Tüylerim diken diken oluyor, sinirlerime hakim olamıyorum, yıllarca istanbulda yeraltında nemli ve akrep dolu evleri bana gezdiren , bakın bakın burası da iyi diyerek bana köpeğin bile yaşamaya tenezzül etmeyeceği dört duvarlı çatılı damları pazarlamaya çalışan meslek grubudur. alınmasınlar efendim gerçek bu , her zaman göz alıcı olmuyor. Bir hafta içinde ev bulmam gerek, bütünlemeler var , kirası bir aylık harçlığıma isabet , duvarları yeşillenmiş , lavobası olmayan mutfakları gezmişim, kan ter içindeyim, bir emlakçıya attım kendimi, altın dişliydi. girer girmez öğrenci kızlara ev yokkkk diye gürledi. bir dakika bir dakika dedim kan zaten beyin hücrelerimi ele geçirmiş, nedennn dedim safça neden kız öğrencilere ev vermiyorsunuz. cevap tüm kanımı çekti, kerhaneye çeviriyorsunuz , giren çıkanı sayamıyoruz hepiniz aynısınız, elindeki tespihi boğazına geçirip ilk cinayet teşebbüsümü gerçekleştirmek istedim. gerisi uzun hikaye. o gün bu gündür işte , emlakçılara karşı tuhaf bir nefrete gark oldum.
Baştan söyleyeyim, emlakçıyım. Ve bunu derdimi dökmek için yazıyorum.
Diplomam filoloji üzerine. Dil tarih mezunuyum. Çok çeşitli işler yaptım. En kazançlısı diye bu işte devam ediyorum. Remax deneyimim oldu. Şu sıralar başka bir ofise geçeceğim.
işim gereği, canlı ve sosyal medya ortamlarında meslektaşlarımla muhattap oluyorum. Öyle iğrenç insanlarız ki, ne dilimizi biliyoruz ne dinimizi.
Üçkağıtçı olmazsan yaşayamazsın bu alanda.
Çoook acaip bir çevren yoksa, ki olsa niye bu işi yapasın, orasını burasını açanla rekabet edemezsin.
Dostun yoktur. Dün canciğer olan adam bugün hakkında neler söyler, bilemezsin. Ya da tam tersi.
Aynı ofiste bile ne dedikodular, ne seksler döner, türk dizilerine şaşıramazsın.
Vicdan, haya, dürüstlük sadece laftadır. Canlısını bulamazsın.
O daireyi satmak için neleri feda ederler görünce 40 tas su dökesin gelir.
Sayıp sövebilirsiniz bize. Biz hak ediyoruz.
Not: dertliyim lan sözlük. Aklıma geldikçe ekleyeceğim.
emlakçı yerine "emlakçı çocuğu" olarak çevrede değişik tanımlamalarına rastladığım,genelde pek işe yaradıklarını görmediğim şahsiyetlerdir.ayrıca gösterdikleri evlerin de nedense hep ev sahibinin yeni dekore edip oturmaktan vazgeçtiği daire olması da bir hayli şaşırtıcıdır.
hiç düşünmeden dünyanın en rezil en aşağılık insan grubu hangisidir sorusuna vereceğiniz doğru cevaptır.hiç bir iş yapmadan iki sandalye bir masa birde büromsu bir yer bulduğunuzda bu yerin başına tanıdığınız en uyuz insanı getirin bu şekilde çok güzel bir emlakçı dükkanınız olur artık.bulduğuz kişi her şartta yalan söylemeye yeteneğine de sahip olmalıdır ayrıca.
emlakçının size anlattığı evde her özellik için 1/2 kuralını kullanmanız gerekir.mesela ev 100 metre kare dediyse elliden fazla çıkmaz.iki artı bir, ev bir artı bir çıkar ama emlakçıya göre odalar çok geniş olduğundan iki artı bir gibi düşünülmelidir.emlakçı türleri genelde kira bedeli kadar komisyon isterler.kira,komisyon ve depozito mutlaka peşin verilmedir ama siz evden çıkmaya karar verdiğinizde asla verdiğiniz depozitoyu tek seferde ve tam olarak alamazsınız.size hemen yeni kiracı gelecek ondan alıp sana verecez derler.taşındığnız evi her yönüyle mutlaka incelemelisiniz(musluklar,lambalar,varsa kombi,nem olayı,ışık alma durumu,varsa eşyaların çalışıp çalışmamması vb) aksi halde taşındıktan bir saniye sonra farkettiğinz her hasarı siz yapmış olarak muamele görürsünüz.
