı vaziyette (KK-MU-FB 1950)
diresel çizgi içerisinde harf ve rakam grubu bulunan malzeme, (6) adet yabancı menşeili 1 'er librelik TNT (üzerinde HiGH EXPLOSiVE TNT 1 POUND NET DANGEROUS yazılı) (3) adet 1 'er librelik TNT (üzerinde NET tehlikeli yazılı)
(1) adet teneke kutu içerisinde 1360 gram ağırlığında üzerinde 3 adet ateşleme yuvası bulunan tahrip kalıbı,
(1) adet 17 cm. metalden mamul imha kiti içerisi patlayıcılı, 1 adet 13 cm imha kiti (içerisi patlayıcılı) ile bir çok CD.
ergenekon iddianamesi, sfh.52.
bunlar ergenekon'un avukatı'yım diyenlere ithaf olunur...
"Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden "ERGENEKON" terör örgütünün uzun yıllardır ülkemizde faaliyet gösterdiği, 1999 yılında örgütün re-organizasyonuna ihtiyaç duyularak örgütün yapılanması, çalışma yöntemleri, yapılanması vb. hususlan içerecek hususlann yazılı hale getirildiği ve bu çalışma ile sivil unsurlann örgüt içerisinde yer almasının sağlanması gerektiğinin vurgulandığı ve böylelikle 1999 yılından sonra örgütün sivil açılımlar sağladığı görülmüştür.
"ERGENEKON" terör örgütü en başta, "derin devlet" ifadesi ile anılan, ülkemizde birçok kanlı eylemler gerçekleştiren, gerçekleştirdiği bu eylemlerle ciddi kriz, kargaşa, anarşi, terör ve güvensizlik ortamı oluşmasını amaçlayan ve bunu kısmen de olsa başararak ülkemizin gelişme ve kalkınmasının önünde engel olan bir örgüttür.
Çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilere göre NATO'nun komünizmle mücadele amacıyla birçok ülkede kurduğu bu örgütler, zaman içerisinde amaçlan dışına çıkmış ve bir kısım kişi ve zümrelerin kendi amaç ve ideolojilerini gerçekleştirmek için kullandıklan birer terör örgütüne dönüşmüştür. Dünyadaki birçok ülke italya örneğinde olduğu gibi bu oluşumlarla gerekli mücadeleyi yapmış ve bunu başardıklannda "HUKUK DEVLETi" olabilmişlerdir.
Ne yazık ki, ERGENEKON terör örgütü uzun yıllardır sürdürdüğü faaliyetlerle ülkemizin bir MAFYA ve TERÖR CENNETiNE dönüşmesine neden olurken, bazen bir mafya liderinin yaptığı eylem ve açıklamalarla hükümetlerin düşürülebildiği, bazen de bir terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemlerle ciddi kaoslann yaşandığı ülke olmamıza vermiştir. Öte yandan gerçek ve sahip olduğumuz önemli
ülkemiz yeniden kaosa, karanlığa ve güvensizlik ortamına sürüklenmek istenmiştir. Böylelikle ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ, ülkemizde yaşayan tüm vatandaşların huzurlu ve güvenli bir yaşam sürmesini sağlayacak olan HUKUK DEVLETi olmanın önünde daima bir engel teşkil etmiştir.
Fakat gerçekleştirdiği bunca eyleme rağmen, ERGENEKON terör örgütünün gizli ve hücre yapılanması, eylemlerin profesyonelliği ve kamu kurumlarındaki yapılanma ve ilişkileri sayesinde eylemlerin ERGENEKON terör örgütü bağlantısının deşifre edilmesi daima engellenmiştir.
20. yüzyılın sonlarına doğru Susurluk'ta meydana gelen bir trafik kazası ile ülkemizdeki bu kanlı örgütün kapılan kısmen de olsa aralanmıştır. Fakat örgütün o dönemdeki etkinliği ve gücü nedeniyle yeterince derinleştirilememiş, sadece buz dağının görünen yüzü aydınlatılmış ve örgüt amaçlan doğrultusunda karanlık eylemlerine devam etmiştir."
"ERGENEKON terör örgütünün daha eski yıllardan beri faaliyetlerini sürdürdüğü, üst düzey yöneticilerin özellikle devlet kadrolannda çalıştıklan sırada edindikleri tecrübeler ışığında illegal olarak bu örgütün faaliyetlerim sürdürdükleri belirlenmiştir. Özellikle Susurluk kazası olarak bilinen olaydan sonra meydana çıkartılan illegal yapılanma üyelerinin bir kısmının devletin üst düzey birimlerinde görev yapmış görevli şahıslar olması ve bu şahıslann bir çoğunun "Susurluk Çetesi" olarak bilinen davada ceza alıp mahkum olmalan oldukça anlamlıdır. Ancak bu olayın aydınlatılması için toplumsal desteğe karşın örgütün deşifre edilememesi, yapılanmanın devlet kurumlan içindeki uzantılannm güçlü olması ile oluşumun derinliğinin ve etkinliğinin doğal bir sonucudur. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün adı birçok yerde geçmesine rağmen hakkında herhangi bir işlem yapılamamıştır."
