her şeyden usanan adam. tanrı'yla kavga etmekten de, kendisiyle kavga etmekten de usanmıştır. hatta bu usancı, kendisine sorulan; "boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?" sorusuna "kendime katlanıyorum" diye cevap vererek ifade etmiştir.
"Bu dünyada önümüze geleni kabul etmemize neden olan, ama bu dünyanın kendisini bize kabul ettirecek güçte olmayan bir bayağılık vardır. Böylelikle hem hayatı boşlayıp hem de onun dertlerine tahammül edebilir, hem arzuyu reddedip hem de kendimizi arzunun aktığı maceralarda sürüklemeye bırakabiliriz. Varoluşa rıza göstermede bir nevi alçaklık vardır!"
Bir hayvan azıcık sapıtsa, insana benzemeye başlar azmış ya da iradesini yitirmiş bir köpeğe bakın:sanki romancısını veya şairini bekler... sözünün sahibi,ağzını yirim ben..
alzheimer'dan ölmüştür. nihilism hakkında ''everything is nothing, including the consciousness of nothing'' tezini öne sürmüştür. her ne kadar yazar olarak lanse edilsede, yaptığı saptamalar gelmiş geçmiş en büyük düşünürlerin saptamalarıyla karşılaştırıp, üzerinde saatler boyu tartışılabilir.
bana belirgin bir arzu verin ve dünyayı alt üst edeyim. her sabah bana bir diriliş komedisini ve her akşam mezara giriş komedisini oynatan, ikisi arasında da can sıkıntısı kefeninin azabından başka hiçbir şey yaratmayan o fiiliyat utancından kurtarın beni istemeyi düşlüyorum ve her istediğim bana paha biçilmez geliyor. melankoli tarafından kemirilen bir vandal gibi, bensiz ben, hedefsiz yol alıyorum bilmem hangi köşeye doğru. terk edilmiş bir tanrı, kendisi de tanrıtanımaz olan bir tanrı keşfetmek ve onun son şüphelerinin ve son mucizelerinin gölgesinde uykuya dalmak için.
"sadece canım istediği zaman ölmek elimde olduğu için yaşıyorum. intihar fikri olmasa kendimi çoktan öldürmüş olurdum"
"Bu evren o denli geniştir ki, biz bir kum taneciğinden daha ufak kalırız... En büyük problemlerimiz bizle birlikte hiçliğe karışır... Biz basitçe, Tanrıların oyuncaklarıyız, yine de Tanrılar oyunlarına bizi layık görmüyorlar bile..."
hayatımı alt üst eden düşünür-yazar-peygamber-uzviyet.. beckett ve eliade nin arkadsı, sarte nin hayranı olduğu kişilik.. sorbonne daki kayıtını sırf yemekhaneye gitmek için aldırmamıs caresiz.. doktora tezi yerine paris i bisikletle dolasmıs bilge insan.. camus ten nefret eder, dostoyewski yi çözmüş, rahibe teresa yı ilginç sekilde önemli bulur.. buraya onun için yazacaklarımın debisi ankara ya gerekli olan suyunkinden bile yogun olabilir.. susmak en iyisi.. onun gibi ben de intihar fikri sayesinde hayatta kaldım.. devam ediyorum..
Boğucu sıkıntılarımızı yatıştırmak, onları şüphelere dönüştürmek -
korkaklığın, o herkese açık kuşkuculuğun bize ilham ettiği strateji.
*
Şüphelerimi zahmetle elde ettim; hayal kırıklıklarımsa, sanki beni ezelden
beri bekliyormuş gibi, kendiliklerinden geldiler - temel bir içe doğuş
halinde.
*
Kendi mezartaşını yazan bir yerkürede, terbiyeli cesetler gibi davranacak
kadar ağırbaşlı olalım.
*
Bezginlik anlarında ruhun ve mekanın en alt noktasına doğru kayarız; vecdin
çok uzağına, Boşluğun kaynağına doğru...
*
Bir hasta bana şöyle diyordu: "Benim acılarımın neye hayrı var? Acılarımdan
yararlanabilecek, ya da onlarla böbürlenebilecek bir şair değilim ki."
Camus Hakkında / E.M. Cioran
...
Camus'yü okumuştum ve ona özellikle de bana dürüst bir insan gibi geldiği için saygı duyuyordum. yoksa, bence vasat, bir yazar olarak ikinci sınıftı.
Bir gün, yayınevinde "Bozulmanın Elkitabı"nı (Precis de la decomposition) okumuş ve bana şöyle dedi: "Şimdi, fikirlerin dolaşımına girmeniz gerekiyor..."
"Git işine!" dedim ben de. O, bana ders verecek, ilkokul öğretmeni kültürüyle, anlayabiliyor musunuz? Birkaç yazar okumuş, felsefe kültüründen hiç nasibini almamış, kalkıyor bana ders veriyor: "şimdi..." sanki küçük bir öğrenciyle konuşuyor. Ben de çektim gittim. Bu, benim için çok aşağılayıcı olmuştu.
1911-1995 yılları arasında yaşamış Rumen düşünür.Eserlerini Fransızca kaleme almıştır.Ümitsizliğin Doruklarında(1934) ve Çürümenin Kitabı(1949)(kendisinin dediğine göre)yazdığı herşeyin özünü barındırır.
"Bitip giden bir aşk öylesinde zengin felsefi bir sınavdır ki bir berberi Sokrates'in dengi yapar."
"Maddenin dışında, herşey müziktir: Tanrı bile sesli bir halüsinasyondan başka şey değildir."
"intihara meyilli olmak, yasalara saygılı pısırık katillere mahsustur; öldürmekten korktuklarından, kendilerini yok etmeyi düşlerler, cezalandırılmayacaklarından emin olarak..."(Burukluk adlı eserden alıntılar-1952)
(bkz: çürümenin kitabı) adlı kitabı umutsuzluğun doruklarına çıkarır okuyanı."tarih ve ütopya" kitabı ise yine aynı tonda tarih,medeniyet ilişkisinin içyüzünü ortaya koyar."doğmuş olmanın sakıncası üzerine" kitabı aforizmalardan oluşur."burukluk" da yine aforizmalardan müteşekkildir.
"zihin aynılığı keşfeder,can sıkıntıyı,vücut tembelliği. evrensel bezginliğin üç biçimiyle ifadesini bulan aynı değişmezlik ilkesidir bu.
varoluşun yeknesaklığı akılcı tezi haklı çıkarır; her şeyin önceden bilindiği ve ayarlandığı bir yasa evrenini ifşa eder bize; hiçbir sürprizin barbarlığı çıkıp da bu evrenin uyumunu bozmaz."
[çürümenin kitabından]