devlet - işçi örgütü - işveren örgütü veye işveren arasında kurumsal, işçi - işveren arasında bireysel olarak yürütülülen ilişkileri inceler. tarafların herbiri aktif rol üstleniyorsa sosyal diyalog vardır. taraflardan her hangi birinin olmaması endüstri ilişkileri sistemini etkiler. tarih olarak sanayi devrimi nin belli bir noktasından sonra başlar. endüstri ilişkilerini etkileyen faktörler:
yasal, siyasi, tarihi, ekonomik, sosyo-kültürel, coğrafi ve uluslararası faktörler olarak sıralanabilir.
endüstri ilişkileri tarafları (işverenler, işletme yöneticileri, işçiler, sendikalar, hükümet) arasında var olan gerilimi ve çatışmayı çözmek ve uzlaşmacı bir yol bulmak için kullanılan stratejiler, teknikler ve metodlardır. geçmişten bugüne endüstri ilişkilerine bakıldığında sistemin değiştiği düşüncesinde birçok araştırmacı ve uzman hem fikirdir fakat bu sistemin dönüştüğüne yani radikal değişiklikler içerisine girip, şekil değiştirdiğine yönelik de inançlar ve tezler mevcuttur.
bir devletin sosyal devlet görevini yerine getirebilmesi için endüstri ilişkileri sisteminin oturmuş olması gerekir. yani bünyesinde bulundurduğu kilit aktörler arasında dengelerin sağlanmış olması, işçi kesminin işverenlerin acımasız koşulları altında ezilmesini engellemesi ve bütün vatandaşları arasında eşitliğin sağlanması vs. peki bugün ülkemizde endüstri ilişkileri sistemi mevcut mudur, mevcut ise doğru sistem bu mudur? tartılışılır ama bunu anlamak için çok da uzaklara gitmeye hiç gerek olmadığı aşikardır. nihayet şunu söylemek tam yerinde olacaktır; sistemin tarafları eğer olması gereken dengeyi sağlayamıyorsa, bu durumdan zararda çıkan sadece yine sistemin içindeki bir taraf olacaktır. ne devlet ne işveren evet sadece işçiler, emekçiler.