"Mevcut bilgilerden hareketle, kesin belirleme yapılamamakla birlikte 'Ergenekon' adı kullanılarak yürütülen çalışmaların; bu aşamada Devleti/Rejimi hedef alan bir grubun kendi çıkarları çerçevesinde organize olma çabalarını içerdiği izlenimi edinilmiştir.
Ancak, iddia niteliğindeki bu bilgilerin, bir birinden müstakil değişik kanallardan gelmesi ve birbirini büyük ölçüde teyit eder olması, olaya dedikodu çizgisinin ötesinde bir anlam kazandırmakta ve yönlendirilmiş organize bir faaliyetin işaretlerini taşımaktadır.
Bu nedenle, konuyla ilgili mevcut bilgiler;
Asker orijinli yönlendirici bir kadronun kontrolünde,
Bazı Sivil Toplum Örgütleri (STO),
Siyasi Parti ve Medya kuruluşlarının kullanılması suretiyle,
Sivil idarenin örtülü biçimde denetime tabi tutulması ve
Yeni bir yapı altında yeni bir yönetim biçimi yaratılması amacına dayalı... olduğu değerlendirilmektedir."
shf.66
Milli istihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının
09.05.2008 ve 11.010.05.051/ Sayılı cevabi yazısı
"Ergenekon" isimli yapılanmanın görünüşte devletin yeniden yapılandırılarak iktidara ulaşmak şeklinde özetlenebilecek bir amaca sahip olduğu, dokümanlarda görülmekle birlikte;
Yapılanmanın, amacına ulaşabilmek için "naylon terör guruları oluşturularak, terör dünyasına yön verilmesi", " ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasilerin engellenebilmesi için "suikast" inde kullanılabileceğine ilişkin bilgi " , "kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için; geriye kalan tek yolun suikast" olduğuna ilişkin saptama, içte ve dışta ortak ve benzer idealler doğrultusunda faaliyet gösteren, ulusal ve uluslar arası, legal ve illegal örgütler ile işbirliğine yönelmenin kaçınılmaz bir zorunluluk" olduğuna ilişkin bilgi ve "karşı istihbarat örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi bir ajanı öldürmeyi" kabul eden anlayış göz önüne alındığında; "Ergenekon" yapılanmasının amaçlarına ulaşabilmek için salt demokratik ve yasal stratejilere yönelmeyeceği, nihai hedefinin "iktidar olmak" ile birlikte bu hedefine yasal olmayan yöntemlerle ulaşmayı planladığı görülmektedir.
Bu kapsamda "Ergenekon" yapılanmasının temel hedefinin yasal olmayan faaliyetleri ile Devlet otoritesini kendi amaçları doğrultusunda baskı altına almak, O' nu yönlendirmek şeklinde tezahür eden siyasal bir hedef olduğu söylenebilir."
"Kendilerini "derin devlet" olarak niteleyen ERGENEKON yapılanmasının devletin hiçbir resmi kurumuyla irtibat ve alakasının bulunmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yürürlükteki kanunların gizli-kapaklı bir oluşuma müsaade etmediği gibi kanunlann genel yapısı irtibariyla da halihazırda devletin denetimi altında olmaksızın devletin yetkilerini kullanacak hiçbir kurum ve kuruluşun bulunmadığı, bulunmasının da mümkün olmadığı açıktır. ERGENEKON yapılanmasının devlet ve rejim için bir tehlike olduğu bizzat MiT Müsteşarlığınca düzenlenen raporlarda belirtildiği, Genelkurmay Başkanlığı'nm yazısında da; bazı kişilerin geçmişte üniforma giymiş olması halen Türk Silahlı Kuvvetlerini temsil ettiği manasına gelmeyeceğini açıkça belirttiğinden ERGENEKON isimli oluşumun Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hiçbir kurumuyla alakasının olmadığı, devlet içinde resmen böyle bir yapının bulunmadığı, ancak ERGENEKON isimli yapılanmanın gizlice örgütlenerek, kendilerine "derin devlet' süsü vererek, devletin tüm kurumlarına sızıp kendi amaçlan doğrultusunda devlet idaresini illegal olarak kendi usullerince yönetmeye çalışmak olduğu, bu amaçla kurdukları örgütün içinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiyerarşik yapısını bozacak şekilde "istihbarat Dairesi Komutanlığı" , "ÖperasyonDairesi Başkanlığı" adında özel birimler oluşturdukları ve örgütün devletin içinde yapılanmaya çalışan illegal bir örgüt olduğu sonucuna ulaşılmıştır."
