Bu şehirde yaşayan z kuşağına sesleniyorum, chp'ye oy verin. Şarap festivali geri gelsin.
Y kuşağının Gençliğini mahveden partiye oy verirseniz bu şehirde sosyalleşecek yer arar durursunuz. Bundan şikayetçiyseniz babalarınızı, dedenizi ikna etmeye çalışın.
AKP, Elazığ Atatürk Stadını bile yıllardır yapamadı.
Şehirde gidebileceğiniz tek pub var, orası da ot Cafe. iç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'nun birçok şehrinde Türk gençliği muhafazakâr bir yaşam sürmeye zorlanıyor. Bunu hak etmiyorsunuz. Çünkü, siz pırıl pırıl insanlarsınız.
Misal bir ağın leblebisi var, beyaz leblebi gibi sert, sarı leblebi gibi yumuşak değil, ikisinin arası gibi, ama değişik bir tadı var, hani normalde leblebi en dandik kuruyemiştir kimse yüzüne bakmaz ya, bu dehşet bişey.
Vişneli dondurma; ne varki işte vişneli dondurma deme, şimdiye kadar ben dondurma yemedim dersin. öyle bi zalım vişne tadı var.
Salçalı ekmek; aslında köfteli ekmek, ama tost, ama salçalı köfteden yapılmış tost. Anlatamadım ben işte ama bu da güzel, yenir.
Badem şekeri; dışı süt tadı içi kavruk bişey, bak ben çocukluğumdan beri nikah şekerlerinin içinden badem şekerlerini çalıp yerim, hatta Cemil cümle akrabamın nikah şekerlerini hazırlamak bahanesiyle hep şekerlerini yedim ve içlerinde badem şekeri olmadan vermek zorunda kaldılar, böyle bir tat görmedim. La Mardin’in badem şekeri filan hikaye, ben devlet olsam Mardin’deki pastanelere kayyum atarım lan böyle badem şekeri mi olur yapıyorsanız Elazığ’daki gibi yapın derim.
Ve finalde frambuazlı simit, beyle penbe penbe, bak ben 35 yaşında adamım, pastanede son frambuazlı simit kalsın, çok hoş bir kadın o simite talip olsun, hiç öyle buyurun hanfendi siz yiyin hıhı filan demem, saçlarını elime dolayıp yerlerde sürüklerim anahaber bültenlerine düşerim vahşi maganda diye feminiklerin hedefi olurum lan, bu frambuazlı simit kahvenin yanında bir gidiyor, abbauuu.
belki de bütün yerleşim birimleri, güncellenecek olan ekonomik, sosyal ve güvenlik verilerine göre yeniden gruplandırılmalıdır. özellikle ulaşım sürelerine ağırlık verilmelidir.
"Elazığ Tr'nin en bağnaz, en cahil, en paranoyak, cinsel saplantılı, maddi ve manevi tecavüz kültürü gelişkin kentidir. Gasp edilmiş emlak üzerine kuruludur, inkar edilmiş kimliklerden örülü bir hapishanedir. idolü Mehmet Ağar'dır." Sevan Nişanyan böyle alçakça bir yorum yapmıştır. Kendisi hakkında suç duyurusunda bulundu Elazığlılar.
Yol kesme olan dönemleri dahil, senelerce doğuda kaldım.
O zaman batıya memlekete dönerken benim için şehirler arası karayollarında güvenli hudutların başladığı yer Bingöl ve Karakoçan'ı geçtikten sonra Elazığ Kovancılar ile başlardı.
Yıkamayı unuttukları kadını mezardan çıkarıp yıkayıp tekrar defnetmişler. Sonra bunlar bu mantıkla gelip bize kafa tutuyorlar, bizimle yarışıyorlar ahahajah.