$oka ugratir. beklemezsiniz cunku, ummazsiniz. sinir krizi gecirebilirsiniz, metabolizmaniz altust olabilir, dogaldir.. (bkz: ummadik tas bas yarar)
bu konuda unlu bir du$unur $unu demi$tir:
"siktir et"
fakat elden bir $ey gelmez cogu zaman. acisini cikartmak istersiniz, kimi zaman cikartirsiniz da...
peki sonuc?
kaybolan zaman, kaybolan arkada$lik, kaybolan guven.
daha degerli ne olabilirdi ki zaten?
"gozumden dustun" dediginizde kazik atana ok gibi oturur. arar , sorar , etraftakileri seferber eder ama sizin icinizde olay bitmistir. beter olsundur.
kişinin iyi arkadaş değil, iyi gibi görünen ancak en yakın arkadaşlık vasfına ulaşamamış insan olduğunun anlaşılmasına sebep olan durumdur. yiye yiye hayat defterine yeni bir sayfa açmayı öğrenir insan.
dostluk, sanıldığı gibi paylaşım, sevgi falan barındıran bir ilişki şekli değil, aksine karşılıklı çıkarlar olduğu sürece devam edecek olan, ilişki çeşididir. dolayısı ile her arkadaşlığın/dostluğun kaçınılmaz sonudur. lisede ya da çocuklukta başlayıp, sonsuza uzanacağını sandığımız dostluklar, bir bakarsınız çoktan mazi olmuştur. velhasıl herkes aslında yalnızdır.
edit: eksileyen arkadaş, sen hiç kazık yemedin herhalde.
kişinin kendisinden ve ailesinden başka kimseden dost olmayacağını anlamasına vesile olacak durum, kendinize olan inancınız artar.
(bkz: bir kişisel gelişim aracı olarak dost kazığı)
dost kazığı insanı olgunlaştırırmış.
kazığı çıkarıp sahibine monte edecek kadar olgunlaşan bünyeler, kazık yemenin değil, kazık atmanın hata olduğunu gayet iyi bilirler.
güvendiğin herşeyini bilen dostum dediğin, hayatını evini açtığın insandan kazık yemenin ötesinde ne olabilir diye düşündüren başlık...
(bkz: dost ayağı göt ayağı)