bu başlık altında girilen entrylerin çoğunda mit ögeleri olarak efsaneleşen ve şu an bu çağda olmayan sözde tanrılar(haşa) belirtilmiştir. gel gelelim ezeli ve ebedi olan şanı yüce allah(cc.) herşeyden üstündür.
kimi kaynaklarda zeus'un kızı olarak geçse de afrodit, zeus'un kardeşidir.
bakınız olympos tanrıları içindeki en çekinilen, en çirkef, en kötü kalpli ve herkese kötülüğü dokunmuş tanrıça olan hera (orospu hera), üstelik zeus'un belediye nikahlı karısı iken bile afrodit'e ilişememiş, bulaşamamış, herkese çamurluk çirkeflik yapan hera, afrodit'e yenilmiştir.
truva savaşını biliyorsunuzdur.
paris helen'i kaçırıyor ve truva savaşı çıkıyor ya.
işte o truva'nın çok çok öncesine gidelim.
ve afrodit'in neden en güçlü tanrı/tanrıça olduğunu görelim.
truva savaşı'nın çok çok öncesi.
dünyalar güzeli bir nereid var olympos'ta.
adı; thetis.
işte bu thetis'e hem zeus, hem poseidon talip olur, onunla evlenmek ister.
lakin kahinler der ki, "zeus ya da poseidon şayet thetis ile evlenirse, bu evlilikten doğacak çocuk babasından daha güçlü olur."
tabi hem zeus, hem de poseidon son derece narsist tanrılar.
oğulları bile olsa başka bir tanrının kendilerinden güçlü olmalarını istemezler.
mantık aramamak lazım, orası olympos işte.
bunun üzerine zeus hera(orospu hera) ile, poseidon ise amphitrite ile evlenirler.
(bkz: hera/#41122299)
fekat her ikisinin de gözü hala thetis'tedir.
ikisi de thetis'e sahip olma arzusu ile yanıp tutuşmaktadırlar.
hera tabi uyanık kadın, bunu sezer ve durumu eltisi amphitrite'ye anlatır.
iki elti kocalarından kıskandıkları thetis'i amphitrite'nin uzaktan akrabası olan myrmidon'ların lideri(kralı) olan peleus ile evlendirmek üzre anlaşırlar ve buna dair planlar yaparlar.
nihayetinde zeus da bu evliliği onaylar ve thetis ve peleus olympos'ta tüm tanrıların katıldığı muhteşem bir düğün ile dünya evine girerler. (bu evlilikten akhilleus dünyaya gelecektir.)
herkes oradadır.
zeus, poseidon, hera, apollon, afrodit, ares, hermes, athena, dionysos, satirler, eroslar, periler, hepsi ama hepsi...
bu arada afroditimiz, zeus ve hera'nın oğlu hephaistos ile evlidir.
hephaistos ise anası hera ile küstür.
bu hephaistos'u da bu düğünün gelini olan thetis büyütmüş, ona manevi analık yapmıştır.
afrodit hephaistos ile evlidir, ama bu arada zeus'un diğer oğlu ares ile de fuckbuddy'dir.
bunu da herkes bilmektedir.
(bkz: hephaistos/#40356453)
dediğim gibi, mantık aramayın arkadaşlar, mantık aramazsanız çok zevkli konular bunlar.
neyse biz düğüne dönelim.
gelin ve damat ilk dansı yaparlar, takı törenine geçilir, sonra herkes masasına oturur, tam lir çalan nereidlerden biri "oturmaya mı geldik ayol" diye milleti gaza getirmeye çalışırken davetsiz bir misafir gelir.
zeus bu davetsiz misafiri görünce "aha şimdi sıçtık" der. zaten sırf zeus değil, herkes der.
herkesi birbirine düşürür eris.
sonra da mekanı terk ederken elindeki altından bir elmayı masaya bırakır ve zeus'a dönerek,
"bunu en güzel olana ver" der...
tabi bu elmanın en güzel olana verileceğini duyan herkes zeus'a bakar.
bir yanda karısı hera, diğer yanda kızı athena, beri yanda da hem kardeşi, hem gelini afrodit.
zeus 3 kadının arasında kalır (allah kimseyi düşürmesin böyle duruma amin inşalla).
yani düşün sen zeussun ama gücünün kudretinin yetmediği mevzular oluyor yani. (rabbim insanı kadının şerrinden-şirretinden korusun)
ama tabi zeus'da çakal.
baş tanrı lan adam, kafa da çalışıyor.
hemen bu işe bir çare bulur.
oğlu haberci hermes'i yanına çağırır.
