sabah'a transferinden aldığı eski parayla 500 milyar lirayı tıpkı atv'ye geçen mehmet abisi gibi geri vermesi her an gündeme gelebilecek olan kişi.yandı gülüm keten helva engin abi.ama sen işini bilirsin dimi tilkiler tilkisi seni.*
bundan yaklaşık bir on sene kadar önce uzanların sahibi olduğu star'da yorumculuk yapardı. aslında yapsa da yapmasa da fark etmezdi çünkü kimse pek fazla kaale almazdı.
sonra zaman geçti, hükümet değişti vesaire engin ardıç da kendini değiştirdi. argoya kaçan yazılar döşenmeye ve ondan da önemlisi iktidarın yanında yer almaya başladı.
işte o zaman kısmeti değişti yazarımızın. yüksek ücretle sabah'a geçti falan. işte bir yeniden doğuş hikayesi.
hayli yorulmuş yazar. ülke sorunlarının 10 yılda bir deja vu etkisi yapmasından mıdır bilinmez, ama yorulduğu kesin.
çizgisinin değişmesi olayını ise ne gazete değiştirmesine bağlamak doğru ne Hükümet yanlısı yalaka yazı kategorisinde görmek. bakış açısının kökenleri; idris küçükömer'in, fikret başkaya'nın, eh hadi biraz da hikmet kıvılcımlı'nın tahlillerindeki sol eleştirisinde aranmalı kanımca. unutmayalım sol bu ülkede sadece bir nota gibi algılandı ve hazırol komutuna eşlik eden bir marş duygusuyla içselleştirildi.
bir de; atatürk'ün yanlışları olabileceğine bile tahammülü olmayan bir kesimin her atatürk eleştirisini vatana ihanet olarak değerlendirme eğilimi var. manzara-i umumiye bu olunca, engin ardıç da murat belge de hatta toktamış ateş de laiklikle sorunu olan insanlar kategorisine rahatça girebiliyor. dil'in kemiği yok evet, ama o çok söylenen omurgasızlık da bu kadar ucuz olmamalı. okumaya inanmak denen bir şey var canım ve iresmi tarih bile, şu çılgın türklerden önce vardı ve bir çok perspektiften ele alınmıştı. yok illa roman kurgulu layt tarihi gerçekçi belge kıvamındaki eserleri tek kaynak gösterecekseniz de, artık onlara tok bir nesilin olduğunu da görmek gerek.
nerde kalmıştık, hah engin ardıçta; yorgun yazar, ama oğuz atay ilkeselliğinden de vazcaymaz yazar.
bugün yayınlanan yazısında emre aköz adı verilen tuhaf yaşam biçiminden* alıntılar yaparak kankasıymışçasına sevgiyle bahseden şahıs.ben daha sana ne diyeyim engin abi.umarım emreyle ikiniz atv'de program da yaparsınız ileride.*
sabah gazetesine geçtikten sonra, iktidar yalakalığının zirvesine tırmanmaya başlayan hede. biz küçükken bu tv'de yorum yapar, herkese sallar, bizde hayran hayran dinlerdik. biz büyüdük ve kirlendi dünya.
şimdi sen yıllarca herkesle, pardon herkesle derken, iktidarda olmayan herkesle dalganı geç, ne ahmaklıkları kalsın ne lümpenlikleri ne de basitlikleri. basitsiiiinn, artı ucuzsuuun, ben seni bilgimle, malumatfuruşluğumla döveriiim havaları at, sonra da alamadığın yarım maaşın derdine düş, 2-3 yıllık bir yaş farkından dolayı kardeşim diye hitab edilmekten rahatsız ol, hadi insanlık hali rahatsız da olabilirsin de ilkokul çocuklarının atışması kalitesinde bunu köşende yaz.
hiç olmadı.
ki sen bir çoklarınca bu memleketin kalemi en kuvvetli yazarlarından biri olarak lanse ediliyorsun, hem kalemi kuvvetli, hem bilgili hem de cesur(!). bu mu olmalıydı yani cevabın. serdar turgut'un yazısında da öyle hakaret falan da yok yani. akşam şöyle böyle oldu demişsin o da cevabını gayet de saygı sınırları içinde bir uslupla veriyor. gidişine siyasi-sosyal bir kılıf uydurmak için bunları söylemiş olabileceğini düşündüğünü söylüyor. bu kadar. ne bu hiddet bu celal yaf.
dötü başı dağıtmışsın yazıda.
diyeceğim kalemi kuvvetli ve monşer'in polemik uslubu böyle oluyorsa, allah sıradankilerden korusun mabuat dünyamızı efendim.