"ERGENEKON terör örgütünün çok büyük ve kapsamlı olan yapılanması içersinde örgüt içi disiplini sağlamak ve örgütün illegal faaliyetlerinin deşifre edilip örgütün üst düzey yöneticilerinin yapılan eylem ve fiillerden sorumlu tutulmasını engellemek için tüm prensiplerin yazılı hale getirildiği, ihanet edenin açıkça öldürüleceğinin dokümanda yazılarak örgütün dağılma ve deşifresini engellediği, sırf bu konuyla alakalı olarak ERGENEKON bünyesinde örgüt içi araştırma ve istihbarat biriminin kurulduğu, şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm bilgisayarından elde edilen ve Kuvayı Milliye Derneği (1919) üye ve yöneticileri hakkında ayrıntılı düzenlenmiş istihbari bilgi notlarının bulunması bu birimin aktif halde tutularak örgütün devamlılığının temin edildiği anlaşılmıştır."
shf.80
"Yaplanmayı anlatan belgelerin içeriğinden örgütün katı askeri disiplin kurallarını benimsemiş olmakla beraber iç disiplin ve cezalandırma yöntemleriyle alakalı olarak ta mafya ve terör örgütlerince kullanılan cezalandırma yönteminin benimsendiği anlaşılmaktadır. Hem ERGENEKON dokümanı hem de DEVLETiN YENiDEN YAPILANMASI dokümanında "ayrılan ve ihanet eden örgüt üyelerinin öldürüleceği" hususu açıkça belirtildiğinden, ERGENEKON terör örgütünün diğer terör örgütleri gibi kendi üyelerini dahi öldürmekte tereddütsüz davranmakta olduğu da örgütün ne kadar tehlikeli, acımasız ve katı disiplin kurallarıyla yönetildiğini açıkça ortaya koymaktadır."
"Savcılığımızca yapılan soruşturma sırasında da kamuoyunda ciddi korku ve endişe yaratan birçok çıkar amaçlı suç örgütü liderleri dahi ERGENEKON 'la alakalı konularda konuşmaktan çekindikleri birçok hususu resmi ifadelere yazdırmaktan korktukları, örgütün gücü ve acımasızlığının herkes tarafından bilindiği, Ergenekon terör örgütünün ne derece korkutucu ve sindiriri olduğunun anlaşıldığı, birçok şahsın sadece şifaen anlattıkları birçok kritik konunun can güvenliklerinden endişe etmeleri sebebiyle tutanaklara geçirilmesini istemediklerinden delil toplamakta ve örgütün yapısını deşifre etmekte zorluklarla karşılaşılmıştır."
"...Ayrıca derneklerin üye sayılan ve milli hassasiyetler konusunda yaptıkları çalışmalarla da Türk milletinin hassas olan milli ve manevi değerlerini, kendi çıkarlarına alet edip ülkede etnik milliyetçiliği körükleyerek türk-kürt çatışmasına zemin hazırlayarak milli bütünlüğü korumaya değil zedelemeye yönelik provakasyon amacıyla çalıştıkları ortaya çıkmaktadır..."
"Şüpheliler bu örgütle çeşitli süreçler sonunda devletin tüm birimlerine sızıp devleti elegeçirmeyi amaçlamaktadırlar. Kurulan istihbarat birimi ile de bu amaçlarına ulaşmayı hedeflemekte, kurulan ulusalcı vakıf ve dernekleri istihbarat elde etmede kullandıkları gibi, çeşitli internet siteleri ve yayın kuruluşlarını da hem baskı unsuru hem de örgütün amacının propagandasını yapmaktadırlar."
"(1) adet kalashnikov marka otomatik silah,
(1) adet kanas marka silah ve dürbünü,
(1) adet 7,65 mm çapında Lama marka tabanca ve susturucusu,
(I) adet el yapımı kesik eski tüfek, Çeşitli çap ve markalarda bol miktarda fişek,
(12) adet savunma ve taarruz tipi el bombası,
(II) kg orijinal kutusunda C-3 (27,5 libre) kutu üzerinde DEMOLiTiON BLOOK
M3 COMPOSiTiON C-3 PLASTiK PATLAYICI,
(210) gram ağırlığında (12) adet TNT kağıdına sanlı vaziyette (KK-MU-FB 1950)
diresel çizgi içerisinde harf ve rakam grubu bulunan malzeme, (6) adet yabancı menşeili 1 'er librelik TNT (üzerinde HiGH EXPLOSiVE TNT 1 POUND NET DANGEROUS yazılı) (3) adet 1 'er librelik TNT (üzerinde NET tehlikeli yazılı)
(1) adet teneke kutu içerisinde 1360 gram ağırlığında üzerinde 3 adet ateşleme yuvası bulunan tahrip kalıbı,
(1) adet 17 cm. metalden mamul imha kiti içerisi patlayıcılı, 1 adet 13 cm imha kiti (içerisi patlayıcılı) ile bir çok CD."
pkk'dan zayıf bir örgütmüş ergenekon.
