bazen çok sevdiğim hatta en sevdiğim anlardır. kimse olsun istemezsin. en sevdiğin bile olmasın. sadece sen olmalısın. hatta düşüncelerini bile uzaklaştırırsın beyninden, olabildiğince. işte o anlar, harika.
Doğum günleri, yılbaşları ve diğer resmî tatiller vs.
Herkes böyle günlerde arkadaş ortamlarıyla planlar yapıp belkide geziler düzenleyip alemlere akarken siz hep tek kalırsınız. hatta sırf evdekiler bu kadar da yalnız olduğumu bilmesinler diye sanki arkadaşlarımla önemli planlarım varmış gibi yapıp sokakta ellerimi cebime koyup, kulaklığımı takıp boş boş istanbul sokaklarında dolaşmışlıklarım bile vardır.
Ailemle yaşıyorum. Daha doğrusu sadece bedenim onlarla yaşıyor. Ruhum bu dünyada yalnız. Kimse yok, hiç kimse. insanların hepsi bir et parçasından ibaret. Ben yalnızım. Birisiyle çarpışmam ben, usulca içinden geçerim. Kim attı beni bu yeryüzüne?
Bedenlerimiz aynıyken, ruhlarımız neden bu kadar farklı?
Az önce annemin yanına uzandım uyuyordu o. O kadar üzgün ki kıyamıyorum ona herkes çok üzgün, bazı şeyler nasıl hallolucak bilmiyorum.
Kendimi çok yanlız hissettim nedense yanımda annem uyuyordu ama ben yine de cok yalnızdım. Aklımdan bı sürü şey geçi, binlerce olasılık. Yapacaklarım, yapmam gerekenler, hatalarım, doğrularım son günlerde bı şekilde aramın bozulduğu insanlar hepsi geçti.
sonra şey diyosunuz kendinize neden her şey üst üste geliyor ki ne gerek var?
Ama aslında iyi oluyor da bu bı bakıma hepsine biraz biraz üzüluyor hiçbir şeyi takıntı yapmıyorsunuz. Ve normal bı zamanda çok daha fazla üzüleceginiz şey gün içinde aklınıza gelmiyor bile. Böyle bi takımlar seyler