emin çölaşan ın işine son verilmesi

entry117 galeri0
    76.
  1. akp'ye ihale edilmiş olaydır.. insan soruyor tabi, yahu hürriyet gazetesi'nin sahibi tayyip mi? hayır..ee? neee?
    öyle bir hal aldınız ki, emin efedersin kabız olsa sebebini akp'den bilceksiniz..ne malum adamların yılmaz özdil'i aldık nasıl olsa, emin'e boşa para vermeyelim deyip de kovmadıkları.. bence bu daha mantıklı..
    2 ...
  2. 77.
  3. sürpriz olmayan durum.. hükümete muhalif yazarların fişinin çekilmesine ülke olarak hiç bir zaman yabancı değildik, ve öyle görünüyor ki bundan sonra da seri halde devam edecek olan gelişmelerden(!) sadece herhangi biri.
    2 ...
  4. 78.
  5. aydın doğan-verkurtul dizçök ikilisinin son stratejik hamlesidir. 1. akp döneminin ardından cesaret katsayısı iyice artan doğan-dizçök, yılmaz özdil'i de kadroya dahil etmenin verdiği rahatlıkla çölaşan'ın işine son vermiştir. efendim söylenene göre çölaşan'a, işine son verildiği, dizçök adlı şahıs tarafından söylenmiştir. acaba aralarında nasıl bir konuşma geçti: ya emin'ciğim biliyorsun artık devir değişti tabi hürriyet de değişti, sana güle güle gibi bir şey mi?
    1 ...
  6. 79.
  7. mehmet barlas kadar "tayyip sevici" olamadığı için başına gelmiştir muhtemelen.
    2 ...
  8. 80.
  9. 81.
  10. kimileri tarafından sevilir, diğerleri tarafından sevilmez, okunmaz, o ayrı bi konudur. ancak bir gazeteciyi yazısı ya da düşünceleri, yazdıkları yüzünden (ki saygı çerçeveleri içinde beyan ediyorsa bunları) son vermek affedilemez bir suçtur.

    (bkz: yazık)
    1 ...
  11. 82.
  12. " Yılmaz Özdil in basınada gelir mi ? " diye sorduran olay .
    2 ...
  13. 83.
  14. iyi olduğu kanatindeyim kendince laikliği savunuyordu. Onun da geçmişi belli o yüzden yok dinci basın yok bilmem ne bunların hepsi palavra. Adamı zaten göndereceklerdi. Bence fena olmadı.
    0 ...
  15. 84.
  16. yerinde bir karardır.

    izah edeyim; bir yazar türk basınında kendini otorite ilan ediyorsa, bir otoriteye yakışır şekilde ve uslüpta yazılar yazması lazım.

    bir yasadışı örgüt olan ibda-c nin çıkardığı dergiyi yazı konusu yapıyorsa, dergiyle uzaktan yakından alakası olmayan kişileri bu yazılanlardan sorumlu tutuyorsa, bunlar yetmezmiş gibi, söz konusu dergide geçen, orospu çocuğu, pezeveng, ananın donu gibi kahvehane insanlarının bile kullanmadığı küfürleri tutup köşesine belge niyetine yazıyorsa, işine son verilmesi son derece yerinde bir karardır...

    emin çölaşan işsizmi kalsın? tabii ki hayır. yazmaya devam etsin her zaman...
    ama türkiye'nin en çok satan gazetesi hürriyet'te değil...
    5 ...
  17. 85.
  18. 86.
  19. iktidar muhalifliğinin acılı adana kıvamındaki sonuçlarından birine örnek verilebilir durum.

    (bkz: hürriyet in hürriyet olmaması)
    (bkz: manipülasyondur o)
    2 ...
  20. 87.
  21. emin çölaşan'ın köşe yazısında dile getirdiği saçmalığı yayınlayan dergiye ne oldu acaba diye bir soru akıllara getiren olay. o dergi hala yayın hayatına devam ediyorsa ben bir 3 yıl sonra bu ülkeden sınır dışı edilirim kesin.
    0 ...
  22. 88.
  23. 89.
  24. basın satılıktır diye sürekli duymuşuzdur. doğrudur. satılık olmayan tek tük kalemlerimiz vardır. onlarında tekerine çokmak sokan iktidarcı medya patronlarıdır. oysa basın ne için vardır? karanlıkların içindekini görmek için değil mi? ama görüyoruz ki görenlerin gözünü kör etmek içinmiş. şimdi soruyorum basın gerçek anlamda var mı?
    emin abi cevap verse idi son yazdığı yazının bitiminde belirttiği gibi ''var var'' diyecekti.
    1 ...
  25. 90.
  26. hürriyet'in attığı hatalı adımlardan biri.
    2 ...
  27. 91.
  28. hurriyet gazetesine duydugum guvensizligi bir kat daha arttiran olaydir.hurriyet gazetesi bildigim kadariyla yaptigi yalan yanlis seylerle akp karsiti bir gazeteydi ne kadar tarafsiz ve gercekci oldugunu da yaptigi dev anket * sonuclarindan cikarabilmistim.
    (bkz: hurriyet abdullah gul aday olsun mu anketi)
    http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=180&a=858464
    emin colasan ise gayet akp karsiti hatta bu karsitligi ibda-c nin goruslerini akp zihniyeti diye gostermeye calisarak * ulkeyi akp'liler, laikler olarak bolmeye calisan bir zihniyet profili oldugunu gostermistir.*. ve bu adamin hurriyet yazarligi bitmistir.