(edit: pkk'da daha fazlası vardır herhalde... bilemiyorum şimdi ama, kaç senedir uğraşıyorlar bu milletle. daha fazladır kesin. hem amcalarımız (sam) ve dostlarımız (mossad) yardım etmiyor mu canım?)
peşin edit: aşağıdaki metni yargıya herhangi bir etkide bulunamayacağımdan emin bir şekilde yazıyorum.
not: eğer yargı üyesi ya da yargıya dair herhangi bir kurumun üyesi/çalışanı iseniz aşağıdaki metni okumayınız. okuduğunuz takdirde herhangi bir sorumluluğa sahip olmadığımı peşinen kabul etmiş sayılırsınız.
toplamda bilmemkaç kişiden yalnızca silahlı eylemle somut bir şekilde ilişkilendirilecek belirli bir kesim ve örgüte dair doğrudan ilgisi bulunan birkaç kişi ile beraber beklenenden çok daha az bir miktar "terörist" içeri atılacağa benzer.
kötü haber.
tabi hakaret davaları uçuşabilir bu sefer. malum, sıradan bir çiftçi bir seneliğine içeri alınıyorsa -unutmayalım ki o email atabiliyor- hakkında deryalar gibi iddianame hazırlanmış olan, bir sene içinde yalnızca iki kişiyi sedyeyle -ki biri vefat etti- salıveren bir soruşturmanın iddianamesinde hakaret ettiği belgelenen kişiler de en azından birer sene ceza alacaktır.
"amman olm askerle başımız belaya girmesin" ayağına "sözkonusu örgütün tsk ve mit ile ilgisi yoktur" vurgusunun sokuşturulduğu iddianamedir. Şimdi benim aklıma bi soru takılıyor bu durumda. Darbe girişiminde bulunmakla suçlanan bu adamlar hangi askeri güçle bunu gerçekleştireceklerdi acaba? Ekonomik güç diye Sinan Aygün'ü, medya desteği diye Cumhuriyet Gazetesi'ni gösterdin tamam.Ama elinde askeri güç yoksa istersen darphanede para bas istersen medya desteği diye assocaited press'i verelim arkana bi skim yapamazsın. Darbe dediğin silahtır,askerdir. Sen bana bu adamların askersiz nasıl darbe yapacaklarını açıklamazsan ben o iddianameye ağzımla gülmem kimse de kusura bakmasın.
sayfalarca iddianame yazarak ''çok matah iş yapıyorum lan ben'' demeye çalışanların iddianamesidir. amaç halkın gözünü boyamak, bu kadar sayfa iddaa varsa bunlar kesin suçludur demeye getirmektir. yerli yersiz yapılan telefon görüşmeleri metne dökülerek iddaa diye önümüze sunulmuştur. yersen.
henüz dava başlamadı, ortada fol yok yumurta yok diyelim de milleti fazla kızdırmayalım, yoksa yazdıklarımın tamamını işkembeden sallıyorum bu böyle biline.
solcu bir siyasi parti lideri, solcu bir gazeteci, aydınlık bir üniversite rektörü, emekli paşalar, mafya liderleri aynı davadan yargılanacaklar ya, herkes kıllanıyor bu adamların bir arada ne işi va diye? iktidar partisi kendi konumunu güçlendirmek için, belki de kendine karşı açılan davayı gündem dışına itmek için bu birbirinden masum adamların canını yakacak.
öte yandan sabancı suikastinde de parmağı olduğu söyleniyor. yahu bütün eylem insanı aslan devrimcilerimizin yüreğine su serpen, burjuvazinin kalesine atılmış en büyük golde de ergenekonun parmağı mı var? yuh artık! olur mu öyle şey?
yoksa dursun karataş derler bu örgüt lideri de ergenekonla pazarlığa mı oturmuş zamanında?
cumhuriyet mitinglerinden hiç bahsetmiyorum, bu işin tamamen ergenekon tarafından organize edildiği ayan beyan ortada.
hadi hepsi şimdilik iddia aşamasında da, ya bu faşist - komumist işbirliği gerçekten doğruysa, bana grup yorumu, cumhuriyet mitinglerini, türk solunu eleştirdim diye kızan arkadaşlar zerre kadar utanacaklar mı? yoksa türkü bar çıkışı kuvayi milliye örgütü kadıköy ilçe teşkilatına gidip yeni eylemlere doğru yelken mi açacaklar?