maço erkek. bir zamanlar perran kutman ile nişanlıymış bu. başlangıçta engin ardıç ayda 10 bin lira kazanırken ( ' 78- ' 79 yılları ) perran hanımın geliri 7 bin 500 lira imiş. daha sonra perran kutman yükselişe geçmiş, gecede 25 bin kazanmaya başlamış engin ardıç hala 10 bin lira aylığa talim ederken. bu durumda ilişki yürümezmiş, yürümemiş te nitekim, önce soğukluklar başlamış sonra kopmuş. şimdi bu noktada dikkat çeker iki husus var. be adam, ne mahzuru var müstakbel eşinin senden fazla kazanıyor olmasının, bu nasıl bir mentalite, nasıl bir hayat görüşüdür? ne farkın var senin aşağılayıp durduğun lumpenlerden, ahmaklardan ? bu bir. ikincisi hayatındaki bütün ayrılışlarda ana faktör bir şekilde geliyor paraya, akçeli konulara dayanıyor. bir zamanlar çektiği parasızlık ne derin izler bırakmış hayatında, ne dinmek bilmez öfke yaratmış dış dünyaya karşı? bugünlerde yarım maaşın ağlamışlığını yapmıyor mu ?
zaten kocaman olan kafasi sabah gazetesinde yazarlar sekmesindeki fotograflardaki yakın cekimle iyice kocaman olan nazik soylemle büyük kafali adam.
ayip mi, asla!!
tarihle pek alakası olmamasına rağmen sürekli tarihe ışık tutarmışçasına yazdığı yazılar sebebiyle bir gün karşıma gelirse çok feci ayarlar yiyecek arkadaştır, dikkatli olsundur.
tas yerinde agirdir lafina yeni bir boyut getiren gazete yazari. gittigi yere mutlaka celebrity kisiligini de goturmeyi ihmal etmez. seyyar paratoner kivaminda takilmayi iyi bilir sever de... ama ben bu yaziya 1 kac ay sonra edit yapicam adim gibi biliyorum. cunku adam her gittigi yerde once iyi yaziyor sonra isin cilkini cikariyor, kendine bir araba kufur ettiriyor.
ama onu engin ardic yapan da bu... ne isaya ne musaya... tek gercegi var para.
imkanim olsa, 10 milyon dolari pesin indiririm bu adama, olene kadar guzel yaz lan, yazilari sulandirma derim, ama nerdee...
Türkiye'yi ve türk halkını çok iyi tanımış, bu nedenle de ülke meselelerine başka bir yeriyle güldüğünü tahmin ettiğim, gemisini yürüten kaptandır sözünü düstur almış köşe yazarı.
Eminim ki onun yerinde kim olsa aynı şekilde davranır, parayı verene düdüğünü çaldırırdı. Sadece önemli ya da göze batan noktalardaki insanların değil, en sıradan esnafın memurun dahi gözünün avantasında, çıkarında olduğu gözönüne alınırsa, bir köşe yazarının da geleceğini düşünmesi gayet de normaldir.
Hele hele engin ardıç gibi küfürü, ayarları, güçlünün yanında olması bir kenara türkiye'nin ve türk halkının hiçbir zaman düzelmeyeceğini çok iyi bilen ve bunu idrak etmiş olan insanların, "ulan ne bok yerseniz yiyin, siz zaten adam olmazsınız, zaten okumazsınız da" iç sesiyle hareket ederek kendi çorbasına bakmasını kimsenin eleştirmeye hakkı yoktur.
Akp iktidar olduğundan beri iktidar yanlısı yazılar yazmaktadır. Evet, ben olsam ben de yazarım, birincisi dinsizin hakkından imansız gelir, türk halkı her zaman olduğu gibi layığını bulmuştur, artık şemsiyenin açılması söz konusu değildir, ikincisi kimse de babamın oğlu değildir, hödük hödüklüğünden, öküz öküzlüğünden vazgeçmeyeceği için, haybeye kıç yırtmanın da bir esprisi yoktur kanımca.
Bir insan sürekli hata yapıyorsa, siz onu sürekli uyarıyorsanız, ama o insan ne hatasından vazgeçiyor ne size kulak asıyorsa ve üstüne üstlük içine düştüğü hatadan dolayı da başkalarını suçluyorsa, kendi yoğurdunun ekşiliğini de asla kabul etmiyorsa, sizin ona "hastir lan" deme hakkınız saklıdır. işte Engin Ardıç'ın da chp'ye yaptığı budur.
