bugün

Sanırım duşun altında uzun süre kalıp sigara içmek. Bir de gece sarhoşken yağmur eşliğinde denize girmek.
yatakta uyanık yatmak.
Sahibinden.com'a attığım ilana gerzekçe yazanlara cevap yazmak.
Yatağımda pineklemek,
Anlamsızca tavana bakmak.
Fotoğraf çekmek.
Kitap okumak, müzik dinlemek, Bakırköy'e gitmek. Şu lanet ilçeye nedense bir aşk besliyorum.
bacaklarımı esnetmek.
Die geschlehtsverkehr.
Dudak içi yemek.
Müzik dinleyerek yürüyüş yapmak.
Dereyi görmeden paçayı sıvamak, kendi ayakları üstünde durabilmek, galeyana gelmek, yarını olmayan günlere kalmak.
yağmurlu ve kapalı havada koşmak. ilaç bildiyin.
dağda bayırda araba sürmek.
Valla artık benim için yatmak. Yatarak aktivite mi olur demeyin bence. Rüya kabiliyetiniz gelişiyor. Yatmak gibisi yok.
10 saniye içinde plakalardaki harflerden kelime bulmak.

Kendi kendime buldum ve kendi kendime oynuyorum.
bisiklet sürmek ve çimlere uzanmak.
Yüzmek
Doğa yürüyüşü
Irmak kenarında piknik yapmak
Bisiklete binmek.
3 top bilardo.
Eski yılların dergi-gazetelerini okumak. (Özellikle şu sıralar 1940-1960 arası dönemin dergileriyle ilgileniyorum)
Geceleri sokaklar bomboş iken yürüyüş yapmak. (Kalabalığı sevmem)
Strateji oyunlarını RP yaparak oynamak. (Hatırlıyorum da lise sonda shogun 2 Total War'da yıl yıl komutanların ne yaptığını, hangi yıl nerede savaş olduğunu, önemli olayları bir yere yazardım vakanüvis gibi. Bizimki de işsizlik ama oyunu oldukça zevkli hale getiriyordu.)
Yemek yemek.
Dizüstü bilgisayarı televizyona bağlayıp YouTube'da video izlerken kondisyon bisikletine binmek.
uludağ sözlükte geyikleri izlemek..
isttanbul'un semtlerini gezmek.
spor ve seks.
Kitap satın almak. Evet okumaktan ziyade almak ve izlemektir.
kahvaltı etmektir. ne yediğimin önemi yok ister peynir-zeytin çay, ister simit çay, ster börek ister poğaça açma ve çay.

hayat özellikle şu pandemi ile beraber öyle bir noktaya geldi ki birçoğumuz resmen robotlaştık. hani bilim kurgu filmlerindeki cyborgler var ya konuşuyor yürüyor bazıları koşuyor yiyiyor içiyor falan. onlar gibi olduk aynı. çalışmak zorunda olan bizim gibilerin hayatı ev ve iş arasında geçer oldu. eskiden evden çıkar 8-10 km yürürdüm kulağıma kulaklıkları takıp. en sevdiğim şey o idi ama bu salgın mevzularından ondanda kısmen mahrum kaldık. veya arabaya binip semt semt gezerdim insanlara bakardım hoşuma giden yerlerde durur çay falan içerdim. nüfus ve araç sayısı öylesine arttı ki akşam çıkıp işyerinden eve gidebilirsek ertesi sabaha kadar kontak çevirmemeye yemin eder olduk.

o yüzden elde avuçta bir bu sessiz, kimsenin olmadığı sabahın köründe kahvaltı etmek kaldı. onuda hangi ipne alacak elimizden bakalım..
Uyumak anasını satayım.

Yatağa uzanıp da bütün o yorgunluk ağrının ben fark etmeden dinmesi hayattaki en müthiş şey benim için.

Hayatta aslında tek isteğim mezara girip sonsuza kadar rüyasız uyumak zaten.

Gerisi fasa fiso geçici şeyler.