emlakçı türleri ev kiralar yada satarken (özellikle satarken) kıç yalama konusunda da master degree sahibidirler.her insanı gözünden tanırlar ve hiç tanımadığnız bu insan bir kaç dakika içinde size kırk yıllık dost muhabbeti yapmaya başlar.iyi insan olduğunuzun her halinizden belli olduğundan falan bahseder.
diyeceğim şudur ki bu asalak türün yaşmasına olanak vermemek için sahibinden ev bakın.ayrıca inernetten de bir çok siteden işinizi görebilirsiniz.bu adres işinize yarar.
son birkaç yıl içinde bunlardan yaklaşık 10 tanesiyle muhatap olma gafletinde bulundum. kolaylıkla söyleyebilirim ki, ya ben özellikle yavşak oğlu yavşaklara denk geldim, ya da hepsi yavşak bunların. işini düzgün yapan varsa alınmasın rica ediyorum, gördüğüm yavşaklıkları bir özetleyeyim.
öncelikle; çok acil paraya ihtiyacı olan kişiyi tapuya kadar getirip ( müteahhit + emlakçı bu, her işin adamları ) 20 bin tl eksik para veren, sonra vereceğim sen bana güvenmiyor musun, şimdi almazsan bu parayı kendi işini halledemezsin sana acil lazım diye şantaj yapan ve tabi ki 20 bin tl yi asla vermeyen tip. bu benim başıma geldi. hakkımı elbette helal etmiyorum. aşırı zengin falan da değilim. allah büyüktür, bir yerden çıkarır bunun acısını. genç yaşımda mafyacılık oynayacak halim yok.
internete satılık ev ilanı veren kişiyi ( teyzem ) arayıp " bize verin evinizi biz satalım " diye sürekli arayan tipler. lan sana vermek istese gelirdi zaten, arama kardeşim. alacaksan ara, almayacaksan siktir git. hayır ilanın altına emlakçıysanız aramayın yazıyoruz, yine arıyorlar. illa vereceksin bunlara ki milleti 5-10 bin tokatlasınlar.
bir de sahte ilan verenler var. mesela ev mi arıyorsunuz, hele uygun fiyatlı mı arıyorsunuz ? bulana değin çıldırma olasılığınız çok yüksek. örnek vermek gerekirse;
adam ilana gaziosmanpaşa yazar, ev arnavutköy'de çıkar.
2+1 der, ev 1+1 dir.
80 m2 der, halbuki ev 50m2 dir.
balkonu vardır der, balkondan kastı 2 m2lik falan bir alandır. ayakta bile duramazsınız. anca bir iki çamaşır asılır.
5 senelik der, aslında 30 seneliktir.
fiyat olarak size 130 der, halbuki ev sahibi ona 110 demiştir. 20 bin lira falan kar edecek akıllıya bak sen.
ev sahibinin telefonunu istersiniz " benimle görüşün " der vermez. çünkü sikmesi lazım illa, ararsan aradaki uçurum ortaya çıkacak.
mükemmel fotoğraflar koyar ilana, gidersiniz " onlar temsiliydi yea ev aslında 10m2 " der. delirtir.
bunlar pekala. fakat beni en çok çıldırtan şey şu;
internetten ilana bakıyorum. beylikdüzü'nde daire görüyorum fiyatı 100.000 tl. arıyorum, bak kardeşim elindeyse daire gelip bakacağım. elimde diyor gel sen. yoldayken bir daha arıyorum, bir sorun yok değil mi diye soruyorum. yok diyor. 1 saatlik yolculuk sonucu adamın dükkanına varıyorum. " aa siz gelirken satıldı o gelin size 140.000 lik şu daireyi göstereyim "
senin ananı bacını sikerim yavşak 30 dakikada ev mi satılır diyemiyorsunuz, çünkü siz insansınız. o amına koyduğumun yaratığı değilsiniz.
bu son olayda annemin başına geldi. allah korumuş da ben onunla gitmemişim. yoksa kesin adamı döverek öldürürdüm. ciddiyim allah korumuş.
ilan vermiş internete, gaziosmanpaşa'da daire 110.000 tl diye.( bu fiyat aralığında bir sürü ilan var ) annemde gitmiş bakmaya. annem gidince soruyor evi tabi, bu diyor ki 220 bin tl ye ev var elimde size onu göstereyim. annemde doğal olarak " kardeşim söylediğin fiyat iki katı, ilandaki evi göstersene "
bu yavşak ne dese beğenirsiniz ?
" ya 110 bine ev mi kaldı ya dalga mı geçiyorsunuz "
annemde geri gelmiş. yazarken bile sinirlendim. bu itler yüzünden tüm emlakçılardan soğudum. yavşaklığın bu kadarı artık. madem o fiyata ev yok ne ilan verdin amına koyduğumun evladı ?