    peki emin colasan niye yazarliktan atilmistir? olay hakkinda gerek sozlugumuzde, gerekse toplumun akp karsiti genelinde akp seriati getirme calismalarina yavas yavas basladi izlenimi uyandirip ulkenin kutuplasmasi calismalarina katkida bulunmak icin yapilmistir.tutmusmudur sadece bu sayfayi bile okumaniz yeterlidir tutup tutmadigi hakkinda yorum yapabilmeniz hakkinda.zaman bize daha iyi gostericek olayin gercek amacinin ne oldugunu. simdilik tek sonuc su ki; ben hurriyete guvenmiyorum.
    1 ...
  29. 92.
  30. evet iktidarın her yerde parmağı vardır. ve evet, aslında bütün olan bitenlerin biraz biraz hükümetle ama çok çok sistemle ilişiği vardır. ama bu yeni olan bir şey değil ki kuzum? senelerdir çıkan bütün gazeteler iktidarın ve dahası bu düzenin gazeteleridir. satılıksa senelerdir satılıktır bu basın, bu medya, bu vesair... şimdi emin çölaşan işten atıldı diye, "akp'ye bak biee. adamlar demokrasi diyor nasıl baskıcılar görüyo musunuzzz?" diye mızmızlanmanın bir alemi yok. nitekim akp'nin emin çölaşan'la bu denli direkt olarak uğraşacağını hiç sanmam. bunun akp ile değil, doğrudan aydın doğan'la bir ilişkisi vardır. unutmayınız ki aydın doğan pek sağlam bir düzen adamıdır; düzer. akp ise bildiğin liberaldir. kimseye bir yazısından dolayı -hele böyle saçma bir yazısından dolayı- (ya da yazılarından dolayı) "işinden attıralım" oyunları yapmaz. zira zaten şu noktada pek de mutludur yüzde kırkyedisi ile birlikte. ancak akp seçildiğinde şeriat gelecek diye tir tir titreyenlerimiz, böyle şeyleri de hemen akp'ye bağlar. "bakın gördünüz mü, akp hiç demokrat değil?" iyi de kuzum, chp ne kadar demokrattı, dsp ne kadar demokrattı? kimin iktidarı zamanında gazeteler ve yazarlar özgürce her istediklerini yazdıklar? sorun şu ki; zaten o gazeteler ve o yazarlar gerçekten "her istediklerini" yazıyorlar. onlar bunu istiyorlar. bir şeye muhalif olurken diğer bir şeye sarılmayı, onu kışkırtmayı, okurların türlü duygularıyla oynamayı ve bunun adına dürüstlük demeyi, gerektiğinde "solcu" takılıp, gerektiğinde "ordu göreve" demeyi; yeri gelince halk çocuğu(!) olup, yeri gelince resmi ideolojinin köpeği olmayı... o yazarlar işten atılır, başka yerde yazmaya başlar, oradan da atılır, fikirleri değişir, faşitken solcu, solcuyken islamcı olabilir; bugün akp'ye taş atarken yarın akp'yi öpüyor olabilir; bütün bunlar, bu kokuşmuş basının elimize yüzümüze bulaşan pisliğidir. kimse tam anlamıyla dürüst değildir, kimse tam anlamıyla iktidardan bağımsız değildir, kimse hiçbir anlamıyla devlete karşı değildir! ve bu başından beridir hep böyledir. son zamanların telaşının sebebiyse sanırım iktidarın ve iktidardan gelen o büyük pastanın kimin midesine ineceğiyle ilgili huysuzluklarla beraber kışkırtılan çeşitli duygulardır. -şöyle güzzellce bir şeriat korkusu salınır kalbe. aman iyi iyi. mitingler falan, gazetelerde yazılar, televizyon programları... süper oldu. terör de katalım içine tam olsun. milliyetçi olsun bunlar biraz ki liberallere karşı diş bilesinler. ama adına da ulusalcılık diyelim ki faşizm gibi algılanmasın. orduyu da arkamıza aldık mııı... oh süper! aa! süper olmamış lan, yüzde 47 olmuş. o zaman şöyle yapıyoruz, bunlar çaktırmıyorlar ama bu geçiş aşaması, şeriat geliyor diyoruz.her ufak tefek tefek olayı da, gazetelerden işten atılmaları, otu boku her şeyşi de buna ve akp'nin baskıcı tutumuna bağlıyoruz. biz iktidar olsak herkes istediği gibi konuşacakmış gibi yapıyoruz. 301'i bizim savunduğumuz kısmını hiç açmıyoruz. hrant dink cinayetinin hedef göstericisi olduğumuzu söylemiyoruz. ordu yanlısı olduğumuzu belirtiyoruz ama faşist olduğumuzu pek çaktırmıyoruz. okey mi? hadi bak emin çölaşan da hürriyetten atılmış. yapıştıralım hemen akp'nin baskıcı tutumunun sonucu olarak. hiç demokrat değiller diyelim. cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi. bulandıralım az daha suyu. o yüzde 47 de zaten satılık oylar diyelim. ne paralar döndü diyelim. öyle şeylere biz hiç bulaşmamışız gibi yapalım. tamam mı? o pasta bizimdi, bizim kalacak! hadi bakalım, geliyooor geliiyoorr şeriatt geliyoor---

