şincik dini mitlere bakınca görüyoruz ki elma yasak meyve cennetten kovulmaya sebep. ancak düşündüm de burda anlatılmak istenen bir nokta var sanki. nasılsa asla bir mit sadece mit değildir, sosyolojik bir takım betimlemeleri olmalıdır. e bilader elma yeyince noldu, cennetten kovulduk.. hmm yani dünya cennet değil, ve biz idolojisyle olsun diniyle olsun hep cennet özlemi içinde olmuşuz. demekki elma yediğimizde daha doğrusu onu akıl ettiğimizde artık cennetten çıkmışız.
ne diyor kutsal kitaplar?"elmayı yediler ve çıplak olduklarını farkederek utandılar" ne demek istiyor yani, alet kullanmayı öğrendiler. yani akıl sahibi oldular. yani alet yapmak bizim cennetimizin bitişi demek olmuş. 2001 filmini şimdi daha iyi anladım sanki.
o halde cehalet mutluluktur lafı hiç olmadığı kadar doğru geliyor kulağıma. üstelik eski anlamından daha değişik anlamlara geliyor. hay evrimleşen aklınıza sokim!
çıplaktık, sefildik, bu tat(elma) bizim olamazdı, tanrıların olmalıydı... artık pek çok tadımız var çıplak da değiliz ama hala çoğu tat bizim olamıyor.
medya eteği'ndeki yazısının altına paraf atabileceğim yazardır. tanımam etmem, öyle 2 3 mesaj yazışmışlığım da yoktur... "yarası olan gocunur" atasözünü cümlenin başına koyarak demek isterim ki; hatun yazara alenen asılıp, buna babacan kılıf giydirmeye çalışan, eğer ki; hatun kişi sert bir şey söylerse "aman canım sen de şaka da kaldıramıyorsun" gibilerinden yaklaşma potansiyeli olan, ayrıca; zeki olmayıp, zeki olduğunu iddia edenlere ayarın allah'ını kaymıştır. "hücuuuum" nidasıyla atağa kalkıp, "kıçına baka baka" uzaklaşan türden olanlara çok güzel cevap vermiştir...
içindeki geyik potansiyelini hemen farkettiğim, yine bütün gün beni çekmiş yazar güruhunun bütün fotolarda gözü kapalı çıkanı. muhabbet çekilir insan.. ankaraya da bekleriz ama olmadı böyle, iade-i ziyaret yapmak lazım değil mi?
zirve esnasında bana inat bütün fotoğraflarda gözünü kapamış yazar. bir iki neyse diyecem de bir insanın bütün fotğraflarda gözü kapalı çıkar mı yahu. bir dahaki sefere gözlerini bantlamazsam ne olayım.
bu soğuk istanbul akşamında bağrı açık dolaşan, dolaştıkça içimi üşüten yazar, allahtan samimiyeti ilerlettimde üşütüp hasta olmasını engelledim * ayrıyetten abla sözünü de dinlemesi hoşuma gitti..
nickinden dolayı kız zannettiğim , elma yazısını görünce kendisi için potansiyel gay olmaya karar verdiğim* elmaların elması pütür pütür cancisim. çok kafa adam , ayrıca 30 luk biraların etkileyemediği yebenisi olan kişi.
onsuz zirve olur muydu dediğim dostum. zirvede de yazarlara yaklaşımlarıyla eğlenceli anlar yaşatan her görüştüğünüzde daha da mutlu olunası yazar. hem yoksa içilir miydi hiç elma çayları*
medrese'de vapurda orada burada ekmeğe çalışsamda bir şekilde ekemediğim yazar.. nargile keyfimin içine etmiştir kendisi bir geldi nargilemi devirdi sakar herif yakıyordu komple bizi. *
hakikaten doğru düzgün konuşamadığım yazar doğru düzgün bir yana hiç konuşamadığım yazar saçları uzamış pek bir yakışmış onu bile söyleyemedim. neden öyle oldu anlayamadım ama yazık oldu.