bugün

kara komedinin sahıdır.
----------spoiler--------------------
adam isinden kovulur, sevgilisi terk eder.
intihar etmek uzere kondisyon bsikletine cıkar, bir ip baglar boynuna. bsikleti surunce ip adamın bogazını sıkmak suretiyle oldurecektir.
tam o sırada telefon calar.
arayan annesidir. babası vefat etmistir. acil kasabasına donmesini ister anne cenaze islemleri icin.
ve bum! ucakta guzel bir hostes kız. aralarındaki yakınlasma.
hostes kız bir album ve bir kaset hazırlar. uzun yolculukta giderken km km dinlenecekler calacaktır.
adamın hayatının en guzel hediyesi olur bu.
adamı kızın askı hayata dondurmekle kalmaz, tam anlamıyla gobeginden baglar:)

annenin babasının vefatını anlatırken dans kurslarına yazıldım unutmak icin acımı, ayalarımı vurarak harikalar yaratıyorum tiradı hala gulumsetir.

-ı am hard to remember, impossible to forget.
“Üzülmek kolaydır çünkü üzülmek teslim olmaktır.”

görsel
başlarda sıkılsanızda hoş vakit geçirebileceğiniz romantik-çerezlik film.
(bkz: jessica biel)
susan sarandon'un, ölmüş kocasını anma törenindeki muhteşem tiradıyla renk kattığı film.
bizlere uymayan adetleri olan film..
ama insanı içine alıyor..

sonlara doğru iyice ısınıyorsunuz ve o yolculuk bitmesin diyorsunuz.
çok süper bir film olmadığı halde garip bir şekilde insanın içinde sıcak duygular bırakabilir.

filmin sonlarındaki yolculuk ve yolculuğun sonundaki buluşma oldukça güzel işlenmiştir.
--spoiler--
Life cannot be so cruel that we don't deserve to be together... to eat.

I'm impossible to forget, but I'm hard to remember.
--spoiler--
o kadar iyi bir film olmasada kirsten dunst tatlılığı ve audrey hepburn filmlerine yaptığı göndermelerle(otel odası tvsinde roman holiday filminin gösterilmesi ve orlando bloom'un annesi rolündeki kadının kocası mitch'i yad ettiği konuşmada breakfast at tiffany'nin soundtracklarinden moon river çalması)izlenilebilir kılmıştır.
--spoiler--

- welcome to the annual meeting of people who annually meet, and we'll see ya'll next year.

--spoiler--

repliğiyle aklımda kalmış sevimli bir claire karakterine sahip filmdir. Kirsten Dunst rolünün hakkını fazlasıyla vermiş. Bu elemanın birçok filmini seyrettim fakat hiçbirinde oynadığı karakter üzerinde bu kadar güzel durmamıştı. Belki de gerçek hayatta da böylesine uçuk, tahmin edilemez ve eğlenceli bir insan olduğundandır.
(bkz: yedek insan) .
orlando bloom olmasından dolayı ilk gün gittiğim belki ondan dolayıda olabilir ama beğendiğim bir film.
herkesin manuel modunda takıldığı garip bi yer olurdu var olsaydı.
alıştıgımız romantik komedilerden farklı olan bir yapıt. birbirini kaybetip duran, hatta sonunda onlardan daha çok birleşmelerini istedigimiz bir durum da yok. hayatı iş olan bir gencimiz var öncelikle, hoş bir kızla tanışıyor, konuşuyor vakit geçiriyor, pek birleşecek izlenimi vermiyor yönetmen aynı zamanda.
güzel bir yolculukla bitiriyor filmi.
izleyende romantik duygularla bırakmadan, hiç sıkmadan başlayıp biter, bittiginde ise etki bırakmaz ama nedense tekrar izlenebilir etkisi vardır.
içinde güzel bir müzik derlemesi, iki sevimli oyuncu, garip bir cenaze merasimi barındıran, dingin ve birazda romantik bir anınızda izlenmesi gereken bir film.

--spoiler--
son of a mitch
--spoiler--
neden o kadar beğendim diye kendime gece gece soru sorduran filmdir. müzik, uzun yol, kapıyı her zaman çalmayan aşk.. ha bir de o gece çok kar vardı..bazen yetiyor işte.
kirsten dunst'un partneri olarak filmde Seann William Scott*'ın oynayacağı duyurulmuş, ancak rol orlando bloom'a gitmiştir. romantik komedi tadında, bayık bir filmdir.
orlando bloom için seyredilmeye değer film.
orlanda bloom un kirsten dunst in yaninda ezik gibi gorundugu zevkli film. ayrica free bird sarkisi da cok guzel uymustur.
sadece şarkıları için izlenebilecek filmdir. Gerisi fıs...
insana dair carpici ve yasayan hikayeler anlatmakla unlu sinemaci cameron crowe'un 2005 yapimi filmidir. babasinin cenazesi icin baba evine gelen ve is hayatindaki muthis dusus nedeniyle zorlu bir donem geciren genc bir adamin, burada gecirdigi zamanda hem aski hem dostlugu hem de kendine guven duygusunu yeniden bulusunu anlatiyor. orlando bloomile kirsten dunstarasinda mukemmel bir uyum var. ucakta tanismalari, saatler suren telefon konusmasi, ortada bir yerde bulusmalari, bulusma aninda telefonu kapamalari, gunesin dogusunu seyretmeleri ve sonrasinda kirmizi bereli, sarisin kirsten dunst'ta gordumuz sari, kirmizi uyumunun ardindan mest olmamaniz elde degil. romantik-komedi sevenler icin zor bulunan filmlerden oldugu kesin.
tom petty imzali 'square one' isimli sarkisiyla da grammy adayi olmustur.
filmin soundtracki: Ryan adams-come pic me up
uyutan filmlerden biri, hatta suana kadar izlediğim en sıkıcı film desem yalan olmaz. bir hatun bu kadar mı yapmacık, bir adam bu kadar mı ruhsuz olur. izlemeyin iyisi mi.
kirsten dunst'ın kesinlikle dişlerini düzeltmesi gerektiğini bize gösteren film.
çok kaliteli olmasa da seyrederken hiç sıkmayan, eğlencelik bir filmdir. gün itibariyle izleyicilerinin seyredilmeye değer, sevimli bir film olduğu görüşünde birleştiği film olmuştur.

ayrıntılı bilgi:

http://www.imdb.com/title/tt0368709/
(bkz: orlando bloom)
(bkz: kirsten dunst)