Ölmeye beş dakikası kalmış gibi duran yaşlılar olur ya, koltuğun köşesine oturup ayaklarını şöyle yana doğru toplayıp dizlerinin üstüne de şal, battaniye bir şey örterler hani, ellerindeki işle ilgilenirler, çay içerler bir yandan, gelene geçene bakarlar, arada bir laf atar evdekiler hani. Öyleyim evde. Elde kitap, yahut bir defter. Oturuyordum öyle bazı zamanlar.
kırka (sağlıksız olarak elbette) girildiği gibi miley cyrus'un wrecking ball'u gibi vuran özellikler. benimki sürekli bel tutulması ve ereksiyon süresinde bir miktar azalma.
Gerçi bir yandan da seviniyorum, böyle böyle elli, elli beş gibi kontağı kapatırım da rahat ederim ya.
Ben küçükken bizim apartmandakiler benden nefret ederdi. Tüm mahallenin çocuklarını bizim apartmanın altında toplar futbol oynardık. Gürültü,patırtı,bağırış,çağırış,ukalalık baya boktan bir çocuktum.
Şimdi 33 yaşındayım. Üst komşunun torunları koşturunca hergün kavga etmeye çıkasım geliyor,aşağıda cocuklar oynayınca “ amk park var park,siktir olun gidin parka “ diyorum içimden.
Oysa ki onların yaşında ben onlardan 100 kat beterdim.