kocası istanbul'da kendisi londra'da hatta başka yerlerde de yaşayan ve orada ikamet eden, arada kocasını görmeye gelen, ve mutlu bir evliliği olduğunu söyleyen bildiğin öhöm... şey kadın.
kendisinin gülenizmin mensuplarından olduğu kuvvetle muhtemeldir.elif şafak 1971′de fransada doğmustur. ermeni asıllı bir annenin çocuğu olduğu elif şafakın ermeni vakıflarından para aldığına dair çok fazla iddia var. elif şafak 2005-2009 arası tam dört sene zaman gazetesinin başyazarlığını yapmıştır. bunun yanında Gülene tabi eyüp canla adında biriyle evlidir. eyüp can, amerikada okumuş ve ardından türkiyeye gelmiş zaman Gazetesinde ve referans gazetesinde calışmaya başlamış. Eyüp Can 2005 senesinde berlinde elif şafak'la evlenmiştir.Türk Milletine ve Osmanlı'ya hakaret ettiği baba ve piç romanını da zaman gazetesinin başyazarlığını yaptığı 2006 yılında yazmıştır.
kendi yazılarının ucuzluğu kadar saçma bir şekilde eleştirilen yazar.
aga bir yazarı imla ile eleştiremezsin. bunu yapan zaten hayatı boyunca edebiyattan bi sikim anlayamamış, yazara karşı beslediği nefreti dışarı atmaya çalışan ot beyinlilerdir.
bu cümleden sonra yılmaz bir fanboy olduğum yargısına varılabilir fakat,
şahsen elif şafak'ı, entelektüelliğin kıyısına yaklaşamamış, gelişime tepki olarak doğan ve küçüklüğünde babası tarafından yapılan tacizleri nüfuzlu bir kocaya kaçarak benliğinde bastırmaya çalışan bir mahalle karısı olarak görüyorum.
yazısına gelince, okumuşluğum çok değil. arkadaşlar vasıtasıyla ödünç aldığım bir kaç kitabıdır. beat okuyup hayata isyan eden liselinin günlüğü tadındadır hepsi de.
Kitaplarını okumuş incelemiş edebiyatçılar tarafından itin götüne sokulan kağıt israfçısıdır.
Sen tarihe istediğin kadar kurgu kat mevlana'nın düşünce sistemini yanlış yansıtıyorsan, tarihi bilgileri yanlış veriyorsan, eserine konu olarak seçtiğin kişiye saygı göstermiyorsan ancak bir takım salaklara kitap satarakk çok satar olabilirsin elli sene sonra yazdığın kitabı tuvalet kağıdı olarak bile kullanmazlar.
Edebiyat aleminin trolü olduğuna inanmaya başladığım insan.
Mevlana ile ilgili senelerce araştırma (!) yaparak yazdığı kitapta mevlana'nın hayatına, düşüncesine, dönem özelliklerine dair tonlarca hata vardı.
Bugün görüyoruz ki 3 yıl uğraşıp(!) yazdığı ustam ve ben kitabında da mimariyle ilgili tonla hata varmış. beceremiyorsan yazma bacım. illa yazacaksan da londra'da lüks mağazalarda alışveriş yapmaya ara ver kır kıçını çalış. 3 liralık bir dergide çıkacak hikayesi için bile aylarca çalışan insanlar varken milyonlarca satacak kitaplar yazan birinin romancılığa ve roman okuruna bu kadar saygısızlık etmesi aptalca.
içini ben yazayım dışını nede olsa bir yerden çalarım mantığında takılan yazardır. kitap kapaklarının bir çoğu alıntıdır. o kadar yazıyosun, otur bi kapak yap allah aşkına yazardır.
işin uzmanıyla görüşmeden kitap basan, editörlüğün önemini kavrayamamış yazar. yaptığı yanlışlıkların farkında olmayan geniş bir okuyucu kitlesine sahiptir. yazık.
Mimar Sinan'ı temel alarak, 3 yıllık(!) bir çalışmanın neticesi olduğunu söylediği ustam ve ben adlı kitabında bilerek/ bilmeyerek yaptığı sanat tarihi ve mimarlık konularındaki hatalar bu sefer sert kayaya toslamış, mimarlar, şehir plancıları ve sanat tarihçileri arasında son zamanların en bomba dalga konusu olmuştur.
Aşk isimli tarihî ve fikri hatalarla dolu bir kağıt israfının sahibi.
bu kitabı başyapıt olarak gören insan mümkünse kitap falan okumasın çalıkuşu var kanal d'de onu izlesin.
Baba ve piç dönemine kadar bir nebze okunabilir bir yazardır kendisi fakat ne yazık ki o kitaba gelen süreçte elindeki tüm malzemeyi tüketmiş tek atımlık barutunu harcamıştır. Baba ve piç kitabının dava edilmesiyle ilerleyen süreçte kendisi belli bir popülariteye kavuşmuş daha sonraki kitaplarını edebiyat yapmış olmak adına değil bu popülariteden faydalanarak para kazanmak adına yazmıştır.
Aşk kitabındaki hataları tek tek yazmayacağım google'a yazın çıksın. iSkender'deki ustam ve ben'deki intihallerin belirtilmesi ise eleştiri değil suç duyurusudur. bu kadın bir hırsızdır ve ancak bizim gibi aşkk isimli paçavrayı baş yapıt kabul edebilecek salak ve kültürsüzlerin ülkesinde çok satar.
"ay ben çok göçebe ruhluyum, ruhumda kurt var ölüyorum, o kadar entelim ki fularsız yatamıyorum bile" modunda dolaşırken para tatlı gelince gülben ergen'in programına kadar düşmesini ise söz konusu dahi etmeyeceğim. Yazar insanın ne işi var amına koyayım ankara'nın bağları söylenen sabah kuşağı programında.