hayatım boyunca hep başıma gelmiş ve bundan sonra da gelecek olması muhtemel olan hadisedir. çok koyar adama ama bir süre sonra alışılır. acısı azalır ve giderek yerini öfkeye bırakır.
güvendiğin herşeyini bilen dostum dediğin, hayatını evini açtığın insandan kazık yemenin ötesinde ne olabilir diye düşündüren başlık...
(bkz: dost ayağı göt ayağı)
dost kazığı insanı olgunlaştırırmış.
kazığı çıkarıp sahibine monte edecek kadar olgunlaşan bünyeler, kazık yemenin değil, kazık atmanın hata olduğunu gayet iyi bilirler.
kişinin kendisinden ve ailesinden başka kimseden dost olmayacağını anlamasına vesile olacak durum, kendinize olan inancınız artar.
(bkz: bir kişisel gelişim aracı olarak dost kazığı)
dostluk, sanıldığı gibi paylaşım, sevgi falan barındıran bir ilişki şekli değil, aksine karşılıklı çıkarlar olduğu sürece devam edecek olan, ilişki çeşididir. dolayısı ile her arkadaşlığın/dostluğun kaçınılmaz sonudur. lisede ya da çocuklukta başlayıp, sonsuza uzanacağını sandığımız dostluklar, bir bakarsınız çoktan mazi olmuştur. velhasıl herkes aslında yalnızdır.
edit: eksileyen arkadaş, sen hiç kazık yemedin herhalde.
kişinin iyi arkadaş değil, iyi gibi görünen ancak en yakın arkadaşlık vasfına ulaşamamış insan olduğunun anlaşılmasına sebep olan durumdur. yiye yiye hayat defterine yeni bir sayfa açmayı öğrenir insan.