bugün baba ve piçadlı romanının kahramanları tarafından söylenen sözler nedeniyle "türklüğü aşağılamak" suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle
yargılanacak yazar.
beklenir ki, bu dava sonucunda türklük yücelsin. hatta roman kahramanları katil olan yazarlar da cinayetten yargılansın, memlekette asayiş sağlansın. herkes sevsin sevilsin. sevinsin.
baba ve piç adlı romanını kimilerinin kıçı ile okuduğu yazar. ifade özgürlüğü olmayan bir ülkede ifade hakkını sonuna kadar kullanmaya çalışan ama sert duvarlara çarpan yazar.
Baba ve Piç adlı kitabında ''basın yoluyla Türklüğü aşağıladığı'' gerekçesiyle demokrasiyi baltalayan 301. maddeden yargılanırken suçun yasal unsurları oluşmadığı ve yeterli delil bulunamadığı gerekçesiyle an itibariyle beraatine karar verilmiştir.
mahkeme çıkışı faşistler iş başında olsada orhan pamuk davasından ağzı yanan polis daha terbirli davranmıştır. tedbirlere rağmen gerginlik çıkartmıştır şovenistler ve ülkemizi bir kez daha dünya önünde küçük düşürmüşlerdir.
çok renkliliğe, farklı soluklara,görüşlere anlayış göstermeyen, galeyana gelmeye bayılan türk insanının yeni hedefi. oldukça iyi bir yazar. üslubu gerçekten ilgi çekici.
babasının mesleği sebebiyle tek bir yerde büyümemiş,şu sıralar Baba ve Piç kitabının nahoş olayları yüzünden gündeme gelse de-bir roman karakterinin düşünce suçu işlemesi(!)-aslında edebiyatçılığını önceki romanları ve çeşitli gazetelerdeki yazılarıyla kanıtlamış,Türkçeye olduğu kadar ingilizceye de hakim olan,yetenekli yazar. Ayrıca sofuluk,Türkiye'nin arada kalmışlığı,feminizm hakkındaki düşünceleri de takir edilesi yazar.
sen bir fransızdın koskoca istanbulda,ne biz bunun farkındayız ne de tayyip farkında.
elif şafak hanımefendiyi eleştirecek hatta aşağılayacak bir yazı yazacağımı düşünmeniz mümkündü bu girizgâhtan sonra, ancak yazmayacağım. kendisine şahsen kızmadım da. çünkü ona kızma hakkımı orhan pamuk ta çoktan kullanmıştım. hayır, kendisini öldürmekte istemiyorum, onu da hrant dink kaptı. anlayacağınız küçük insanlara nefret besleyerek kendimi yıpratmanın anlamsız olduğu kanısına vardım.
elif şafak'ın yazdığı romanda türklüğe ettiği hakaret gayet ona uygun bir davranış. hiç yadırgamadım, hiç şaşırmadım, normaldir dedim. çünkü elif şafak zaten türk değil, elif şafak bence sapına kadar fransız. ancak mesele nerde doğduğun, veya ananın babanın nerde doğduğu değil. iyi bir türk olarak ben her zaman, gönlünce, içinden gelerek ben türk'üm diyen herkesin türk olduğuna inandım. hatta şu anda benim için mehmet aurelio elif şafak'tan 1000 defa daha türk.
kendisi artık çok ünlü bir yazar, mutlu olabilir. ama ben yazar olsam kalemimin ustalığıyla anılmayı isterdim, böylece kendi ülkemde saygı gören biri olabilirdim. tabi, elif şafak bir istisna, günahını almamak gerek. zira bu yazdıklarıyla kendi ülkesinde ve avrupa'da çok ünlü oldu. demek ki gerekeni yapmış.
benim kendisinden naçizane ricam bir roman da pkk ve apo'nun haklarının savunulması, kürdistanın tez vakitte kurulması için yazsın. malûm, bizim buna da çok ihtiyacımız var.
kendisini dış güçlerin kullandığını düşündüğüm yazar. ülke olarak ermeni soykırımına karşı çıkıyoruz. ama bu hanfendimiz türkleri aşağılamakta, ermeni ve fransız lobiciliği yapmaktadır. sonra televizyonlara çıkıp türkiye avrupa birliğine girmek istiyorsa düşünce özgürlüğünü kısıtlayan 301. maddenin kaldırılmasını istiyor. herhalde türklüğe hakaret ettiği için bir de ödül bekliyor.
Türkiye'de ''hukuk devleti'' kavramının içinin ne yazık ki iyice boşaltılmış olmasından dolayı mahkeme basmaya alışan bir takım zorbaların ama özellikle de kendilerine yakıştırmakta bile utanç duyduğum '' hukukçu '' zorbaların eline malzeme olmuş başarılı yazardır. Ben de Ermeni soykırımını tanımıyorum ama kabul edene de bu linç girişiminin hatta bu davanın açılması bile ülkemiz adına büyük bir hatadır. Varsa bi itirazın çıkarsın açıklamanı yaparsın kardeşim nedir yani? Elif Şafak veya Orhan Pamuk sizi dava etti mi başka bir ülkede bunlar soykırımı tanımıyor diye veyahut bu insanlar sizin evinizi mi bastı niye onlar gibi düşünmüyorsunuz diye? Kimse bu tip meselelerde diğerleri gibi düşünmüyor diye yargılanamaz, yıllardır kullanılan ''dış mihrakların tahriği '' klişesini de bahane olarak öne süremez. Kimse bunu hukuksal bir hadise gibi gösteremez adı 301. madde de olsa 1235789.madde de olsa, gerisi boştur benim için. Dava öncesi ve sonrası yapılan gösterilere de destek verip ortalığı dağıtan sözde hukukçuların da okuduğu fakülteler haram olur umarım. Zaten asıl vatan haini bu şovenistlerdir aslında. Keza sonuçta yargı makamı da durumu daha dava açılma sürecinden itibaren dikkatle incelediğinden takdire şayan bir şekilde duruşmaya gelmeyen *** ve daha savunmasını bile doğru dürüst veremeyen Elif Şafak'ı, suç teşkil eden delillerin oluşmaması nedeniyle beraat ettirmiştir. iyi de etmiştir, bu ülkede az da olsa adil kararlar çıksındır...
Önce Türkiye'de işkence gördüğünü iddia eden fason düşünceleriyle yabancı basında isim duyurmaya çalışan, sonra doğurduğu kızı için, şehit yakınlarına
-bırak aramayı- uzaktan uzağa baş sağlığı bile dilemeyen başbakanımız recep tayyip erdoğan'dan tebrik telefonu alan, Ermeni ağzıyla Türklüğe hakaret ettikten sonra tck 301 'den yargılanan, bu aşamada yine arkasındaki dağ gibi isim erdoğan tarafından aranarak "Canım kardeşim, geçmiş olsun. yarınki mahkeme için hiç canınınızı sıkmayın." sözleriyle moral bulan, Türk milletini, katil-kasap-soykırımcı olarak nitelendirmesini normal karşılayan mahkemece çarçabuk aklanıp beraat ettirilen, şimdilerde ise yeni doğurduğu bebeği hakkında yaptığı açıklamalarla halkın gözlerini yaşartan, yakınlarda adını elif shafak olarak değiştirmesi beklenen Amerikan kuklası.
johnny cash hayranı güzel ve ilginç şeyler yazan hanım yazarlarımızdan birisidir.
kendisi hakkında yorum yapanların bir çoğu ne yazık ki yazdıklarından habersizdir. sırf diğer bir yazarımızın başına geldiği gibi.
1,5 yıl anne olmak icin ugrasan oosit kalitesizligiyle bogusan tam vazgectigi ve tedaviyi bıraktıgı anda hamile kalan, bir kız bebek annesi, gazeteci, yazar.
hasan mezarcı gibi, atatürk'e veled-i zina diyen birini elini kolunu sallayarak gezdiren; fakat, kendi yazarını düşünce suçundan mahkemelerde süründüren bir sistemin kurbanı.
8 martta çıkan baba ve piç romanıyla fazlasıyla gündeme gelmiş; muhtemelen kitabı okumayanlar tarafından anlamsızca yargılanmış; bu ülkede yapıştırmaların ,etiketlerin, manşetlerin, anlamadan yorum yapmaların, bu yaptığı yorumla lince girişenlerin ve tüm bu olanların sıradanlaştığının ne kadar değer kabilinden olduğunu bu olayla * göstermiş kişi. gerçekten kolay gelsin denecek kişi.
serinin ikinci zayıf halkası. orhan pamukun nobeli almasıyla umutlanan zarif bünyesi nihayet ödülüne kavuşmuştur, hayırlı olsun. italyada uluslararası gazetecilik dalında ödüle layık görülmüş, savaş muhabiri giovanna botteriyle birlikte. türkiyede iki gazetenin haricinde berliner zeitung, washington post ve wall street journalde yazması çok hoşlarına gitmiş, belki de yazdıkları bilemiyorum.
ama baba ve piç romanından dolayı 301. madde ile yargılanması da belirtilmiş. önemli olan da bu zaten. yazar kızımız ve beyimizin buna dikkat dikkat edip etmediğini, uygulamanın sürecine bakıp herhangi bir eziklik duyup duymadığını merak ediyorum en çok. şahsımca mahkemeye filan da gerek yoktur, en azından ödüllendirilmelerini engelleriz, bırakınız söylesinler derim. ne de olsa en iyi tepkiyi verecek olan insanlarımız kendilerine bir değer biçer, ya bir baba misali kucaklarız, ya da bir piç gibi atarız ötekilerinin yanına.
"baba ve piç" romanında yazdıklarından dolayı yargılanan yazar. kendisinin oluşturduğu bir sanat eseri ve onun kahramanı, gerçek ile kurguyu ayırt edemeyen bazı yurdum hukukçuları tarafından dava edilmiştir. mustafa kemal atatürk bile; bir zamanlar, kendisine hakaret içeren bozkurt adlı romanı bile, sanat eseri olması dolayısı ile, bizzat kendisi tercüme edip okunmasını söylemiş iken; birilerinin, bundan yıllar sonra, bir yazarı yazdıklarından dolayı yargılamak istemesi utanç vericidir.
Michigan Üniversitesi'nde "Ortadoğu'da Marjinal Kimlikler" ve "Kadın ve Edebiyat" dersleri veren yazar. Bu adıgeçen üniversitede tarih sosyolojisi profesörlerinden biri de Fatma Müge Göcek'tir. Fatma hanım gibi Taner Alaçam da ABD'de üniversitelerde derslere girmektedir. Tesadüf işte!