Gönül ister ki, bu ülkede köşe yazarları sütten çıkma ak kaşık olsunlar, daima ve daima doğruyu savunsunlar, taraf tutmasınlar, öte yandan devlet görevlileri sadece devletini ve vatanının menfaatini düşünsün, rüşvet yemesin, adam kayırmasın, dış mihrakların maşası olmasın, cesur olsun, iki lokma ekmeğe şükretsin, sokaktaki vatandaş bilinçli olsun, öğrenmeyi reddetmesin, vatandaş olmanın gereklerini yerine getirsin ama... kardeşim... böyle bir ortam sizce türkiye'de hayal edilebilecek kadar bile olası mıdır?
Engin Ardıç'a yeni işyerinde başarılar ve mutluluklar, türk halkına da akıl fikir diliyoruz. amin.
akşam gazetesinden ayrılıp yakın zamanda 'sabah' sularında seyir edecek yazar. kimseye katlanmamak adına ayrıldığı yerden katlanabileceklerini tahmin ettiği ve 'eh canım, para pul meseleleri de var tabii az biraz..' dediği yere gitmiştir kendileri. usta yazar, usta tespitçi olması sebebiyle takip edilecektir kendileri.
başbakanın damadı berat albayrak'ın yönetim kurulu başkanı olduğu çalık gurubunun aldığı sabah gazetesine geçmiş olan yazar.
şimdi oldu işte, taşlar yerine oturdu.
benim asıl merak ettiğim oray eğin hıncal uluç'a sabahı bırak hıncal abi çağrıları yaparken bir diğer abisinin sabaha geçmesi konusunda ne yazacak. görmemezlikten gelmesi mümkün değil.
engin ardıç için problem olmayacaktır. zaten tarafızlık gibi bir derdi yoktu. tarafsız gibi görünüp taraflı taraflı yazmaya devam eder nasılsa. her zaman güçten yana olmuştur. star gazetesinden ayrılış şeklini anımsayanlar için şaşırtıcı değildir bu transfer. ercan arıklı kendini beş parasız kapı önüne koyduğunda şöyle sıkıntılar çektim, böyle parasız kaldım diye ağlaşmasına rağmen star çalışanları gazetede tazminatlarını ve maaşlarını alamadığı için günlerce açlık grevi yaparken engin ardıç paşa paşa tazminatı almakta beis görmemiş, bu kişileri desteklemek adına kılını dahi kıpırdatmamıştır.
diyeceğim insan yazılarından ibaret değildir. küfürün ve argonun ustası, genellemlerin hastası olmasını, tek taraflı ayarlar vermesini marifet sayanlar olabilir. tapınmaya devam edebilirler. zaten sözlüklerde, okuduğunu da bildikleri için ne yazsa bk.unda boncuk arayan, toz kondurmayan bir kitle var. aman abicim iyi yaptın, bak adam ne kadar samimi ayol, reddedemiyeceği bir teklif yapmışlar, bunu da söylüyor diye hak veriyorlar.
engin abi hep rahatı severdi zaten. rahatı kaçmasın diye de zaman zaman yaptığı yalandan delilikler dışında bir atraksiyonu olmazdı. kıyıdan kıyıdan giderdi.
yani daha net bir ifadeyle, herkes çatır çatır yüzerken engin abi kıyıdan ayaklarını suya sokuyordu. neden bütün vücudunu ıslatsın ki durduk yerde, nasıl olsa ıslansa da ıslanmasa da parasını fazlasıyla alıyor, 3 ayda bir paris'e uzanıyor, dolar üzerinden * maaşını alıyor. bu sayede amazondan istediği dvd yi, kitabı sipariş ediyor, akşamları da fazla pahalı olmasa da kaliteli şarabını yudumlayabiliyor.
zaten engin ardıç değil miydi, doğru söyleyeni dokuz köyden kitabında zamanında ercan arıklının bunu kovduğunda günlerce annesinin kaynattığı çorbayı içtiğini, başka da bir halt yemediğini, özetle çok sıkıntı çektiğini parasız kaldığını söyleyen. o günkü yazısında bir daha asla patronlarla kapışmayacağını ima eder ifadeleri vardı. ve o günden bugüne de sadece karar mekanizmasında olmayan insanlara çatabilir. nokta.
chp muhalefetteyken, chp yi taşşak sarması yapabilir, ama aynı muameleyi akpye yapamaz.
yarın chp iktidar olsun, bu sefer taşşak sarması yapılacak olan akp'dir buna kuşkunuz olmasın. sen çok yaşa engin abi, allah uzun ömürler versin ki daha çok şarap iç, daha çok kitap oku, daha çok dvd film izle ve bize "şimdi rahmaninov yazsam okumazsınız ki, dostoyevski yazsam kimsenin ilgisini çekmez, fellini anlatsam mala davara ne faydası var" geyikleriyle sütun dolduran, paranı da çatır çatır alan. sen işini bilirsin.
benim memurum işini bilir derlerdi eskiler, ama bu atasözü değişti galiba;