bugün

tanrıların insan kılığında görünmesi.
aniden bir şeyin anlamı veya özünü anlamak veya ayrımına varmak demektir. klasik yunanca da tezahür olma ve çarpıcı bir şekilde belirme anlamlarına gelir. aydınlanmadır esasında. yapbozun son parçasını tamamlama ile resmi tüm ayrıntıları ile görebilme demektir. sarı ampul yanması şeklinde de karikatürize edilir.
aniden bir şeyin anlamı veya özünü anlamak veya ayrımına varmak.

--spoiler--
şerefsizim, benimde aklıma gelmişti.
--spoiler--
bir anda bir ışık çakmasıyla önceden beri puzzle şeklinde bile olsa parçaları gözünüzün önünde duran bir şeyi idrak etme. bir anda 'dank etme' ya da 'olayın tamamını idrak edip aydınlanıverme' durumu. yani bir nevi kalbinize/kafanıza ışık çakarmışçasına dank ederek 'taa en başından beri burdaymış, gözümün önündeymiş!' deme hali.
bir puzzle'ın alakasız parçalarının bir an için manalı temayı ortaya koyacak şekilde bir araya gelmesidir. genelde sonu süpriz filmlerde başrolde çakan ampuller buna örnektir.
tanrının bir anlığına insan kılığında görünmesi durumu.
tanrının tezahür edişi.
bir anda aydınlandığınız ve ''hıııı anladım.'' dediğiniz zaman yaşadığınz duygu.
engin ardıç'tan öğrendiğim bir kavramdır. Eski Yunan tapınaklarında, tapınak hangi tanrıya adandıysa o tanrının bir büyük heykeli, bir de küçük heykeli bulunurdu. Tanrının çağırınca gelip bu heykelin "içine girdiği" varsayılırdı.
Tapınakta asıl büyük heykelin bulunduğu "kutsallar kutsalı" bölüme girmesi yasak olan sıradan halk dışarıda toplanır, rahipler tapınağın alınlığındaki pencereden halka bu heykellerden küçüğünü gösterirlerdi.
Buna da "epifani" denirdi, tanrının insanlara görünmesi.
antik çağ insanlarına özgü tanrının görünmesi gargarasını filan bir kenara bırakırsak bilinen modern anlamıyla kişinin hayatındaki bir aydınlanma anını ifade eden sözdür. bunu sağlayan şeyin illaki hayatında büyük bir yer kaplaması gerekmez, bu bir görüntü, bir kişi, bir rüya, bir mekân, bir söz vs. olabilir.

edebiyatta james joyce çok kullanmıştır, bizde tanpınar "bir yol" adlı öyküsünde her tren yolculuğu yaptığında izmit'ten geçerken gördüğü ama trenden inip hiç gitmediği bir patika yolu kullanır bu kavram dahilinde. onu pek seven orhan pamuk da yeni hayat romanında bir kitabı işaret eder bunun için "bir kitap okudum hayatım değişti," der.
aydınlanma hissidir. bu bağlamda ünlü "eureka" sözcüğü bir epifaninin eseridir diyebiliriz. tabii işin içine tanrı ile ilgili durumlar da giriyor. yani epifani olayında tanrının bir tezahürü de söz konusu.

ayrıca "eh işte" kıvamında bir sese sahip ve grupta ön plana çıkmayı seven bir vokale, "ben genelde twin atıyorum o yüzden uyuşamıyoruz pek" diyen uzun saçlı metalci bir bateriste ve yükselme hayalleri kurup sonradan yıldızı sönen ve sonunda gruptan ayrılan bir adet kayıp basçıya sahip bir amatör rock grubu ismine de benziyor bilemedim.*
yunanca epifaneia kelimesinden gelir. kelime anlamı olarak tezahür olmak, çarpıcı bir belirme gibi anlamlara gelir.

aniden bir şeyin anlamı veya özünü anlamak veya ayrımına varmak demektir.

Terim, felsefî veya düz anlamlı olarak, birisinin bir "yapbozun son parçasını bulduğu ve resmin tamamını görebildiği" anlamında veya kendi başına önemsiz olan yeni bir bilgi veya deneyimin, daha derin veya ilahî bir temel dünya görüşüne ışık tuttuğu anlamında kullanılır.

bir anda aydınlanmak veya amiyane tabir ile türkçe deki jeton düştü deyimi ile de karşılanabilir.
Yani evreka anı?