hayır tuhaf olan, o defterde ki sayfayı yırtmasa çok az kişinin okuyabileceği bir yazıyı, sayesinde şu anda 70 milyon okumuş oldu.. bir insanın sinirleri bu kadar mı laçka olabilir?
düşüncesizce yapılan bir hareket sonrası, 500 veya 1000 kişinin okuduğu yazı, bir anda 70 milyon kişiye ulaştı. o mevkide ki insanların daha dikkatli ve politik olmaları gerekir. öyle kasımpaşalı tripleri politika da bazen sökmüyor.
ben bu defteri yırtarım.. al sana yırtmak nasıl olur.. şimdi herkes okudu ne oldu?
ayrıca o yazıyı yazan 82 yaşında ki kişiye de, hem ceza hem de tazminat davası açacakmış.. hani necmettin erbakan yaşlı idi, cezasını evde çekmeli diye kanun çıkartmışlardı. gerçi 21 yaşında ki bir kişiyi 23 nisan da meclise çocuk diye kakalamaya çalışanlar için, aynı oranla 82 yaşında birisi de çok da yaşlı sayılmaz.. ömrünün baharında. ne demiş şair; "yaş 82, yolun yarısı"
Yazının sahibi: Ben 'çiftçi memet' değilim
Başbakan Erdoğan'ın Atatürk'ün Selanik'teki evinde anı defterine yazdığı yazısı kopartılan Fethi Dördüncü, "Başbakanın yaptığı bana hakarettir, ben Mersin'deki çiftçi Mehmet değilim hakkımı arayacağım. Selanik'e gidince yazıyı tekrar yazacağım" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Selanik'te Atatürk'ün evine yaptığı ziyaret sırasında anı defterinden kopardığı yazının sahibi olan 82 yaşındaki Fethi Dördüncü, ziyaret defterine yazdığı yazının Başbakan tarafından yırtıldığını öğrendiğinde üzüntüden ağladığını ifade etti, deftere neler yazdığını anlattı.
Yazısında, 'laikliğin ortadan kaldırılmak istendiğini, şerri kanunlarla idare edilen bir hilafet devleti kurulmak istendiğini' yazdığını belirten Dördüncü, "başbakanın ve hükümetin adını yazdım. Atatürk döneminde Osmanlı'nın borçlarının bile ödendiğini, şimdi ise her yere borçlanıldığını yazdım" dedi.
"Başbakanın yaptığı bana hakarettir, ben Mersin'deki çiftçi Mehmet değilim hakkımı arayacağım" diyen Dördüncü, "Avrupa insan Hakları Mahkemesi'ne gitmem, Türk mahkemelerinin kararı başımın üstündedir" diye konuştu.
Selanik'e gittiğinde yazıyı yeniden yazacağını vurgulayan Dördüncü, "boynumdaki kolyede Atatürk'ün fotoğrafını ve Kur'an'dan ayet taşıyorum" dedi.
Atatürk'ün doğduğu evin ziyaretçi defterinde AKP'yi eleştirdiği öne sürülen bir yazı Başbakan Erdoğan'ı çok kızdırdı. Yazıyı kopardığı öne sürülen Başbakan görevlileri azarladı.
Yazıyı kopardığı öne sürülen Erdoğan'ın Türk Başkonsolosluk görevlilerini, "Bunları kontrol etmiyor musunuz?" diye azarladığı bildirildi.
başbakanın talimatıyla artık kimin ne yazdığının denetlenmesi amacıyla Konsolosluk tarafından müze evi ziyarete gelenler için özel bir refakatçi de görevlendirildi *ÇiFTÇi MEHMET KiMDiR? .
Başbakan Tayyip Erdoğan ile çiftçi Kemal Öncel arasında yaşanan diyalog Türk Siyasi Tarihi'ne geçti. Erdoğan'ın 11 Şubat 2006'da Mersine yaptığı ziyarette kendisine bağırarak protesto eden ve "Anamızı ağlattınız" diyen Kemal Öncel isimli çiftçiyi, Lan terbiyesizlik yapma diye azarlamış ve daha sonra "Al ananı git buradan" demişti. Çiftçi Öncel, olayın hemen ardından Başbakanı dava edeceğini açıklamış, bir hafta sonra ise Başbakan'dan özür dileyerek şikayette bulunmayacağını duyurmuştu. Çiftçi Öncel, 27 Şubat'ta ise 'özür' açıklamasını, 'baskıya maruz kaldığı' için yaptığını öne sürdü.
duyduğuma göre * yazıyı yazan 80 yaşındaki emekli amcamız söz konusu olayı öğrenince aynı yazıyı anıtkabire de yazdın sıkıysa ordanda yırsın gibi bir laf etmiştir.
(bkz: mis)
emin çölaşanbugünkü yazısında tam metni yayınladığında netlik kazanan durumdur. öyle ki çölaşan yazıdaki 1 bölümü komple, 2 cümleyi ve 9 kelimeyi sansürlemek zorunda kalmıştır. evet erdoğanın yaptığı nezaketsizliktir ama bu durum aynı zamanda bu zihniyetin de ipin ucunu iyiden iyiye kaçırdığının da resmidir.
19 Mayıs 1881 Pazar günü Selanikte o zamanki ismiyle Koca Kasımpaşa Islahhane Caddesi üzerinde evde Tanrının bir hediyesi olarak mübarek vücudun dünyaya bir güneş gibi arz-ı endam ettiğinde, yeryüzü nurlara gark oldu (boğuldu), yeniden hayat buldu, insanlar ısınıp kendilerine geldiler. Ben de bugün 5. defa buraya huzurunuza gelme mutluluğunu tattım.
Aynı güneş 38 yıl sonra yine bir 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsunda doğup ışınlarını bütün Türkiyeye yaydı. Atam, o mübarek varlık, Tanrı tarafından gönderilmiş olan sendin.
Dört yıl gibi kısa bir zamanda yedi düvel düşmanları mağlup ederek muasır (çağdaş) medeniyetler seviyesine çıkardığın Türkiyenin ve Türk milletinin üzerine, (Tanrının zat-ı alinizi (yüce kişiliğinizi) yanına aldıktan 64 yıl sonra), milletin dini duygularını yıllarca sömüre sömüre bir AKP çöreklendi.
islamiyeti bir kalkan gibi kullanan bu insanlar hakikatte (sansürlü iki sözcük)... Hazreti Muhammed sakalı şerifini yerinden kaldırdılar, Atatürk Havalimanına getirip Dubaili Arapın gözüne girmek için sattıkları istanbulun en güzel yerlerinden vazgeçmesin diye Muhammedi bile oyuncak yaptılar. Bunların din anlayışı bu. Hepsi (bir sözcük sansür.)
Zamanınızda Osmanlıya ait dış borçları ödediniz. R. Tayyip hükümeti nesiller boyunca altından kalkamayacak şekilde borç altına girmekle kalmadı. Mağlup ettiğiniz devlet ve hükümet başkanları (sizin) ayağınıza gelip saygılarını bildirirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa ve Amerikanın (emrinde çalışıyor anlamına bir sözcük sansür) ...lığını yapıyor.
Türkiyenin maliyesi IMF ve Dünya Bankasının elinde. Dış siyaseti Amerika, iç siyaseti de Brükselden (AB den) idare edilmeye kadar düştü.
Tayyip kendisi (bir sözcük sansür) olduğundan, Türk milletini de (aynı sözcük bir kez daha sansür) yapmak istiyor ama muvaffak olamayacak.
(iki cümle sansür.)
R. Tayyip Erdoğan hükümeti, başta kendisi olmak üzere bakanları, AKP milletvekilleri, hayatları boyunca Atatürk ilke ve devrimlerini ve Cumhuriyet idaresini ortadan kaldırıp Hilafet devleti kurma çabasındalar.
Ayrıca amaçları, en çok korktukları Türk ordusunu zayıflatıp iş göremez hale getirmektir.
Ruhlarında (iki sözcük sansür) taşıyan bu güruh (topluluk) emellerinde muvaffak olamayacakları gibi, aslında hükümet üyeleri (bu bölüm tümüyle sansür) olduğundan, (yine sansür) gidecekleri yakındır.
Şahadetini (tanıklığını) her zaman olduğu gibi Türk milletinin zekidir çalışkandır buyurduğunuz insanlarından esirgeme Atam.
ayrıca seçim ile ilgili olarak malzeme olarak gösteriliyor denmiş. zaten bu adamın başa gelmesinin en önemli etkeni basındır. bu sayede kim bilir ne kadar oy topladı ve onunla ilgili kötü olan şeyler ve özellikle bazı davaları tv de gösterilmedi. nasıl bir tayyip aleyhine karalama oluyor anlamak güç. zaten basın bu adamın elinde, 2 laf ediyo tüm millet gaza geliyo aaa bu adam çok iyiii yaaa diyor. tüm millete etmedigi kalmadı, hala bunları yapıyor ama bu basın onun aleyhine bu olayı yaratıyormuş. allah akıl fikir ne bulursa versin...
ona o sayfayı yırtma hakkını kim vermiş. öyle bir insan ki eleştiriyi ve sevilmemeyi kabullnemiyor. zaten ona kalsa tüm türkiye onunla aynı şeyleri düşünüyor, böyle bir onunla aksi düşünce belirten birilieri görüşünü ortak bir platformda eşit bir yerde belirttigi zaman ona bile tahammül edemiyor. yazık...
yırtılan sayfada ne yazılı olduğu sayfanın koparılması bazında hiçte önemli değildir.yunanistan ın korumasındaki ulu önder atatürk ün evindeki deftere küfür yazılmışsa bu hakarettir;fakat o sayfayı alenen yırtmak daha da büyük hakarettir.küfür varsa dahi sayfayı kendi iradenizle yırtamazsınız;şikayet edersiniz ve uygun bulunduğu takdirde defterden çıkarılabilir.
bütün bunların yanında emekli bir mühendisin oraya küfür yazmış olma ihtimaliyle zamanında o evin sahibine bir hayli manalı sözler eden iki kişi karşılaştırıldığında ibrenin kime döndüğü bellidir.
aşağıdaki şekilde bir giriyle yırtılan sayfanın yeri doldurulmuştur.
sevgili atatürk,
bir önceki sayfanın kusuruna bakma lanın biri kendini bilmez şekilde yazılar yazmış, bense sana gerçek icraatlerimden nasıl izinden yürüdüğümden bahsetmek için geldim. şöyle birkaç örnek vereceğim sen artık gerisini (yaptıklarım yapacaklarımın garantisidir mantığıyla) tahmin edebilirsin.
kasımpaşa'ya büyük bir futbol stadı yaptırdım, bi de eskiden orada gittiğim berbere gidip bahşiş olarak da 75 milyon bıraktım.
filistin ve iran liderleriyle sürekli buluşup fikir ve zikir alışverişinde bulundum.
istanbul un heryerini laleyle donatıp biz hala eski biziz istediğimiz zaman eskiye döneriz mesajı verdim, amacım lalelerin hollanda nın değil bizim simgemiz olduğunu kanıtlamaktı.
şimdilik bu kadar yazabiliyorum cuma ezanı okunuyor biliyorsun din istismarı bu, görev beklemez...
bir kısım arkadaşlarımıza kalsa alkışlanacak başlara taç edilecek davranıştır.aferindir kendisine şukeladır.kadrolaşma da şahanedir,vatandaşa lanlı lunlu konuşma bambaşka bir seviyedir,pastörize likid yumurtalarla omletler yaparak kutlayalımdır,kaçak bir villa bir gün belki bize de düşerdir.
yirtilan sayfada ne yazdigi bilinmeden bok atilmamasi gereken bir olaydir.kimsenin ne yazildigini bilmeden konusmasi sakincalidir.
edit: arkadaslar paso kotuluyoruz hep beraber tabi de anlayamadigim bi konu var yani burda dedigim yanlis bir sey mi? yani orda atiyorum adam " atam bu tayyip ulkeyi yedi bitirdi sogana cevirdi hepimizi cebine atiyor paralari rusvet yiyor" yaziyor olsa bunu kanitlayamayacagi icin iftira olur ve bunu yirtmak cok anormal bir sey olmasa gerek. oncelikle butun onyargilarimizdan kurtulalim ondan sonra iyi veya kotu butonlarina basalim arkadaslar.
Oy oy oy yine neler saçmalamış güzel basınım dedirten hede.Seçimler yaklaştı ya yine başladı karalamalar.Ucuz siyaset akımı.bir kere sayfa yırtılmadı.ikincisi o deftere siyasi yazılar yazmak ne kadar doğru?
yırtılan sayfada ne yazdığı önemlidir
söylenildiği gibi hakaret ve küfür varsa normal karşılanması gereken
yok harbi harbi gediğine oturtan eleştiri varsa yırtılması korkaklık göstergesi olan
rte nin aksiyonu
eğer yazıda AKP hakkında eleştirel bir yazı varsa, bu eleştiriyi kaldıramadığı için RTE nın eleştiri almasına yol açan olay. olayın atatürkün evinde geçmesi ise hiç bir şeyi değiştirmemektedir. Çünkü Atatürk rte'nı şikayet mercii değildir. Atatürk sevgisi tabulaştırılmamalıdır.
(bkz: Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler ve müridler memleketi olamaz)
Türkiye cumhuriyeti hiç kimsenin olmadığı gibi başarısı,zekası ve ileri görüşlülüğü tabiki reddedilemeyecek kadar büyük olan Atatürk'ünde değildir. O defter AKp'yi şikayet için uygun yer değildir ve o sayfa yırtılmalıdır. Ancak o sayfayı yırtmak rte'na hiç yakışmamaktadır.
kitap okumadığı, danışmanlarının kitapları okuyup sayın başbakanımıza özetini çıkarttıklarını ve bunlara arada bir baktığını söylemesinden sonra bazı şeylerin değiştiğinin göstergesi bir olay. en azından okumaya başlamıştır. hepimiz yırtmadık mı defterlerden kağıtlar.
saçımızı başımızı yola yola saç kalmadı be yahu!!! nedir bu memleketi yönetenlerin hali!!! abdullah öcalan'a af yolunun açılması, fethullah gülen'in beraat etmesi derken yakında herhalde ülke adına pek bir şey kalmayacak..onurumuz, gururumuz, bağımsızlığımız her şeyimiz ayaklar altında ve tek yaptığımız susmak!!! evet tek kelimeyle susmak!!! el insaf!!!
bu adamı anıtkabir'e ve atatürk'ün evlerine sokmamak, cumhuriyet bayramı kutlamalarına almamak lazımdır. hatta "atatürk" adını ağzına almasına bile izin verilmemelidir. bunca saygısızlıktan ve cumhuriyet düşmanlığından sonra çıkıp "büyük atatürk, emanetin emin ellerdedir" demeye utanmamak nasıl bir ruh halinin, nasıl bir vicdani birikimin sonucudur anlayamıyorum.
rte adı şahsın artık dur durak tanımadan daha da çirkefleştiğinin göstergesi. Şu ana kadar yırttığına dair resmi bir açıklama yok.bırakın yırtmayı bir ülkenin başbakanının ATATÜRK gibi bir lider için açılan defterin herhangi bir kısmından alınıp kırılması bile garip... (bkz: ananı da al git buradan)demek istiyorum başka da bir şey demiyorum.hatta o önceden gitsin biz burda kalan parçalarını göndeririz memnuniyetle.