Aniden kanser olduğunu öğrenen bir kişi, daha önce iş yerindeki sıkıcılığa ya da vergileri ödeyebilme gibi önemsiz şeylere neden üzüldüğünü anlayamaz.
S*KTiR ET John C. Parkin
'' sevildiğin için huzursuz olma, senden bir şey istemiyorum ki. bırak seni seveyim, bu gece son bir kez daha piano çalayım, gücüm yeterse tabii. karşılığında bir tek şey istiyorum senden; birilerinden son nefesimi vermekte olduğumu duyarsan doğru benim koğuşuma gel, son dileğimi yerine getir.''
''çok mu erken, çok mu geç bilmiyorum, ama ben de sana söylemek istiyorum. seni seviyorum. istersen inanma, belki de benim budalalığımdır, öyle bir fantezidir.''
Ona ne zaman âşık oldum biliyor musun? diye sordu.
Hayır, dedim.
Henüz yeni çıkıyorduk. Bir gün yanıma sokuldu. Önce dudaklarımdan, sonra boynumdan öpmeye başladı. Geri çekildim.
Yapma, dedim.
Güldü. Mevlanayı hiç duydun mu? dedi.
Başımı hayır anlamında salladım. Dudağıma bir öpücük kondurdu.
Bana Mevlanadan şu rubaiyi okudu: Sevgi öyle altüst ediciydi ki sorma/ Hicranı öyle ateşli geldi ki sorma/ Dedim, yapma. Dedi, yapma da yapmayayım/ Bu bir tek söz öyle hoşuma gitti ki sorma. işte o anda arzularımın örtüsünü üzerimden çıkarıp attım. Onunla oracıkta seviştim.
''tek sahnelik herifler, sırf burada olduklarını söylemek için gelmişler. Biz emektarlar ise refakat etmek ve cassie'ye kıyak yapmak için buradayız. Dünya rekorunu kırsın diye yarağımızla ona yardım ediyoruz. yazılan tarihe tanık oluyoruz.''
--spoiler--
Ne diye böyle sıcak, böyle dost, böyle hayır denilemeyecek bir havadasın. Siktir çekmenin bu sendeki biçimini bin yıl yaşasam öğrenemezdim.
--spoiler--