01.03.17 18.00 itibariyle cüzdanımı çaldırdığım yer.
baharatçıdayken çantamın arkasından sinsice yaklaşıp çalmış helal olsun.
2 adet banka kartı, 1 adet nüfus cüzdanı ve 1 adet 10 tl vardı.
ifade verdim sirkeci karakolunda, çıktım 15 dk sonra aradılar hırsız yakalanmış ama cüzdan yok, geri dönüp ifade değiştirdim vs vs şimdi işin yoksa git kimlik çıkarttır. ammaaaaaaannn!
eminönü denince aklıma sandallarda satılan balık ekmek gelir. insan iki yarım ekmek götürür de bana mısın demez. istanbul un en çok özlediğim yerlerinden biridir. hep isterim istanbul a taşınmak ama şartlar uymuyor işte
bu gün muhtemelen atılan iğnenin 3 kere sekiceği kadar kalabalık olduğu istanbulun ruhu ve müziği olan muhiti. bir kenara oturup insanların karğaşasını ve martıları aynı anda izleyebilirsiniz.
istanbul'un Fatih ilçesine bağlı olan eskiden kendi başına bir ilçeydi kendisi. hem iyi yönleri hem kötü yönleri olan bir yerdir. güzel gezilecek herkesin gezmesi gereken tarihi yerleri, aradığın birçok şeyi biraz fazla dolansan da(o kadar dolanmazsan aynı ürünü pahalıya da alabilirsin.)kimi zaman çoğu kez bulabileceğin ama çabuk kaybolabileceğin, yollarını karıştırabileceğin, riskli bir yer iyi bilmek lazım.
istanbul'un Fatih ilçesine bağlı olan eskiden kendi başına bir ilçeydi kendisi. hem iyi yönleri hem kötü yönleri olan bir yerdir. güzel gezilecek herkesin gezmesi gereken tarihi yerleri, aradığın birçok şeyi biraz fazla dolansan da(o kadar dolanmazsan aynı ürünü pahalıya da alabilirsin.)kimi zaman çoğu kez bulabileceğin ama çabuk kaybolabileceğin, yollarını karıştırabileceğin, riskli bir yer iyi bilmek lazım.
Kalabalıktan artık güvercinlerin bile yere konamadığı istanbul'un tarihi semti. Oysaki önceden ne güzel kuşların içine dalıp kaçırıp yem atardik. Şimdi ise suriyeli kardeşlrimiz! bizi kaçırıyor. Karnın acıkıyor bir yemek yiyorsun en kötü yemek 30 tl. Balık ekmek yiyelim diyorsun, uskumru diye boklu kefalleri dayayıp soğanla birlikte ımmmm ne güzelmiş diyorsun. istanbul bitmiş azizim.
eskiden istanbulda çeşitli ürünlerin satıldığı kapanlar bulunurdu. yağ kapanı,tuz kapanı,un kapanı gibi (bugün ki unkapanının adı buradan gelir). bu kapanlarda eminlikler bulunurdu ve gelen malların denetimini, giriş çıkışlarını sağlardı. mallar bu eminliklerde bulunan eminlerin önüne getirilir ve kontrolü sağlanırdı. işte bugün ki eminönü ismi buradan gelmekte olup eski istanbulun en işlek ticaret mekanlarından biriydi.
uzun çarşı'da Rüstem paşa camii'nin çaprazında bir esnaf abimiz var onu ziyaret etmek için karaköy'den geçtik eminönü'ne. Böyle bir kalabalık yok arkadaş.. Ticaretin kalbi diyorlar.
ilk defa ailemden uzak bir semte tek başıma gitmiştim o gün. birazda heyecanlı. çünkü bir çocukla buluşacaktım.
büyükçekmece den oraya 3 vesayet değiştirerek geldim. ilk balık ekmeğimi onunla yiyecektim. sabah 9 da uyandım. e malum yol uzun. 1 şehir değiştirmek gibi..
sonunda vardım oraya. sonra ne mi oldu?
ekildim.
bir daha da yolum düşmedi zaten.
(bkz: bu da böyle bir anımdı)