"al bu tanrıçaları ida dağına götür, orada aleksandros isimli bir çoban var, o çobanı bul ve bu elmayı kime vereceğine o karar versin, aleksandros'un verdiği karara da herkes saygı duysun..."
böylece raconu keser zeus ve bu belayı üzerinden atar.
neyse, hermes ve tanrıçalar ida dağına(bizim kaz dağları) gider ve aleksandros'u bulurlar. aleksandros'tan içlerinden birini seçmelerini isterler.
bu arada 3 tanrıça da aleksandros'a kendisini seçmesi halinde vaatlerde bulunurlar.
hera; asya krallığını vaad eder. athena: sonsuz bilgeliği vaad eder. afrodit ise dünyanın en güzel ölümlü kadınını vaad eder.
aleksandros'da aslında truva kralı priamos'un oğludur, bu hikaye de uzun ama çoğunuz biliyordur işte. neyse, aleksandros bizi sözlük ergenleri gibi çüküyle düşünen biri olduğu için afrodit'in teklifini kabul eder ve elmayı afrodit'e verir.
sonra afrodit'in yardımı ile truva'ya döner, abisi hektor ile sparta'ya gider ve sparta kralı menelaus'un karısı helen'i kaçırarak truva'ya getirir.
sonrası ise malum...truva savaşı başlar...
(bkz: truvalı helen/#40453183)
truva savaşı aslında antik çağların dünya savaşıdır.
bir yanda egenin batısındaki yunanlar ve müttefikleri, diğer yanda truva ve müttefikleri olan anadolu halkları.
işte bu savaşta her ne kadar zeus taraf tutmayı yasaklasa da, hera, ares, athena, hephaistos yunanların, afrodit, apollon ve bacısı artemis ise truva'nın yanında yer alırlar.
yunanlar son derece güçlü olmalarına rağmen truva'yı bir türlü yenemez.
yenemez çünkü afrodit sürekli zeus'u sıkıştırır ve athena, hera ve ares'in yunanlara yardım etmemesini söyler. söylemek ne kelime, zeus'u tehdit eder.
dedik ya, zeus'un her zaman afrodit'ten bir çekincesi vardır.
bu da afrodit'in varoluşunda gizlidir.
olympos'tan çok çok daha önce en büyük tanrısal varlık uranüs'ün oğlu kronos babasının testislerini keserek öldürür.
kronos'un 3 oğlu olur.
zeus, poseidon ve hades.
lakin sonradan bir kız getirirler olympos'a.
bu kız, zeus'un dedesi uranüs'ün testislerinin kesilmesinin ardından denize akan sıvıdan oluşan ve denizin köpükleri ile kıbrıs kıyılarında doğan afrodit'tir.
yani olympos hiyerarşisine göre afrodit aslında zeus'tan daha üst mertebededir.
işte bu yüzden zeus ve poseidon her daim afrodit'ten çekinmiş ve onun bir dediğini iki etmemeye çalışmış hep baş tacı etmişlerdir.
işte bu hiyerarşik durumu ve kötülük beslemeyen bir tanrıça olması afrodit'i -ki romalılar da venüs der- ege'nin her iki yakasında ve adalarda, ama en çok da anadolu'da en sevilen tanrıça yapmıştır.
eeee uranüs'ün kızı bu. kontrolsüz güç, ne olacağı belli değil tabi...bu yüzden bana göre en güçlü tanrı/tanrıça afrodit'tir.
anadolu'da adına en çok kent kurulmuş tanrıça afrodit'tir. ve bunların en önemlisi de aydın-karacasu'da dimdik ayakta olan afrodisias'tır...
(bkz: afrodisias/#40129323)