dracula istanbul'da. çünkü o zamanlar yaratıcılığın ucu açıktı. şimdi sinema, tiyatro diye bir şey mi var ülkede? daha doğrusu böyle bir ortamı sağlayabilecek insanlar varsa bile izin verilmiyor, önleri kesiliyor. hükümete bakmak yeterli neden sinema ve sanat dalları bu halde. ülkenin yarısından çoğu cahil. en az üç çocuk demişsin ama zeka özürlü olanlar o çocukların yaşam standardını düşünmeden 10 20 tane yapıyor. ne demek istediğimi anlamayanlar idiocracy'yi izlesin. dünya iq'sü gitgide düşecek.. sansür ve yasağın olduğu, özellikle de dini propagandalar ile ülke yönetmeye çalışanlar bu ülkede barındıkça sinemada kalite ve yaratıcılık adına bir şey beklemeyin. avm'lere gidip alışveriş yapabilirsiniz en fazla.. her taraf avm zaten. http://youtu.be/QcL6tyOaMuQ
edit: birde bu dracula istanbul'da filmi binbir türlü maddi zorluklarla çekilmiş bir filmdir. hatta duman efektini sigara içerek yapmış 20 30 kişi diye duydum. araştırın ilginç bilgiler.
şöyle bi türk korku filmlerimizi düşünürsek, bence en kaliteli ve gerçeklik ögesi taşıyan ve bunu sana gösteren film, sokak ta köpek le karşı karşıya kalmandır. artık ölü taklidi mi yaparsın, ses efekti mi çıkarırsın, hasan karacadağ ı mı ararsın bilemem tabi. bak bu basitlikte hasan karacadağ yapımı.
kalite, korku ve türk kelimelerinin bir şekilde sıraya dizilmesi sonucu ortaya çıkan söz disidir, en kaliteli türk korku filmi. altında başka neden aranmamalıdır. sonuçta komedi diye çocuklar duymasının izlendiği bir ülke burası...