    ben de bekliyorum bekliyorum, niyeyse şeriat hiç gelmiyor. yalan geliyor, kan kokusu geliyor, faşizm geliyor, umut ticareti geliyor... ama şeriat vallahi gelmiyor!

    emin çölaşan'a gelince; kendisi "solcu ve dürüst" değil, faşist ve yalan doludur. ordu sevicidir. son yazısı da zaten kanımca acizliğinin kanıtıdır. bahsi geçen dergiler kimsenin temsilcisi falan değildir çünkü. türkiyenin yüzde 47si falan da onları okumaz, yüzde 0,5'i bile onları okumaz. böyle şeylerle birilerini eleştirmek ancak malzeme kalmamasının ya da kal gelmesinin sonucudur. yazıktır. ayrıca o dergiler sürekli kapanır kapanır başka isimlerle tekrar açılır. kimse merak etmesin "devlet görevini yapıyor"dur o dergiler ve niceleri hakkında. yazı işleri müdürleri tutuklanır, para cezası verilir, sorumlular bu yüzden sürekli değişir falan filan. ayrıca aynı muameleyi sadece islamcı değil sosyalist ve anarşist ve diğer dergiler de görür. ha o zaman niye basılıyor denilirse, bu dergiler basıldıktan sonra devlet kontrolünden geçerler. ve bastıkları şeylere göre ceza yahut uyarı alırlar. ha, bu bahsi geçen dergi çok komikmiş gerçekten, küfürler falan... o ayrı. ama bu da zaten ciddiye alınma şansını azaltmaz mı? emin çölaşan sanırım kçük bir oyun oynayıp, bu dergiyi akp'nin sesi gibi falan göstermeye çalışmış ama tabi ki yemezler. ve bence bunu kendi de biliyordu zaten. cumhuriyet mitinglerini bile yemediler, bunu mu yiyecekler "cumhuriyet aşkına"?
    3 ...
  31. 93.
  32. oray eğin'in fena halde yanıldığını gösteren olay aynı zamanda.

    http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=87178,10,6
    1 ...
  33. 94.
  34. kılıfı, kuvvetle muhtemel, "ibne, orospu çocuğu, pezenvek" kelimelerini kullanması olan olay. ertuğrul özkök, gazeteciliğin g'sinden anlamayan damadını spor yazarı kadrosunda alırken de düşünme kapasitesini kullansaydı keşke.
    1 ...
  35. 95.
  36. ertuğrul özkök beyin fukarasının son icraatı.

    bu 68 ku$ağının tümünün allah belasını versin. ne geldiyse bu adamlar yüzünden geldi memleketin başına.
    2 ...
  37. 96.
  38. süper zekaların(!) süper kararı(!) daha ne kadar dayanabilirdi ki zaten rte ve aydın doğan.. hayır o değil de i.melih gökçek'in espri yapmasına sebep olmuştur. beni asıl korkutan olay o *
    2 ...
  39. 97.
  40. kendisine cumhuriyet gibi ultra seviyesiz bir gazetede rahatlıkla iş bulacaktır, işsiz kalmaz böyle provakatörler, rahat olsun fanatikleri...

    (bkz: emin çölaşan akıllı olsun akıllı)
    3 ...
  41. 98.
  42. 99.
  43. Sırayla birbirinin arkasına geçme durumudur. Zamanında mesaj tv'yi pasifleştiren onca sağ görüşlü yazarı doğuya doğru süren sol görüşün eli altında olan satılık bir basın vardı. O zaman da böyle çok sivr idilli tutarlı veya çoğu zaman tutarsız elemanlara hoş çakal denmişti.
    Şimdi ise tam tersi oluyor bir nevi 20 yılın acısı çıkartılıyor. önce sol arkadaymış, şimdi ise sağ ama tek bir gerçek varki hâlen körüklü motor ile çalışan politakacı ve yazarlar * olduğu sürece bu işlerin ardı arkası kesilmez.
    1 ...
  44. 100.
  45. baran dergisinin konu olduğu yazısında akp'ye soros'cu kefereler denmesini yazmayıp sadece derginin chp ve atatürk ile ilgili olan kısımlarını yazan ve devamında dergiyi gücünü akp'den alıyormuş gibi gösteren terbiyesiz insan.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük